“Her türlü hürmet, salavat (dua) ve bütün iyilikler Allah-ü Teâlâ’ya mahsustur.
Ey Nebî! Allah'ın selâm, rahmet ve bereketi senin üzerine olsun.
Selâm, bizim ve Allah'ın sâlih kullarının üzerine olsun.
Şehadet ederim ki, Allah-ü Teâlâ birdir ve yine şehadet ederim ki, Muhammed (SAV) O'nun kulu ve Rasulüdür”.(Tahiyyat)
İsra, gece yürüyüşü demek. Seriyye ve seyr ü seferde ondan üretilmiştir.
Mirac ise yükselme, uruç etme manasına kullanılır. Her ikisi de peygamber efendimiz fizik kurullarını yok sayan, en büyük mucizelerinden biri olan Rabbinin katına yükselmesini işaret eden gece için kullanılır.
Hicretten bir yıl önce (621), hüzün senesi. 27 Recebin akşam vakti. Ebu Talip ölmüş, müminlerin annesi Hz. Hatice ölmüş, vahyin arası uzamış, Taif tecrübesi henüz yeni. Müşrikler, rabbi Muhammed’i unuttu diye alay etmeye başlamışlar. Mahzun Nebi Kabe’ye yaslanmış rabbiyle baş başa.
“(Resûlüm! Andolsunki) Rabbin seni terk etmedi ve (sana) darılmadı.
Elbette senin sonraki (hayatın), evvelkinden daha hayırlı olacaktır.
Elbette Rabbin (nimetlerini) sen razı olana dek verecek”.(Duha)
Efendimiz Cibril refakatinde önce Mescid i Aksa ’ya, ardından da sidre tül müntehaya yükselir. Bu esnada bir çok fevkaladeliklere şahid olur. Enbiyalara takdim edilir ve onlara imamlık yapar. Ru’yetullahın hakikatine delalet eder.
“Kulu (Muhammed aleyhisselâm’ı bedeniyle,) geceleyin Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren (Allah’)ın şânı yüce (ve her türlü noksanlıktan uzak)tır. (Bunu,) kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (yaptık). Şüphesiz O, (evet) O, hakkıyla işitendir, görendir”.(İsra1)
O gün olduğu gibi bugünde buna inanmak istemeyenler çıkabilir, asla diyenler olabilir. Dün olduğu gibi bugünde tartışanlar çıkacaktır; bedenen mi oldu, rüyada mı oldu, sidre tül müntehada neler yaşandı vs. Bunlarla ilgili sahih kaynaklara müracaat edilebilir.
Ama buna tereddütsüz iman insanı ‘sıddık’ yapar, tıpkı Ebu Bekir (ra) gibi, inkarı da müşrikleştirir haşa.
O gün inanmayanlar peygamberi sınava tabi tutmuşlardı; öyleyse de hadi, mescid i aksanın kapısı nasıl, kaç tane penceresi var gibi. Efendimiz teker teker saydığı halde başka başka deliller istemişlerdi ve onlara yaklaşmakta olan kervandan haberler vermişti. Buna rağmen kutlu nebiye deli diyenler bir delil bulmuşçasına koştular Ebu Bekir’e. Gördün mü bak, arkadaşın delirmiş, neler neler söylüyor dediklerinde; o bunu söyledi mi, bunu duydunuz mu, eğer o dediyse doğrudur…
“Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla
1 - İnmekte olan yıldıza andolsun ki,
2 - Arkadaşınız (Muhammed) sapmadı, azmadı.
3 - O, hevâdan (arzularına göre) konuşmaz.
4 - O(nun konuşması kendisine ) vahyedilenden başkası değildir.
5 - Onu, müthiş kuvvetleri olan biri öğretti
6 - (Ki o) akıl ve görüşünde kuvvetli (bir melek)dir. Hemen (gerçek meleklik şekliyle) doğruldu.
7 - O, en yüksek ufukta idi.
8 - Sonra (Cebrail ona) yaklaştı ve (aşağıya doğru) sarktı.
9 - Onunla arasındaki mesafe, iki yay kadar, yahut daha az kaldı.
10 - (Allah), kuluna verdiği vahyi verdi.
11 - Onun gördüğünü kalb(i) yalanlamadı.
12 - Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız?
13 - Andolsun onu bir kez daha görmüştü.
14 - Sidretü'l- Müntehâ'nın yanında.
15 - Ki Cennetü'l- Me'vâ onun yanındadır.
16 - Sidre'yi kaplayan kaplıyordu.
17 - (Peygamberin) gözü şaşmadı ve sınırı aşmadı.
18 - Andolsun ki o, Rabbinin âyetlerinden en büyüğünü gördü”.(Necm)
Mirc ı Nebiden bize kalan müjdeler; “gözümün nuru” diye tavsif ettiği beş vakit namaz, müşrik olmadıkça her Müslümanın afva mazhar olacağı ve birde Bakaranın son iki ayeti ‘amerrasulü’
“(O) Resûl, Rabbinden kendisine indirilen (Kur’an’)a iman etti, mü’minler de (iman ettiler. Onların) her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman etti. “O’nun peygamberlerinden hiçbiri arasında (iman bakımından) ayrım yapmayız; işittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Bağışlamanı dileriz. Dönüş(ümüz) ancak sanadır.” dediler.
Allah kimseye (ibadet ve itaatte) gücünün yettiğinin dışında (üstünde) teklifte bulunmaz (herkesin) kazandığı (iyilik) kendi yararına; yaptığı (kötülükler) de kendi zararınadır. “Ey Rabbimiz! Unutur veya (kasıtsız) hata edersek, bizi (ondan) sorguya çekme! Ey Rabbimiz! Bizden önceki (itaatsiz ümmet)lere yüklediğin gibi, bize (zor/helak edici) bir yük yükleme! Ey Rabbimiz! Gücümüzün yetmediği şeyleri de bize taşıtma! Bizi affet, bizi bağışla, bizi esirge! Sen Mevlâmızsın; küfre sapan, seni tanımayanlara karşı bize yardım et/zafer ihsan eyle.”
Ya Aksa, Aksa yı unuttuk mu ???
Ayette ‘etrafını mübarek kıldığımız’ diye tarif edilen Mescid İ Aksa, Kudüs.
Her gün bir Filistinlinin kanıyla temizlenip her gün bir işgalci yahudinin çizmesiyle kirletilmektedir.
Mescid i Aksa özgür olmadıkça bana gülmek haram olsun diyen siyah sarıklı Selahaddin in torunları, Osmanoğulları, Selçukiler…Nerdesiniz !!!
“Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnını koydum
Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu
Gözlerim yollarda bekler dururum
Nerde kardeşlerim diyordu bir ses
İlk Kıblesi benim ulu Nebi’nin
Unuttu mu bunu acaba herkes
Burak dolanırdı yörelerimde
Mi’raca yol veren hız üssü idim
Bellidir kutsallığım şehir ismimden
Her yana nur saçan bir kürsü idim
Hani o günler ki binlerce mü’min
Tek yürek halinde bana koşardı
Hemşehrim nebi’ler yüzü hürmetine
Cevaba erişen dualar vardı
Şimdi kimsecikler varmaz yanıma
Mü’minde yoksunum tek ve tenhayım
Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı
Çöllerde kayıp bir yetim vâhayım
Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Götür müslümana selam diyordu
Dayanamıyorum bu ayrılığa
Kucaklasın beni İslâm diyordu
Merhum Mehmet Akif İnan
Kibrin Mağlûbiyeti -1 | İlhan Akar
23.04.2024
Baş Döndüren Diplomasi AHMET GÜRBÜZ 24.04.2024
Seçimin İmkanları YUSUF YAVUZYILMAZ 21.04.2024
Kemal Kılıçdaroğlu ÜSTÜN BOL 06.04.2024
YEREL SEÇİMLER ÜZERİNE SÜLEYMAN ARSLANTAŞ 08.04.2024
SİYASET VE SERMAYE YUSUF YAVUZYILMAZ 13.04.2024