ÖZGÜRLÜK / CAVİT OKUR

                                                       “ Özgürlüğü savunanların direnme gücü zulmedenlerin

                                                        Direnme gücünden daha fazladır.Uğrunda ölmeye hazır

                                                         Değilseniz ‘’özgürlük”kelimesini lügatinizden çıkarın..”

Malcomx

Kişiyi özgürleştiren inançtır.Özgürlük olmadan doğru düşünce ve eyleme ulaşmak mümkün değildir.Bütün eylemler düşünceden kaynaklanır. Öyle ise düşünce hem özgür olmalı hemde doğruya , hakka ve adalete ulaşmış olmalı.

İnsan iki unsurdan müteşekkildir. Ruh ve beden. Bütün özellikler ruh ile mümkündür. Bütün duyular ve diğer unsurlar ruh varsa işlevini yerine getirir. Öyle ise özgür olan RUH olmalıdır.Ruhsuz bedenin özgürlüğü aslında köleliğin ilanıdır.Ruhun yok olmasıda onun ölümüdür.

İster ruh diyelim, ister şuur, ister düşünce, ister  fikir ve akıl; özgürlük bunların özgürlüğüdür. Eğer bunlar sana ait değilse özgürlük diye bir şey yoktur. Şirk, nifak ve dünyevi güçlerle insanın kendini aldatması ve korumasına sığındığı şeylere güvenmesi esaretinde başlangıcıdır.

Bu gün yeryüzünde insanlık  azgın güçlerin elinde tamamen seküler hale getirilmiştir. Bu aynı zamanda özgürlük adı altında köleliğin insanlığa sunulmasıdır. Kölelik sadece insanın birbirini köleleştirmesi değildir. Asıl kölelelik, Allahın dahil edilmediği hayat alanları, servet, makam, şöhret veya yöntem gibi hususlar ve bunlarıönceliklemektir..Yüzyılların getirdiği; münafıkların islam kisvesiyle Müslümanları parçalayıp , medeniyet adı altıında puta, insana , heykele, paraya vb. tapıcılığı usta bir taklitçilikle Müslümanları parçalyayıp seküler hayata mahkum etmesi ve belki de Müslümanların bunları düşünmeye bile fırsatı olmadan baskıcı yönetimlerce özgürlük adıyla insanları köleleştirmesidir.

Ali Şeriati’nin dediği gibi ’’Ateistlerin ve Müşriklerin kılıcı islamı parçalayıcı değildir; parçalayan , köleleştiren Müslümanların içerisindeki iktidar ve güç düşkünü münafıklardır. İslamı saf dışı etmek için çeşitli hile ve düzenbazlıkla ve köleliğin ilkeleri ile özgürlük getirdiklerini söyleyenlerin inkarı bu kölelik düzen gerçeğini değiştirmez.”

Bir manada İttihat ve terakkinin hürriyet/eşitlik , adalet teraneleri ile başlayan bu çıkışın temelinde asla ruh ve düşünce özgürlüğü yoktur. Bütün mesele düşüncelerini esir ettikleri menfeat ve iktidar hırsını tatmin etmektir. O günden bu güne islam toplumunda , gerçek manada özgürlüğe sahip çıkabilecek bir yapı kurulamamıştır. Allah’ı toplum içinden çıkardık diye saçmalayanlar, kendileri ile birlikte halkı da , icad ettikleri yüzlerce tanrıya boyun eğmeyi zorlamışlar ve bunlarıda özgürlük ilkeleri diye topluma sunmuşlardır. Bunlar aynı zamanda taklit ettikleri, ithal ettikleri bu icadlarının da kölesidirler. Çünkü taklit boyun eğmeyi, köle olmayı gerektirir. Çoğu devrimler bunun en güzel örneğidir. Düşüncelerini veya ruhlarını köleleştirmeyenler iyi bilir ki, İman ve tevhid anlayışı (Allah’ın birliği, Rabliği ve hükümranlığındaki tekliği ) özgürlüğün temelidir. Uluhuyeti, rabliği teke indirmeden ve onun hakimiyeti ruhlarda hakimiyetini kurmadan kölelikten kurtulunamaz. Bunun dışındaki inançlar putçuluktur ve köleleştirmedir. Yanlış inanç zulum ve zalimleri doğurur.

Köleleştirilen insanlık! Modernizm , teknolaoji, medya , güç , ne derseniz deyin hepsi köleliğin ilanıdır. Bunlar bu çağın ilahlarıdır. Bunlar gönüllerde, ruhlarda birer tanrıdır. Onların bu tanrılığı , yani bu ilahları yok edilmediğ müddetçe bunlara sahip olan köleler sadece kendine değil bütün insanlığa zararlıdır. Çünkü putçuşluk  zulüm ve köleleştirmenin de temel unsurlarıdır. Bugün dinler bile buna alet edilmiştirki din asla bir sömürü ve köleleştirme aracı değildir. Bu insanlar dinlerinide kendileri yazmaktadır. Kölelik sadece din dışında değil, dinde de kölelikler sürekli yaygınlaştırılmaktadır.

İslamı anlamanın ve ona göre davranmanın yolu da özgür düşünce ve özgür ruhtur. Bu ruhun kaybolduğunu görüyoruz. Filistin - israil savaşı bize götermişki halkı Müslüman ülkelerinin başlarındakilerde de özgür hiçbir kimse yoktur. İster korku ile olsun ki-Nuri pakdilin dediği gibi; korku tutsaklığın doğal sonucudur-, ister menfeatleri olsun her halde köleleliğin birer parçlarıdır. İster devlet bazında olsun, ister kişi bazında olsun hak ve adalet huhusunda bizi susturan sebep aynı zamanda bizim değerimizi, fiyatımızı da ortaya koymaktdır.Yani satılmış insanlardan özgürlük beklemek olmaz. Kendi menfeatlarini şan ve şöhretlerini, karizmalarını islamın önüne geçiren yönetimdeki bu liderler, önderler, kendine alim ve şeyh diyenler, toplum mühendisleri kendi köleliklerinin ilahlığında mutlu olduklarını ortaya koymaya çalışmaktadırlar. Baştada belirtiğim gibi ruhunuz özgür değilse bedenin özgürlüğü bir işe yaramaz. Bu gün onun bunun köleleliğine soyunan bu ülkelerin çoğunlığuna baktığımız zaman paranın. servetin, mal ve mülkün aşırı derecede sahibi olduklarını görürüz. SuudiArabistan, Dubai, Birleşik Arab Emirlikleri  vb.. Emir aldıkları yerlerle beraber , zevk ve sefa ile ruhlarını köleleştirenler.

Şunu özellikle vurguyalımki; ALLAHIN OLMADIĞI DÜNYADA ÖZGÜRLÜK OKTUR.. İnsana insandan başka kimse zulmetmiyor. Savunmasız insanlar bile canice, canavarca katlediliyor. Çocuklar, kadınlar, yaşlı, sivil denmiyor. ’’fikir benim düşüncemde bir devlettir ” anlayışı ile ortaya atılmanın vakti ne zaman?  Konuşmak ve dualar fayda etmiyorsa fiili duaya geçmek ne zaman. Bizlerdemitutsağız. Onun için mi kendimizi bir kenarda tutuyoruz.

Siyonist Yahudi; kendi elleri ile yazdığı , tanrıdan gelmiştir diye yaydığı kitabı ve anlayışı ile hem kendini , hemde insanlığı maddenin acımasız köleliğine terketmiştir. Kıyamet savaşını beklemek kendimizi aldatmaktır.

Tevhide ha bir damla, ha bir ton şirk karışmış fark etmez. Bugün filistin bize gerçek özgürlüğü öğretiyor. Kahramanlarla övünmeyi bir kenara bırakıp, kahraman olmanın yollarında koşabilmenin yolları için savaşalım.

Özgürlük, Bilal-i Habeşi’nin kızgın kumlara yatırıp kendisine teklif edilen bütün dünya menfeatlerini reddedip Allah bir diyen ruhundadır.

Özgürlük, Musab bin umeyrin bütün zenginlikleri terketip , islamın yırtık elbisesiyle en büyük şerefi taşıdığını söyleten ruhtadır.

Özgürlük, Filistinlinin enkaz altından çıkınca , Yiğit Gazze , biz dünyaya yiğitliği öğretiyoruz diyen ruhtadır,

Özgürlük, Biz dünyaya özgürlüğü öğretiyoruz, burayı asla terketmiyeceğiz diyen Filistinli kadının ruhundadır.

Özgürlük, şehit olan babalarının başında toplanan çocuklara ablalarının ,bak babamız ne güzel, cennette annaemizle bereber bizi bekleyecek üzülmeyin diyen çocukların ruhundadır..

Özgürlük enkazın altından çıkarılan bir kadının ,’’son nefesimize kadar mücadelemizi sürdürecağiz.Toprağın altından çıkıp onların kabusu olacağız,, sözlerindeki ruhtadır.

Ve özgürlüğün ölçüsü, tüm Filistinlilerin dilindeki; hasbünallah ve niğmel vekil, niğmel mevla ve niğmel nasir,, dedir.

Unutulmasın ki Rahatımıız bozulmasın diye hangi doğrudan vazgeçtiysek o fiyata satılmışız demektir. Köleliğin kabuldür..

“Evet, bütün beşerin hakkıdır beka emeli

Fakat bu hakkı ne taştan, ne leşten istemeli!  “

(Gölgeler’  s.484- Mehmet Akif)