Üniversite yıllarında bilgisayar derslerimiz vardı ve bu derslerde hiç bilgisayar görmeden Basic, Fortran 4 gibi bilgisayar programlarını öğrenmeye çalışmıştık.
Üniversiteyi bitirdikten sonra Ankara’ya geldiğim 1988 yılında bir bilgisayar kursuna yazılmıştım. Bilgisayarlardaki o yıllardaki gelişimi, kursdaki bir hocamız; “şayet uçaklar, bilgisayarların son 20 yılda geliştiği gibi gelişseydi şimdi ışık hızında uçardı.” şeklinde ironik bir şekilde açıklamıştı.
O günden bu zamana geçen yaklaşık 35 yılda bilişim alanında inanılmaz gelişmeler yaşandı.
Bilgisayarların kabiliyet ve kapasitelerinin artışı bir yana cep telefonları da adeta bilgisayar vazifesi görmeye başladı. Bunların hepsinden daha önemlisi ise internetin gelişimi oldu.
Gerçekten bilişimdeki gelişim ve internetin ortaya çıkması, insanlık tarihinde çok önemli bir kilometre taşıdır. İnternetin bilgisayarla birlikte gelişimi; yönetimden, eğitime, sağlıktan ekonomiye, tarımdan savunmaya ve uzaya kadar hayatın her alanında; inanılmaz bir şekilde daha önce hiç karşılaşılmamış imkanlar, fırsatlar, zorluluklar, tehditler ve tehlikeleri de içinde barındıran bir süreci doğurdu. Bundan sonraki hiçbir şey bundan önceki binyıllarda yaşanan ve öğrenilenler gibi olmayacak.
Dünyanın her noktasından para, mal, bilgi, veri, ses, görüntü gibi insanın kullandığı bütün değerlerin transferinde büyük kolaylıklar yaşanmaya başlandı. İnternet bankacılığı, elektronik mektup (email), twitter, watsup, instagram gibi uygulamalar, e devlet uygulamaları, kurumsal yazılımlar (ERP), oyun programları, nesnelerin interneti, yapay zekalar, robotlar; insanın, çevrenin ve diğer varlıkların yararına çok önemli işler yapabildiği gibi dolandırıcılık, kumar, her türlü bağımlılık, tehlikeli toplumsal hareketler gibi büyük ölçekli olarak zararlı işler de yapabilecek boyuta geldi.
Bununla birlikte bazı ülkelerde savunma, ekonomi, tarım, sanayi uygulamaları bir yana hukuk ve tıp alanı başta olmak üzere insanı doğrudan ilgilendiren ve yargı işlerinde hekimi ve dava işlerinde hakimi devre dışı bırakacak yapay zeka yazılımları bile yapılmaya ve pilot uygulamaya başlanmıştır.
İnternet ve bilgisayarlardaki bu sürekli değişim, insanların büyük çoğunluğunu bir anda cahil konuma sürükledi. Bu sebeple çağın gerektirdiği “bilişim ve medya okuryazarlığına ayak uyduramayan fert ve toplumlar büyük bir tehdit altına girmiştir.
Hayatın akışını değiştiren bu çığır açıcı icatlar bizim toplumumuzdan veya ülkemizden çıkmadığından bu teknoloji ve imkanları hakkıyla kullanma noktasında çok büyük zorluklar yaşamaktayız.
Öncelikli olarak her alanda olduğu gibi en başta çocuklar, geleceklerini tehdit eden bilgisayar oyunları, internet bağımlılığı, sosyal medialarda uzun süre vakit geçirmek gibi tehlikelerle karşı karşıya kalmıştır. Bu durum onların zamanlarını çaldığı gibi akademik başarısızlığın yanısıra zihinsel bağımlılık ve tembellik gibi hastalıkları da beraberinde getirmektedir.
Gençler de aynı şekilde hayatlarını tehdit eden bir çok bilgisayar ve internet uygulamalarıyla karşı karşıyadır. Bağımlılık seviyesine gelmiş sanal oyunlar, sanal kumar siteleri, erotizm siteleri gibi akla gelmeyecek bir çok tehditle gençler karşı karşıyadır. Bu onların hem akademik başarısını hem de meslek edinimini zorlaştıran bir unsur haline dönüşmüştür.
Diğer yandan orta ve ileri yaş grubunda olan, bilgisayar ve internetin getirdiği iş ve uygulama alanlarına tam olarak uyum sağlayamayan kadın erkek bir çok insan da büyük tehdit altındadır. Telefon ve bilgisayarlar üzerinden yapılan bankacılık işlemleri, e-devlet uygulamaları, şifrelemeler gibi bir çok uygulama kullanılarak insanların malları, banka hesapları dolandırıcılar tarafından çalınmakta ve insanlar çok büyük zararlara uğrayabilmektedirler.
Hatta internet bankacılığı yapamayan, e-devlet işlemlerinden haberdar olmayan bir çok kişinin de kendi çocukları tarafından bile istismar edilme durumları sözkonusu olabilmektedir.
Bunların yanında yine genç, orta ve ileri yaşlarda olan insanların bir çoğu yukarıda saydığım uygulamaların işleyişlerinden de haberdar olmadıklarından bu programlardan yeterince faydalanmamaktadır.
Özellikle gençlerin büyük çoğunluğunun temel donanım olarak exel, word gibi uygulamaları da yeterince bilmediklerini de ayrıca görüyoruz.
Bütün bu yazılanlardan hareketle Türkiye’deki en büyük eğitim-öğretim açığının, insanları bilişime yönlendirme ve doğru kullanımı gösterme anlamında bilişim ve medya okuryazarlığı alanında olduğunu söyleyebilirim.
Üretim işleri, kas gücünden beyin gücüne geçeli 350-400 yıldan fazla bir zaman oldu. Şimdi hayat ve üretim, başka bir evreye geçiyor.
Bu evreye çok büyük hazırlık yapmak durumundayız.
Bütün bakanlıklar, web tapu, interaktif vergi dairesi, SGK, Ulusal Yargı Ağı (UYAP) gibi neredeyse bütün devlet işlerine ait e-devlet ve internet bankacılığı uygulamalarının tanıtılması, gerçek ve tüzel kişilere bakan yönü itibariyle işlem yapma, sorgulama imkan ve kabiliyetlerinin sistematik bir şekilde insanımıza öğretilmesi gerekir. Bu hem güvenli ortamda iş yapma imkanı verecek hem de zaman ve kaynak israfını önleyecektir.
Bu amaçla bilişim ve medya okuryazarlığı alanında MEB tarafından bir eğitim öğretim seferberliği başlatılmalıdır. Her ne kadar kısmi olarak var olsa da; ilk okul, orta öğrenim ve üniversiteye kadar zorunlu olarak yaşın ve zamanın gerektirdiği bilişim ve medya okuryazarlığı derslerinin uygulamalı olarak devreye alınmasının ve halkımızın da bu konuda Halk Eğitim merkezlerinde bilişim ve medya okuryazarlığı kurslarına katılarak sertifika almasının bu çağın gereği olduğunu düşünüyorum.
07.04.2024
Muhsin Ganioğlu; Ankara
Ebu Ubeyde: Nasrallah'ın yasını tutuyoruz
28.09.2024
HİZBULLAH'IN FİLİSTİN SINAVI | HAZIM KORAL
28.09.2024
Lübnan sınırında ilk sıcak temas
02.10.2024
Tebaa ve İtizalciler | Muharrem Balcı
11.09.2024
MUHAFAZAKÂRLIK MEHMET YAVUZ AY 12.09.2024