SOKAKLARIN DİLİ / CAVİT OKUR

Ah..sokaklar, erkeğiyle, dişisiyle, giyimi kuşamıyla...

Taşı toprağıyla, parkesiyle, asfaltı ile…

Rengarenk ışıltılarıyla, başıboş kedi ve köpekleriyle…

Ve her şeyden önemlisi oradan oraya gidip gelen ve koşuşturan insanları ile…

Görünürde boş insan yok gibi. Herkes bir şeyin peşinde...

Sokakların dilini artık anlamıyoruz. Çok değişik diller hakim olmuş.

Küfürler, gayr-i ahlaki tavırlar, gayr-i meşru ilişkiler sokakları kaplamış…

Zina, deyyusluk ve de pezevenklik meşrulaşmış; nerede ise övünç kaynağı.

Arsızlar, hırsızlar, ahlaksızlar ve de sokakları kaplamış.

Camiler bomboş. Meyhaneler, kumarhaneler ve de kerhaneler kalabalıktan geçilmiyor.

Kumar meşru, zina serbest. Sokaklar çamurdan geçilmiyor.

Sokakların dili bu milletini dinine örfüne yabancı. Kimse anlamıyor artık.

Veya anlamak işine gelmiyor. Gözlerde, kulaklarda sokakların bu görüntüsüne, bu diline alışıyor, alıştırılıyor.

Sosyal medyadaki kadın programları, gayr-i ahlaki film ve diziler sokaklara çamur taşıyor, pislik yayıyor. İnsanlarda haysiyet ve şeref bırakmıyor.

Biz böyle değildik, bize ne oldu? diye ara sıra sızlanmalar da olmuyor değil. Bir kadın kendi insanlığını da inkar ederek pespaye bir şarkı yazıyor, herkes ayağa kalkıyor. Güzel.

Her gün fuhşiyat propagandası yapan, ensest ilişkileri bile normal göstermeye çalışan, aile yapısının altına dinamit koyan bu programlar daha az mı tehlikeli? Neden toplu bir ses çıkmaz? Neden??

Etkili ve yetkililerin hiç mi kalbi titremez? Beyler toplumların çöküşü ahlaksızlıkla değil mi? Niye Susuyoruz? Neden topluca sesimizi yükseltip, bu ahlaksızları susturmaya çalışmıyoruz?

Ben entelektüel yazı yazmayı bilmem. Edebiyatçı da değilim. Ama sokakları iyi bilirim. Gece gündüz adımladığım bu sokaklarda artık gezmekten korkuyorum. Onun için Amerika’yı, Avrupa’yı, Çin’i, Japonya’yı vb. değil, sokakları yazıyorum. Diyorum ki; sokaklara iyi bakın, çamur her tarafı kaplamış ve gitgide yükseliyor. Bir gün gelecek bu sokaklarda yürümek zor olacak. Gelin önce sokakları temizlemek için elimizden gelen gayretle ortaya atılalım. Çamur bizi boğmadan o çamuru ve sokağa bu çamurları taşıyanları biz boğalım.

Susmak bizi yok edecek. Sustukça ahlaksızlığın çamurları sokağı asfalt yaptığını söyleyecek. Tıpkı Kuran’daki münafıklar gibi, fesadı ıslah göstererek…

Herkes bir şeyler yaptığını söylüyor ve ahkam kesiyor. Bir şeyler değişsin diye yapıyor belki bunu. Ama etrafına bakmıyor mu? Sosyal hayatta, sokaklarda ne değişiyor? Sokakların dili ile konuşmadan veya bizim dilimiz sokaklarda konuşulmadan bir değişimden, bir başarıdan, bir güzelleşmeden söz etmek zor. Ağızların, gözlerin kulakların ve de midelerin ayarı kaçmış...

Sokaklar ne diyor, ne yiyip ne içiyor, dünyadan beklentisi ne, yaşantısı ne, düşüncesine neler hakim?

Sokaklarda bizim türkülerimiz çalınmıyor artık, kimse de bizim türkülerimizi söylemiyor.

Sadece midelere hitapla problem çözülebilir mi? (ki zaten çözülmüyor.)

Artık sokakların şarkısı da türküsü de farklı. Yeni bir dil, yeni bir söylem gerek. Duyurman için sesinin çıktığı kadar bağırman gerek…

Sokakları iyi tutmak gerek.

Caddelerden sokaklara temizlik istiyor, sokak okulları gerekiyor.

Sokaklar cennete götürür mü?

Ne Amerika, ne Rusya, ne Çin, ne Avrupa...Varsa yoksa sokaklar.

Sokaklar ve oraya çamur taşıyanlar temizlenmezse..! Temizlenemezse..!

NE SOKAKALARDA RÜKU

NE BENDE KIYAM

SELAMÜN ALEYKÜM

MERHABA……….

16/2/2022