metrika yandex
  • $32.68
  • 35.22
  • GA17640

65 YAŞ ÜSTÜ BÜYÜKLERİMİZE

AYTEN DURMUŞ
28.06.2020

Öncelikle yazımı okuyan bütün büyüklerime saygılarımı sunarım. Bu yazımın başlığı her ne kadar ‘65 yaş üstü büyüklerimiz’ olsa da on, on beş yıl içinde onlarla aynı yaşlara gelecek olanlar da bu yazımın birinci muhataplarıdır. Ve esasında yaşarsak hepimiz…

Değerli büyüklerim!

Sizlerden, hayatın şu üç açıdan değerlendirileceğini öğrendik:

Doğru yaptıklarımızın karşılığı

Yanlış yaptıklarımızın karşılığı

Yapmamız gerekirken yapmadıklarımızın karşılığı

Bildiğiniz gibi tüm dünyayla birlikte ülkemizde de her gün biraz daha artan salgınla birlikte hepimiz evlerimizde kalmaya başladık. Bu süreçte devletimiz özellikle 65 yaş üstü siz büyüklerimizi muhakkak evde kalmaya çağırdığı zaman, ben de bu konu üzerinde düşünmeye başladım. Benim de bu yaşlardaki büyüklerim hamdolsun hayattalar. Onlardan önceki tamamı ahirete irtihal eden büyüklerimin hepsiyle de yaşadığım bir sürü olay, onlardan bana kalan bir sürü anı var. Hepsi de birbirinden değerli sözlerini ve tavırlarını, belleğime kazımış durumdayım. Çoğunu da yazılarımda, konuşmalarımda atıflı-atıfsız sık sık kullanırım.

İşte bu durumun bana yaşattığı düşünce yoğunluğu sebebiyle bu yazıyı kaleme alıyorum. Bu yazı da sizlerden bazı isteklerimizi, sizden sonraki ve daha sonraki kuşak adına dile getirmeye çalışacağım.

Sevgili büyüklerim!

Sizlerden istiyoruz ki hayat sizin şükrünüzü artırsın. Mal, makam, güç vs. her ne varsa hepsinin tadına kendi kısmetinize göre baktınız. Size yakışan yaşınız arttıkça maddi durumunuza odaklanmadan gani gönüllü olmanızdır. Mal hırsı gözünü bürümüş, bu sebeple etrafında yakın kimse bırakmamış bir kişi olmak kimseye bir iyilik getirmez. Sizin adınıza gönlümüz arzu eder ki ‘huysuz ve aksi bir ihtiyar’ olarak anılmak yerine ‘sevilen, yolu gözlenen, özlenen, gelmezse aranan’ bir kişi olasınız. İnsan için Hakka yürüdüğünde eksikliği sebebiyle gerçekten arkasından ağlanması, özlenerek hayırla anılması kadar ne güzel olabilir?

Değerli büyüklerim! Sizlerle bir araya geldiğimizde çoğu kere görüyoruz ki her şeyden şikâyetçisiniz. Ülkeden, dünyadan, bulunduğunuz şehirden, akrabalarınızdan, çocuklarınızdan ve hatta kendinizden… Lütfen artık her şeyden şikâyet edip durmayı bırakınız. Burası dünya, dünya hayatı tam da böyle sorunlu, sıkıntılı, eksik gedik olacaktır. Hayatın içindeki az çok güzelliklere bakmazsanız dünya hayatınız cehenneme döner. Buna ne gerek var değil mi?

Değerli büyüklerim! Sizden sizin huzurunuz için kendi yetiştirdiğiniz ya da iyi yetiştiremediğiniz evlatlarınızdan şikâyet edip durmayı da artık bırakmanızı istiyoruz. Bunun yerine onların daha iyi olması için fiili ve kavli ne gerekiyorsa onları yapınız. Hiç olmazsa onlara şikâyetsiz dua ediniz. Bu daha iyi olmaz mı? Sürekli şikâyet eden birisi olmanız sizin hangi ilişkinizi daha güzel bir duruma getirebilir ki? Eğer varsa sorunları çözmenin doğru yolu bu mudur?

Değerli büyüklerim! Oğullarınız ve kızlarınızın hangisinden söz edilse hiçbirinden tam anlamıyla razı olmadığınızı ortaya koyuyorsunuz. Hiç düşündünüz mü acaba sizin anne-babalarınız sizden her anlamda razılar mıydı? Bize cevap vermenize gerek yok çünkü insanın insandan her anlamda razı olabilmesi zaten mümkün değildir? Dahası insanın anne-babası da dâhil olmak üzere kimseyi her anlamda razı etmek gibi bir görevi de yok. Bu nedenle evlatlarınızın ‘irade özgürlüğü’ denilen bir hakları bulunduğunu da düşünerek onlarla daha güzel ilişkiler kurmanız mümkün mü acaba? Arada bir de onların sizden razı olup olmadığını düşünmeniz gerekmez mi?

Değerli büyüklerim! Gelin ve damatlardan da pek azınız hoşnutsunuz. Kiminiz yüzlerine bir şey demiyor, kiminiz de hoşlanmadığınızı her şekilde gösteriyorsunuz. Kendi aranızda ‘Evlat senin de gönlü senin değil ki’ diyerek sanki onun yanlış eş tercihinde bulunduğunu sürekli gündeme getiriyorsunuz. Acaba çocuklarınız mevcut eşlerinden başkalarıyla evlenselerdi, siz daha mı mutlu olacaktınız? Bunun bir garantisi var mı? Bunun yerine, kıyamet günü sizin şahitleriniz olacak gelin ve damatlarınızla hatta onların yakınlarıyla insan olarak ve/veya Müslüman olarak ‘kardeş’ olduğunuzu gösteren ilişkiler kurmanız daha güzel olmaz mı? Hepimiz hayatta olduğumuza göre bunun için geç sayılmaz değil mi?

Değerli büyüklerim! Sizler, konuşunca herkesi suçluyorsunuz. Sözleriniz doğru da olabilir. Ancak yine de düşünmeli değil misiniz: Siz hiç mi yanlış yapmadınız, şikâyet ettiğiniz durumların oluşmasında sizin hiç mi payınız yok. Lütfen kimseye söylemenize gerek yok, eğer içinizdeki bir ses, size kendi yanlışlarınızı fısıldıyorsa o sesi hiç kesmeyin. O sesin adı vicdandır. Onu dinleyin ve kendi yanlışlarınızdan vazgeçebilecek ve bunları düzeltebilecek imkânınız varken lütfen bunları düzeltin. Kırdığınız gönüller, dökülmesine sebep olduğunuz gözyaşları varsa en yakınınızdan başlamak üzere helallik almanız ve o gönülleri onarmak için elinizden gelen ne varsa yapmanız güzel olmaz mı?

Değerli büyüklerim! Sürekli olarak hayat mücadelenizden, evlatlarınız için yaptığınız fedakârlık ve cefakârlıklardan söz ediyorsunuz. Dünyadaki hayatın kuralı böyledir. Her anne-baba, dünyaya gelişine vesile olduğu çocukları için üstüne düşeni yapmak zorundadır. Çünkü her anne-babanın zorunlu olduğu bir görevdir bu. Bunları çocuklarınızın başına kakmak yerine, onların da kendi çocukları için yaptıkları fedakârlıkları görüp ana-babalık duygusunun ne büyük bir görev olduğunu anlayarak bu görevi layıkıyla yerine getirmenin mutluluğunu yaşasanız daha güzel olmaz mı? Çünkü güzel olan her emeğin karşılığını zaten Allah verecektir. Size, sizin istediğiniz gibi bir karşılık ver(e)meyen evlatlarınızın başına kakarak bu güzel amellerinizi heba etmenize gerek var mı?

Değerli büyüklerim! Konuşunca ‘serseri’ diye nitelediğiniz torunlarınız ve onların arkadaşları var bir de. Tavır davranışlarını saygısız ve sorumsuz bulduğunuz, sizin genlerinizi taşıyan, canınızdan parçalar olan torunlarınız… Keşke onları ‘serseri, saygısız, sorumsuz’ diyerek sevgisizce dışlamak yerine severek bağrınıza bassanız. Belki sizin sevginizle o taze fidanlar, hoşlanmadığınız o durumların doğrusunu sizden öğrenebilecekler ve daha iyi insanlar olabileceklerdir. Onları bağrınıza basıp koklayın, güzel sözler söyleyin, hayatın size öğrettiği kıymetli ne varsa onlarla paylaşın. Onların bugününe bakmayın, onların içinde saklı olan o soylu, yüksek kişilikli, değerli insanları görmeniz, yaşınızın size kazandırdığı bilgeliğe yakışmaz mı? Sizin bugününüzle sürekli eleştirdiğiniz torunlarınız ve hatta çocuklarınız yaşındaki haliniz bir mi? Siz bu olgunluğa bir anda mı geldiniz? Hayat hepimize öğretmedi mi: Doğruların çoğu hatalar yapılarak öğrenilir. Hataların toplamı, tecrübedir. Tecrübe insan ömrünün hasadıdır.

Değerli büyüklerim! İşte şimdi sizden o çok değerli tecrübelerinizi, yaşınıza yakışan bir olgunluk ve bilgelikle, çok günler görmüş geçirmiş olmanın verdiği bir hoşgörüyle hepimize aktarmanızı bekliyoruz. Sürekli herkesi eleştirir, herkese kızarsanız bunu yapabileceğiniz bir ortamı oluşturamazsınız. Ve böyle bir ortam oluşmasını, tavırlarınızla engellediğiniz için bunu yapmazsanız, bu dünyadaki en önemli görevinizi yapmamış olacaksınız.

Değerli büyüklerim! Sevgi dolu, sabırlı, sakin, güler yüzlü, ağzı dualı, bilgeliğin kazandırdığı en derin hoş görüye sahip aydınlık yüzlü ihtiyarlarımızı/ seçilmişlerimizi, biz, yalnız eski kitaplarda mı okuyacağız?

Hepinize hürmetlerimi sunar, hayır dualarınızı beklerim.

Yorum Ekle
Yorumlar (4)
Gülsüm Erişen | 04.07.2020 15:59
Evet hocam aynen, o seçilmişler, yalnızca eski kitaplarda kaldı. Malesef yeni nesil yaşlılara karşı, en azından benim gördüklerim, çok saygılı, güler yüzlü, merhametli. İnanın kendileri vakti zamanında, kendi yaşlılarına bu saygı sevginin zerresini bile göstermedileri halde. Çok şahitliğim var bununla ilgili.Bir çok ihtiyar ektiğini biçmiyor. Ekmediği güzellikler yaşıyorlar, Allahın merhameti olarak. Rabbim bizi faydalı, irfan sahibi büyüklerden ve küçüklerden eylesin. Allah razı olsun hocam
Meryem Topak | 29.06.2020 14:22
Hocam Allah razı olsun çok isabetli bir yazı olmuş kaleminize sağlık. Şükrü artırıp şikeyi azaltmak dilegiyle
Mumtehine inanır | 29.06.2020 09:43
Rabbim gencimize ve yaşlimiza iyiyi, doğruyu, güzeli ilham etsin. ..bu ilhamı hak edecek salih amellerde bulunma azmi ve isteği bulunsun hepimizde. ...onları bizim imtihan konumuz kılma ya Rabbi. ..
Zehra Akman | 28.06.2020 23:47
Ayten Durmuş muhterem hocam yüreğinize sağlık hepimiz için çok önemli ayrıntılara parmak basmışsınız . Allah razı olsun . Hakkı söyleyen dilinize sağlık