metrika yandex
  • $32.46
  • 34.71
  • GA18240

Darbe, Yüksek Askerî Şûra ve Askerî Vesayet Sistemi Mağdurları Hâlâ Adâlet Bekliyor!

MEHMET YAVUZ AY
23.07.2018

Evet, “Sessiz Devrim”di. Ülke kaynaklarını kurutan maddî maliyeti, ölçülemez oranlarda manevî maliyeti ile askerî vesayet sisteminin siyasal yüzü, 24 Haziran 2018 seçimi ile bertaraf edildi.

Ama, geride büyük bir yıkım bıraktı. Kemalist darbeci mantığın yönetim tarzı ve idarî tasarrufları; on binlerce ülke insanını enkaz altında bıraktı.

 1980 darbesinden bu yana fert ve toplum bünyesinde açılan yaralar kapanmış değil.

Yürek yarası acının rengi resimler, kapıları açılmaz dört duvarların biricik hatırası oldu.

Ölüm, aklını yitirme, ailelerin dağılması, ülkeye ve geleceğe dair umutların yitirilmesi…

Memurlar, öğrenciler, öğretmenler, akademisyenler, subay, astsubay, uzman askerler ve daha niceleri…

İşinden atılmış askerlerin çaresizlikleri, eşleri/çocukları/aile büyükleri karşısında ne diyeceklerini bilememeleri, mesleklerinin sivil hayatta çoğunlukla karşılığının bulunmaması, dertlerini dinleyecek sorunlarını çözecek bir siyasî iradenin olmaması; onmaz yaralara, derin sızılara neden oldu.

Dışarda tabutuna son çivinin çakıldığı askerî vesayet sisteminin içerideki izleri aynen duruyor.

Ordu ve diğer kurumlar nezdinde çıkarılmış kanun, tüzük, yönetmelik ve genelgeler uygulanmaya devam ediliyor.

Mağdurlara yönelik çıkarılacak kanunlar, idarî tasarruflar, darbecilerin bıraktığı mevzuata takılıp kalıyor.

Askerî vesayet sisteminin cenazesini kaldırmış olabilirsiniz ama,  bıraktığı enkazın altında kalanları artık canlı cenaze olmaktan kurtarmalısınız!

Özellikle askeri personelin tâbî olduğu tüm mevzuat kontrol edilmelidir.

 İç Hizmet Kanunu, 926 sayılı Kanun başta olmak üzere…

Sicil sistemi subjektif  ölçütlerden arındırılmalı, astların kaderi üstlerin dudaklarına mahkum edilmemeli! Özellikle uzman erbaş ve erlerin sicil ve sözleşme yenileme ölçütleri adil/objektif bir çizgiye getirilmeli!

 Amirlere verilen aşırı yetkilerin istismar vesilesi olabileceği, ehliyet ve liyakatin yerini menfaatin, ideolojik guruplaşmanın alabileceği unutulmamalı!

Askerî okullarda yenilenme çabaları olmasına karşın; kışla, orduevi, lojman üçgeninde değişen bir şey olmadığı ifade ediliyor.

FETÖ bahane edilerek dindar personelin tasfiyesinin devam ettiğine dair duyumlar alıyoruz.

Biz, farklı renkleriyle bütün olması gereken bir ülkeyiz. Kimse düşünce, inanç, siyasal tercih, etnik ya da mezhebi yapısı dolayısıyla ayırıma uğramamalı!

Tüm bürokratik değerlendirme kıstaslarını hukuk devleti normlarına uygun ve şeffaf hale getirmeliyiz.

Yeni Türkiye’nin ordusunun bagajında OYAK olmamalı!

Yüksek Askerî Şura kararlarıyla atılan subay astsubayların verilmemiş hakları gecikmeksizin verilmeli!

Kaldırılan Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin, sicil yoluyla re’sen emekli edilmiş personele ilişkin kararları, bu yönde komuta kademesinin tasarrufları gözden geçirilmeli!

 OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kurularak, idarenin kararlarının denetlenmesi, adâletin tesisi için yerinde bir adımdı.

Bugün, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a düşen öncelikli ve tarihi bir görev var: Darbe, Yüksek Askerî Şura ve Askerî Vesayet Sistemi mevzuatının mağduru re’sen emekli personel için adâleti tesis edecek adımların atılması…

Hemen, “Askerî Vesayet Sistemi İşlemleri İnceleme Komisyonu” kurulmalı! Aldığı kararlar uygulanmalı!

Adâlet bekleyen mağdurların vicdanlarını rahatlatacak, bu ülkeye ait olmaktan mutlu olacakları çabalara çok ihtiyaç var.

Psikolojik, sosyolojik, ekonomik, dinî içerikli kıyamet savaşının sesleri yükselirken, ayakta kalma yolunda adımlar atmalıyız.

Tarihe dönmek, bizi tek düşman ilân eden Batı Medeniyeti/Kültürü/Dini karşısında konuşlanabilmek iman, duygu, akıl ve tefekkürle olacaktır.

Galipleri taklit eden mağlup psikolojisinden sıyrılmalıyız.

Küresel güç merkezinin yaktığı ateş herkes için tehdittir.

Adâlet, dürüstlük, ehliyet ve liyakati hâkim kıldığımızda sosyolojik kopuşları engelleyebilir, farklı yapılardaki insanlarımızla aramızda köprüler kurabiliriz.

Batının devşirdiği çocuklarımız; asker, bürokrat, gazeteci, işadamı, öğretim üyesi ve diğerlerinin ‘Eve dönmesi’ için ahlâkî bir zemin inşa edebiliriz. Partizana değil, ahlâklı insanlara ihtiyacımız var.  Birbirimize düşman olmak, emperyalist/sömürgeci/ oryantalist güç odaklarının biricik hedefidir.

Ordudan atılmış bir gurup dindar ve sosyalist subayın ‘birlikte ne yapılabilir’ toplantısında, tanışma, bilişme, değerlendirme sonrası oluşan havada, kurulan cümlelerden biri:

“Meğer kedilerimizin miyavlaması bile aynıymış.” (Gülüşmeler)

 

23.07.2018

Yorum Ekle
Yorumlar (15)
Ekrem Ünersoy | 11.12.2018 01:30
Yazınız gayet net ve güzel ama düzeltiyoruz derken bile yıktılar,biz sicilen resen emekli(?) Edılenler ikinci defa rencide edildik .hükümet kendisine yakın gördüklerine hak verdi bizi sildi attı.Hak hukuk adalet bunumu gerektirir.?şimdi bu serzenişleri duyan, okuyan,bilen var mı ki.?kuru gürültüdenmi ibaret.?iyi niyetli yazınız şu aşamada ANCA teselli verir.kaale alındığımızı hiç sanmıyorum.yinede teşekkürler.
cafer yakar. | 26.08.2018 22:01
sayin yavuz AY 9.top.A.K. hatirlarmisiniz bilmem.D.D.Y ray çalma olayi ni ihbarim ardindan atilmam gerektigi karari alinmis ve atilmistim.cesitli uydurma yakitirma duzenlerle atildim
Deniz Akbeyli | 27.07.2018 08:11
Kanayan bir yaraya parmak bastığına bakış olaylara bakış açınız için teşekkür ederim
Reşat Fidan | 25.07.2018 11:45
Ülkemizin içinde yıllardır kanayan yaraya çözüm önerileri ile birlikte ışık tutan edebi olduğu kadar, cesurca hakkı haykıran bir yazı. Elinize, yüreğinize sağlık, teşekkürler Yavuz Bey,
Adil Büyükçolak | 24.07.2018 17:23
Mağduriyete uğrayanlar yeni mağduriyetler yaratmamalı hızla eski ve yeni mağduriyetleri gidermelidir. devlet gecikmemiş adaletle yükselir
H. ÇELİK | 24.07.2018 16:38
-Evet, 24 Haziranda bir vesayet dönemi bitti diyebiliriz. Askeri vesayet döneminde çok acılar çekildi, hukuksuzluklar yapıldı, ülkenin menfaatine olan birçok şeyin gerçekleşmesi de engellendi. Vesayet dönemlerinde maalesef hukuk da vesayetçilerin emrine giriyor. Hatta, koskoca yargıtay, danıştay, anayasa mahkemesi üyelerine brifing bile verilebiliyor. Onun için, diyorum ki "hukuk, hukuk, hukuk." Vesayetçileri bile hukuka uymayı zorunlu kılabilecek "demokrasi ve hukuk bilinci"ne mutlaka halkımız sahip olmalı. Yoksa, başka bir vesayet dönemi ya da dönemleri hep yaşanacaktır.
Mahmut AY | 24.07.2018 14:39
Bende haklınín yanındayím, lakin kıyımlar ayyuka çıktı.
M.o.okday Bektaş | 23.07.2018 23:16
Tarafsız bakış doğru analiz haklı tepki teşekkürler yavuz abi hala edirne ki fizikinizi koruyorsunuz hürmetler selamlar
Mehmet Yavuz | 23.07.2018 22:47
Umarım artık mağduriyetler son bulur. Göstermiş olduğunuz duyarlılık ve çaba için çok teşekkürler. Allah razı olsun.
Gültekin koç | 23.07.2018 22:38
Tşkrler sn AY HUKUK DEVLETINDE BIZ MAĞDURLAR DA ARTIK HUKUKUN USTUNLUĞUNU GORMEK ISTIYORUZ
Gültekin koç | 23.07.2018 22:36
Tşkrler sn AY INŞ 22 SENEDIR BEKLENEN ADALET YERINI BULUR
Gültekin koç | 23.07.2018 22:34
Tşkrler sn AY HUKUK DEVLETINDE BIZ MAĞDURLAR DA ARTIK HUKUKUN USTUNLUĞUNU GORMEK ISTIYORUZ
Süleyman GÖNCÜ | 23.07.2018 21:53
Onulmamış yaralarımızı anlatan, duygularınıza ve yaşadıklarımıza rehberlik eden güzel bir yazı. Yüreğinize, kaleminize sağlık Mehmet Yavuz AY bey.
Aydın yalcın | 23.07.2018 18:02
Yine muhteşem bir yazı
Hüseyin Çolak | 23.07.2018 17:08
ülkeyi sağlam zeminlere oturmak icin yazılmış korkusuz ve cesurca Allah icin yazılmış bir yazı kaleminize saglik Allah sizin gibi yazarları çoğaltsın