metrika yandex
  • $32.3
  • 34.78
  • GA17500

Haberler / Yorum - Analiz

Türkiye Cumhuriyetinin Sistem/Yönetim Sorunu! | Recep Karagöz

11.09.2023

 

Kısaca Başkanlık sistemi olarak da anılan Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi adı ile 2017 referandumuyla kabul edildi.
 
9 Temmuz 2018 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan bu sistemde, yürütme yetkisi ve görevi, cumhurbaşkanı tarafından kullanılmaktadır..
 
Bu yeni sistem, yaygın kullanımla tek adam rejimi; Türkiye’de merkezden yönetimi tahkim etmiştir.
 
Tarihden devraldığımız ve dünyanın gelişimine/dönüşümüne paralel olarak ortaya çıkan sorunların temelinde merkezden yönetim bulunmaktadır.
 
Osmalı’nın yayılmacı politikası sonucunda egemenlik kurduğu geniş coğrafyada, II. Mahmut dönemine kadar yerinden yönetim uygulanmaktadaydı.
 
II. Mahmut dönemi itibarı ile Osmanlı’da merkezden yönetim şekline dönüşen idari yapı ile birlikte ilk olarak Balkanlarda bağımsızlık ayaklanmaları başgösterdi.
 
Batı’da yerinden yönetim anlayışı yaygınlaşmasına koşut; Osmanlı’da merkezden yönetim daha da güçlendirildi. Hükümet, eyaletlerin yönetimi, ordu doğrudan padişahın şahsına bağlı bir bütün olarak teşkilatlandırıldı.
 
Bu bütünün merkezinde padişah ve saray teşkilatı bulunuyor ve ülkenin her tarafındaki tüm birimler bu merkezden yönetiliyordu.
 
Herbir şeyin padişah ve saray teşkilatının uhdesinde toplandığı yönetim şekli; sosyal, kültürel, ekonomik alanlarda sürekli gerilemiştir. Egemenliği altındaki toplulukların/halkların, tüm yetkilerin tek elde toplandığı merkezi yönetime karşı ayaklanması sonucu toprak kaybına uğramıştır.
 
Osmanlı’da merkezi yönetim anlayışını sürdüren ve toplumu daha bir baskılayan II Abdülhamid; 1.592.806 km² toprak kaybetmiş ve sona gelinmiştir.
 
Cumhuriyet’in kurulması ile birlikte demokrasi ile nefeslenen toplum; kısa bir süre sonra merkezi sistemin yeniden inşaa edilmesi ile birlikte varolan sorunlarla yeniden karşı karşıya kalmıştır.
 
Çok partili sisteme geçildiğinde de merkezden yönetim anlayışında bir değişiklik söz konusu olmamıştır.
 
Merkezden yönetimin, yereldeki halkın/vatandaşın diline, dinine, kültürüne, müziğine, örfüne, adetine, yerel yönetimlerce halledilmesi gereken meselelerden yaşam biçimine kadar her şeye müdahale edilmiştir.
 
Avrupa ülkeleri yerinden yönetimi güçlendirip en küçük toplum birimlerini yönetime dahil/ortak ederek sorunlarını çözerken; ülkemizde bunun tam tersi bir gelişme yaşanmaktadır.
 
Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı bakiyesi topraklarda farklı etnik, dini, kültürel topluluklardan oluşmuştur.
 
Ülkenin bu sosyolojik yapısı dikkate alınmadan merkezde üretilen yasalar ve yönetmelikler yerelde ayrışmalara, kutuplaşmalara, çatışmalara temel oluşturmaktadır.
 
Yerinden yönetim, II Mahmut’la birlikte merkezden yönetime dönüşmesi sonucu Osmanlı toplumunun birliğine değil, polarizasyonuna, dağılmasına neden olmuşsa; Türkiye’de zaten var olan merkezden yönetimin başkanlık sistemi ile daha bir merkezi otoriter haline gelmesi de adalet, birlik, huzur ve refah sağlamayacaktır!


11.09.2023 Çaycuma Star Haber
 

Yorum Ekle
Yorumlar (1)
mehmet ali | 11.09.2023 13:57
"Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı bakiyesi topraklarda farklı etnik, dini, kültürel topluluklardan oluşmuştur." bunu bilsek bari..