metrika yandex
  • $32.3
  • 34.78
  • GA17500

Haberler / Yorum - Analiz

Kibrin Mağlûbiyeti -1 | İlhan Akar

23.04.2024

31 Mart 2024 târihinde yapılan mahallî seçimlerde AK Parti’nin, dolayısıyla “Cumhur İttifakı”nın hezimete uğraması sebebiyle bu makalenin başlığına “Kibrin Mağlûbiyeti” dedim. Aslında başlığa, “Sonun Başlangıcı”, “Su Bitti, Kara Göründü”, “Gemi Karaya Oturdu”, “Saltanatın Çöküşü”, “Mağlûbiyetin Sebepleri” vesaire de diyebilirdim ama “Kibrin Mağlûbiyeti” başlığını daha uygun gördüm.

Kibirlilik psikolojisi

Çünkü, gerek bireysel (ferdî), gerek ülkesel (ictimâî), gerekse de lidersel (fevrî liderlik, tek adam psikozu, diğer bir deyişle narsisizm) olsun tüm mağlûbiyetlerin ana psikolojisini “kibir” ya da “kibirlilik” teşkil eder. Kur’ân’da aynı kökten gelme müstekbirlik (kibirli olma) yerilmiş, mütevâzılık (tevâzu sahibi olma) ise övülmüştür. Hz. Mûsâ tevâzunun timsâli (sembolü), Firavun ve Kârûn ise kibrin timsâliydi. Gittikçe müstekbirleşen Firavun ve Kârûn, mütevâzı ve müstaz’af olan (zayıf olan, ezilen, haksızlığa uğradığını düşünen ve hisseden) Mûsâ ve kavmine Allah’ın yardımıyla yenilmişti.

AK Parti’nin yönetim kademelerinde, milletvekillerinde ve partiye destek veren ana akım medyadaki Göbelsvâri (Paul Joseph Goebbels) gazetecilerin büyük çoğunluğunda, evet, evet hemen hemen hepsinde muazzam bir kibirlilik vardır. Bu kibirlilik, kimse cesaret edip söylemiyor ama, “Number One”dan, “Number Son”a kadar devam edip gitmektedir. Erkek olsun, kadın olsun bahse konu olan bu şahsiyetlerin yüzlerine, tutum ve duruşlarına bir bakın, ne demek istediğim kolaylıkla anlaşılacaktır.

İşte AK Parti’ye seçimi kaybettiren temel saik budur. Yâni “Kibirlilik Psikolojisi”. Diğerleri ise tâli sebeplerdir. Zâten bu tâli (yan, ek) sebepler de ana sebep olan kibirlilik psikolojisinden neşet ve sudûr etmiştir.

Seçimin gâlibi - mağlûbu

Dolayısıyla seçimin gâlibi aslında CHP değil, mağlûbu AK Parti’dir. Başka bir deyişle AK Parti kendi kendisinin rakibi olmuş, kendisiyle yarışmıştır. Başlangıçta hizmet partisi ve kimsesizlerin kimi olan AK Parti, sonuçta güç zehirlenmesine uğrayarak kibirleşen bir partiye dönüşmüştür. İşte kibirleşen AK Parti ironik bir şekilde yine kendisine yenilmiştir. Ama görünürde seçimin gâlibi göreceli olarak CHP olmuştur.

Filhakika (hakikatte) CHP’li belediyelerin hangi parlak hizmetleri veya parti yöneticilerinin hangi liderlik özellikleri vardır ki CHP’ye bu seçim zaferini kazandırmış olsun? Reel politik açıdan bu mümkün müdür? Bu bakımdan kibirleşen ve hemen hemen her fânî gibi iktidar gücünü ele geçirince güç zehirlenmesine düçâr olan AK Parti, kendi elleriyle belediyeleri altın tepsi içinde CHP’ye sunmuştur. Onun için CHP’nin seçim zaferi gerçek bir zafer değil, göreceli yâni izâfî bir zaferdir. Çünkü kazanması mümkün olmayan yerlerde dahi (en azından 40-50 yıldan beri) seçim kazanmıştır. Bu bakımdan bu sonuçlara hem CHP, hem de AK Partililer şaşırmıştır. Hatta bazı yerlerde “kazanamayız” denilerek CHP tarafından aday dahi çıkarılmamıştır. Demek ki bu yerlerde “sıradan bir insan” aday gösterilseymiş, kazanacakmış.

Görmek ve anlamak

İşte yukarıda vurguladığım temel saikten dolayı AK Parti’ye tepki bu kadar büyümüştü. Ama AK Partililer bunu göremediler, anlayamadılar ya da görmek ve anlamak istemediler. Çünkü kibirlilikleri, parti taassubu ve partizanca tutumları buna engeldi. Görenleri, anlayanları ve dostça uyaranları da aforoz ettiler, linçe tâbi tuttular. Güç sarhoşluğu içindeydiler. Hep böyle gider zannettiler. Ancak târihe bakıp ibret alsalardı târih tekerrür etmeyecekti ama hata yapıldığında da târih tabiî ki tekerrür edecek ve yapılan hataları affetmeyecekti. Nitekim affetmedi de…

Unutulmasın ki, her fânî doğar ve ölür. Her saltanat yıkılır. Her iktidar göçer. Her imparatorluk çöker. Çünkü her şey zıddıyla kâimdir. Diyalektik ilke budur. Determinist prensip bunu gerektirir.

Sorumlular

Dolayısıyla seçim sonuçları AK Parti açısından paradoksal olarak hazin ve acı verici bir durumdur. Çünkü bu kadar hizmetin karşılığı bu olmamalıydı. Ancak kibirlilikte birbirleriyle yarışan “Number One”dan, “Number Son”a kadar her siyâsî ve her bürokrat bu acı ve hazin tabloyu ortaklaşa hazırlamışlardı. Dolayısıyla hepsi bu durumdan sorumludur. Ama pek tabiîdir ki esas sorumlu olan “Number One”dır. Çünkü “Tek Adam” rolü ve statüsüyle her şeyi belirleyen ve tüm kararları veren odur. Halkın ise hiçbir suçu ve sorumluluğu yoktur. Halk mevcut konjonktürde tamamen tepkisel bir seçmen davranışıyla iktidara gereken uyarıyı yapmış ve gereken dersi vermiştir. Tabiî ki anlayana…

Anlama engelleri   

“Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az” derler. Ne yazık ki meselenin özünün, olayın künhünün, eşyanın tabiatının anlaşılacağından pek emin değilim. Pek ümit var da değilim. Çünkü ben biliyorum ki kibirlilik, narsisizm, partici partizanlık, grupçuluk fenomeni (stereotip), eleştiriye tahammülsüzlük ve alışılmamış mağlûbiyet psikolojisi buna engeldir. Zâten ilk belirtiler bu görüşümü doğrular mahiyettedir.

Pek yakında mağlûbiyetin sorumluluğunu üzerlerine yıkmak için birkaç “günah keçisi” bulunacak ve hiçbir şey olmamış gibi kalınan yerden aynı minvâl üzere yola devam edilecektir. Hâlbuki gelinen noktada yapısal değişim ve dönüşümlere şiddetle ihtiyaç vardır. Bunun başında yönetim felsefesi gelir. Kifâyetsiz muhterislerle hiçbir yere varılamaz. Fabrika ayarlarına yeniden dönmek gerekir ama (gerçi fabrika ayarlarında da ilkesel olarak bazı sıkıntı ve sorunlar vardı) sanki tren kaçmış gibi görünüyor. Çünkü zaman daraldı, psikolojik zemin kayboldu.

16 Nisan 2024

NOT: Devam edecek…

 

 

Yorum Ekle
Yorumlar (2)
ŞÜKRÜ SAVAŞ | 25.04.2024 14:54
Saygıdeğer İlhan kardeşim. yazınızdaki pek çok tespite katılmıyorum. Seçimin kaybedilmesindeki ana etken yerel seçim olmasına rağmen sosyal medyayı çok iyi kullanan FETÖ,PKK ve CHP'nin sosyal medyayı çok iyi kullanması ve Ak Parti seçmenini hayat pahalılığı ve emekli maaşını azlığı gibi konulara yönlendirmesidir. Dolayısıyla seçimde asıl konuşulması gereken belediye başkanlarının yaptıkları, vaadlerinin gerçekleştirilmesinden çok bu iki konu gündem yapılmıştır. Başta başarısız büyükşehir belediye başkanları yatırım için harcayacakları paraları, afiş,resim,reklam,yalan, dolanla başarılı bir seçim süreci geçirmişlerdir. Eğer varsa kirin ve şımarıklılığın dersinin başka türlü verilmesi taraftarıydım. Ak parti seçmeni sizin dediğiniz gibi ise de çok ağır bir karar vermiş, beş yıldır hizmet alamadığım şehrimi beş yıl daha kifayetsiz,silik, yaptığı iş az olduğu için az konuşan, birçoğu ayyaş, yalancı, islam düşmanlarına teslim edenlere hakkımı helal etmiyorum....
Mehmet erşahin | 25.04.2024 00:05
Güzel bir nasihat yazısı olmuş