metrika yandex
  • $32.44
  • 34.77
  • GA18240

ÜTOPYADAN KÜÇÜREK ÖYKÜLER-II

AYTEN DURMUŞ
26.06.2021

YAŞAYARAK ANLAMAK

İşten çıkar, çevredeki oturulabilecek yerlere doğru yavaş yavaş giderlerdi tüm meslektaşları. Oysa beklenen davranış, işin yorgunluğunu atmak için herkesin kendi evine doğru gitmesiydi. Gitmezlerdi.

Hep merak etmişti, böyle kişilerin neden evlerine gitmeyip sağda solda oyalanmalarının nedenini. Şu anda ise şöyle dua ediyordu: Rabbim! Merak ettiğim her durumu bana yaşatarak öğretme… Çok yoruldum çok… Ve ben kendime gidecek bir yer de bulamıyorum. Yutkunarak bastırdığı duygularını sanki bakışlarından okuyacaklarmış gibi kaygılar içinde, sanki adımları daha çok geri geri gider gibi eve doğru yürüyordu.

KARINCA YÜRÜYÜŞÜ

Yürüyordu karınca ağır ağır, sonunda yuvasına geldi, oturdu bir köşeye. Baktı sağa sola, yavrularına, her köşesine emek verdiği yuvasına… Çok yorgundu, gözlerini yumdu. Dinlenmeye kendine gelmeye çalışken sırtındaki yükten zorlanıp yolda düştüğünde kendisine sorulan soru geldi aklına.

- Ey karınca! Ömrünü böyle yaşamana değdi mi? Bıkmadan emek vermene, bedeninin kaç katı yükleri taşımana, yıllarını böyle harcamana değdi mi?

Karınca, gün ışığından kamaşan gözlerini kırpıştırarak soru soranın kim olduğunu göremeden düştüğü yerden kalkmaya çabalarken sordu:

- Sen hiç şiir yazdın mı?
- Hayır!
- Peki, şiir okudun mu?
- Hayır!
- Şiir sever misin?
- Hayır!
- Hiç türkü söyledin mi?
- Hayır!

Karınca, vereceği cevapları vermedi, sustu, kendini toparlayarak düştüğü yerden kalktı, yükünü yeniden sırtlanıp topallayarak yoluna devam etti, yuvasına geldi. Yuva dolusu yavrularına sevgiyle baktı. Gücünün üstündeki yiyecek yüklerini taşıyarak getirdiği yiyeceklerden yiyorlardı, hepsi mutluydu. ‘Siz bunu belki bilecek belki bilmeyeceksiniz, ben yaşadığım her şeye sizin için katlandım.’ diye düşündü. Bu duygunun etkisiyle belki biraz daha rahat yürüyor, ağrılarını daha az hissediyordu. Yine aksıyordu ancak bu aksama düştüğü yerlerde aldığı yaralardan değil, yıllardır çok kişilik yükleri hep tek başına taşımanın verdiği yorgunluktandı. Aksamasına baktı: ‘Olsun yürüyorum ya!’ diye mırıldanarak gülümsedi.

Oturdu yuvasındaki köşesine, uzun süredir yazdığı ‘Karınca Soyuna Öğütlerim’ adlı kitabına şu cümleleri ekledi: ‘Şiirsiz yetişenlerin bir dâvası olmaz, dâvası olmayanların duası olmaz, duası olmayanların devası olmaz, devası olmayanların şifası olmaz, şifası olmayanların ne sözü ne de eylemi bir işe yarar. Havada oksijen, damarda kan, dimağda şiir aynıdır soylu çocuklarım.’

 

AYNADA GÜLÜMSEMEK

Gülümsedi aynaya bakarken sanki kendisini ilk kez görüyormuş gibi bakıyordu aynaya. Ne görmek isterdim diye düşündü. Sonra gördüğünden hoşnut olup olmadığını düşündü. Yüzündeki yaşlılık izlerine baktı yavaş yavaş. Bazı çizikler gelip oturmuştu yüzünün farklı yerlerine. Acı bir gülümsemeyle baktı bu çiziklere. Kendine acıyor muydu, duygularını anlamakta zorlanıyordu. Yaşayan her varlık gibi, her canlı gibi elbette yaşlanacaktı, bunu biliyordu. Öyleyse bu, olmaması gereken bir şey görüyormuş gibi şaşırmanın anlamı neydi? Az sonra aynada yeni görüntüler belirdi, neredeyse hepsi onun gözbebeklerinin en derinine bakarak konuşmaya başlamıştı:

- Sen yürüdün ama yoldaşını bilinçlice seçmedin, ben bu yüzden gelip senin alnına yerleştim.
- Sen sevgi doluydun ama seveceklerini bilinçlice seçmedin, ben bu yüzden gelip senin iki kaşının arasına yerleştim.
- Sen sorunlarını kimseyle paylaşamadın, oysa paylaşmalıydın; ben bu yüzden gelip senin gözlerinin altlarına yerleştim.
- Senin gülüşlerin hep yarım kaldı, ben bu yüzden gelip senin dudağının iki kenarının birine yerleştim.
- Hey kardeşler, hepinizi ben getirdim buraya ama siz kardeşiniz Ak Telleri unutuyorsunuz. Sen çok acılar çektin sessizce, ben de senin her bir acına karşılık bir saç telini beyaza boyadım, dedi gözlerinin derinlerine bakarak.

Gözlerine yaşlar doldu, akarken kıpkırmızı oldu bakışları. Aynaya bakarken tüm çizgiler daha da derinleşti ve saçlarında yeni aklar oluşurken gözlerinin kızılından çıkan ışıklar aynaya sertçe çarptı ve ayna o anda paramparça oldu. Ta derinden gülümsüyordu artık yarım kalmayacak bir gülüşle...

 

Yorum Ekle
Yorumlar (1)
Nermin yalcin | 26.06.2021 11:48
Şiirsiz yetişenlerin bir dâvası olmaz, dâvası olmayanların duası olmaz, duası olmayanların devası olmaz, devası olmayanların şifası olmaz, şifası olmayanların ne sözü ne de eylemi bir işe yarar. Havada oksijen, damarda kan, dimağda şiir aynıdır soylu çocuklarım.’ Çok güzel.. kalemine sağlık