metrika yandex
  • $32.46
  • 34.71
  • GA18240

ESBAB I HAKİKİ

AHMET GÜRBÜZ
14.04.2017

ESBAB I HAKİKİ

 

“Ya Rabbi;

 

Bizi doğru yola (İslâm’a) ilet (İslâm ile yaşat).

 

Kendilerine (lütfundan) nimet verdiğin kimselerin yoluna (ilet);

 

(emirlerine âsi olmuş ve) gazaba uğramışların ve sapıtanların değil”. (Âmin…)(Fatiha 6-7)

 

Müslüman bir toplum içinde yaratıldığımız ve İslam’ı zorlanmadan bulduğumuz için ne kadar hamd etsek az.

 

Bu nimetin kadrini bilmediğimiz ve bigane kaldığımız içinde ne kadar hayıflansak faydası yok, maalesef.

 

Hamd’le başlayan Kur’an’ın anahtarı Fatiha suresi ne güzel bir duayla bitiyor. İslam olmak yeterli değil Müslüman kalmak hatta Müslümanca ölmek hedef gösterilmekte.

 

“Ey iman edenler! (Gücünüz nispetinde) Allah’ın emrine uygun yaşayın/aykırılıktan sakının ve ancak Müslümanlar olarak can verin”.(Al i İmran 102)

 

Bu mealde birçok emir bulunmaktadır veciz kitabımızda. Tabi bunun tahakkuk edebilmesi içinde sosyal, siyasal ve ekonomik bazı gerçekliklerinde göz ardı edilmemesi gerekmektedir.

 

Her şeyden evvel mevcut durumun korunması, içinde bulunduğumuz sosyolojik şartların iyileştirilmesi ve hakların geliştirilmesi için bir araya gelmeli, organize olmalı ve topluma fayda odaklı programlar planlamalıyız. Konumuz bu olmadığı için buraya bir virgül koyalım müsaadenizle.

 

Yukardaki ayeti tefsir edenler “gazaba uğramışlar ve sapıtanları” Yahudi ve Hristiyanlar olarak tanımlamışlardır ekseriyetle veya refleks olarak bunlara benzer tepki veren diğer inanış sahiplerini. Kur’an ı Kerim bunlara ehl i kitap gibi bir paye verse de bunların sapkınlıklarını açık seçik ortaya koymaktadır.

 

Onlarla dost olmayı da kesin bir dille yasaklamaktadır.

 

“Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları veli (sırdaş, dost ve idareci) edinmeyin. Onlar (ancak) birbirlerinin yâr ve yardakçısı (İslâm’ın da düşmanı)dırlar. Kim onları (ve aynı zihniyette olanları) veli edinirse, o da onlardandır. Şüphesiz Allah (böylece kendilerine ve Müslümanlara) zulmeden toplumu doğru yola eriştirmez”.(Maide 51)

 

Takip eden ayet i kerimelerde yine bunları işaretle; ‘dininizi eğlence ve oyun konusu edinenleri, (ezanla) birbirinizi namaza çagırmanızı’ hafife alarak alay edenleri de dost ve veli edinmeyiniz buyrulmaktadır.(bakınız maide 57-58)

 

Peki bizim dostumuz kim, kimleri sevip veli edinmeliyiz. Bu yasağın karşısında öyle büyük bir muştu bizleri bekliyor ki; ancak ilim ve hikmet erbabı, aşık ı sadıklar bilir bunun kıymetini…

 

“(Ey mü’minler!) Sizin gerçek dost ve yardımcınız ancak Allah ve O’nun Resûlü’dür; bir de (Allah’ın emirlerine) boyun eğerek namazı dosdoğru kılan ve zekât veren mü’minlerdir.

 

Kim Allah’ı, Resûlü’nü ve mü’minleri velî (ve dost) edinirse, işte Allah taraftarı onlardır; mutlaka galip geleceklerdir”.(Maide 55-56)

 

Görüldüğü gibi Rabbi Rahimimiz kimi sevip kimi sevmeyeceğimize, kimle dost kimle düşman olmamız gerektiğine kadar hiçbir alanı boş bırakmıyor.

 

Hal böyle olunca, ülke ve dünya gündemini bu kadar yoğunlukla meşgul eden, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi diye formüle edilen anayasa değişikliği referandumu konusuna da kısaca değinmeden geçmek olmazdı.

 

Aslında bu konuya Evet/Hayır gibi mevcut kutuplaşmaların dışında farklı bir perspektif getiren ve tamamen katıldığım bir yazıyı sizlerle paylaşmak isterim.

 

Türkiye’de siyasal İslam’ın beşiği sayılan E.N.Gürdogan’ın tabiriyle “görünmeyen üniversite” olarak bilinen ve 1 mart tezkeresi, 2011 seçimleri gibi ülke gündemine kritik müdahaleleriyle yön veren İskenderpaşa grubunun lideri Muharrem Nureddin Coşan’ın referandumla ilgili kaleme aldığı bildiriyi sizlere arz etmek istiyorum.

 

“EVET!..,

 

Ve Esbâb-ı Hakîkî:

 

* Küreselleşme rüzgarının özgürlük, adalet ve hukukun üzerindeki tozlu, kireçlenmiş, kaskatı, adeta perçinlenmiş cürûfunu söküp, altındaki cevheri göstermeye başladığı için EVET!

 

* Hariçten ısmarlama dikilmiş, dikte edilmiş, doğal hareket etmemizi engelleyen kıyafetlere artık sığamadığımız için KAHRAMAN Maraş'ta dokunmuş kıyafete EVET!

 

*  Ağacımıza aşılanmış GDO'lu doktrinler, toprağımıza zerk edilmiş suni kimyasal terkipler daha fazla meyvemizin tadını kaçırmasın, özümüzdeki lezzeti geri kazanalım diye EVET!

 

* Yozlaşmış, yıpranmış ve bîçâre toplum mühendisleriyle gerçek huzurun formül ve şifrelerini insaniyet adına paylaşalım diye EVET!

 

*  NASA'ya sonsuzluğun keşfinin uzayın dip köşelerinde değil, gönüllerimizin engin deryasında olduğunu haykırmak için EVET!”.

 

Gün ola harman ola…

 

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş