metrika yandex
  • $39.61
  • 45.65
  • GA29980

Haberler / Sivil Toplum

MAZLUMDER'den Hukuka Aykırı Sınırdışı işlemler İçin Basın Toplantısı

16.05.2025

Alisher Tursunov'un hukuka aykırı şekilde iadesi ve son dönemde bilhassa Özbekler üzerinde artan hukuksuz uygulamalara dikkat çekmek için MAZLUMDER Genel Merkezinde basın toplantısı yapıldı.

Alisher Tursunov'un hukuka aykırı şekilde iadesi ve son dönemde bilhassa Özbekler üzerinde artan hukuksuz uygulamalara dikkat çekmek için MAZLUMDER tarafından bir basın toplantısı tertip edildi.

Hukuka aykırı sınırdışı işlemlerinin son bulması çağrısının dile getirildiği toplantıya MAZLUMDER Genel Başkanı Av. Kaya Kartal, Genel Başkan Yardımcısı Ali Öner, Türkmenistanlılar İnisiyatif Grubu adına Burhan Kavuncu ve Av. Ömer Yüzgül , ÖZGÜRDER Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Ezan Vakfı İcra Heyeti Başkanı Ramazan Çamlıca, Mülteciler Federasyonu Başkanı Av. Uğur Yıldırım katıldı. 

Toplantıda Özbek toplumunun temsilcileri yaşadıkları problemleri aktardı.

Yapılan Basın Açıklamasında; resmî kurumlar hukuk devleti ilkesi gereğince yasalara ve mahkeme kararlarına uymakla yükümlü olduğu ve hiçbir kurum keyfi yönetim ayrıcalığına sahip olmadığ vurgulandı. 

Yapılan Basın Açıklaması:

HUKUKA AYKIRI SINIRDIŞI İŞLEMLERİNE SON VERİLSİN

Türkiye'de göçmen politikaları giderek sertleşirken, yetkililerin mevcut yasalara aykırı işlemler gerçekleştirmekten kaçınmadığı gözlemlenmektedir. Son olarak, Özbekistan’ın tanınmış alimlerinden Alişir Tursunov (Mübeşşir Ahmed), 7 Mayıs 2025 tarihinde gözaltına alınmış, Emniyet tarafından serbest bırakılmasına rağmen hukuka aykırı şekilde tekrar Geri Gönderme Merkezi’ne (GGM) yerleştirilmiştir. O tarihten sonra kendisinden haber alınamamış, yetkililerin yaptığı çelişkili açıklamalar Tursunov’un Özbekistan’a gönderildiği yönünde ciddi endişeler doğurmuştur. Bu endişeler maalesef haklı çıkmış, Özbekistan İçişleri Bakanlığı tarafından Tursunov’un 10 Mayıs 2025 Cumartesi günü ülkeye getirildiği ve “dinî materyal yaymak” ile “kamu güvenliğine tehdit oluşturmak” suçlamalarıyla tutuklanarak cezaevine konulduğu açıklanmıştır.

Geri Gönderme Yasağı

Alişir Tursunov hakkında alınan sınır dışı kararı hukuka aykırıdır. 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’na göre mültecilerin Özbekistan ve Çin gibi ülkelere iadesi mümkün değildir. Kanunun "Geri Gönderme Yasağı" başlıklı 4. Maddesine göre “hiç kimse, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı veya ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti ya da siyasi görüşleri nedeniyle hayatı veya özgürlüğü tehdit altında olacak bir ülkeye gönderilemez.”

Yine aynı kanunun 55. maddesinde “Sınır dışı edileceği ülkede ölüm cezasına, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacağı konusunda ciddi emare bulunanlar”ın sınırdışı edilemeyeceği ifade edilmiştir.

Sadece Çin ve Özbekistan değil; Tacikistan, Türkmenistan, Azerbaycan ve Irak gibi ciddi insan hakları ihlalleri tespit edilen ülkeler geri gönderme yasağı kapsamındadır. Nitekim Türkiye Cumhuriyeti, özellikle Özbekistan ve Çin’i bu ihlaller nedeniyle açıkça eleştirmiştir. Resmî belgelerde ve açıklamalarda, bu ülkelerde dinî inanç ve ibadet özgürlüklerinin kısıtlandığı, sistematik baskıların sürdüğü ve Çin’deki uygulamaların soykırım boyutuna ulaştığı vurgulanmıştır.

Göç İdaresi Başkanlığı’nın internet sitesinde yayımlanan "Özbekistan Menşe Ülke Raporu" (Kasım 2019) da bu durumu teyit etmektedir. Raporun "İnsan Haklarının Durumu" başlıklı 5. bölümünde şu ifadeler yer almaktadır:

“Özbekistan insan haklarını tanımasına rağmen insan hakları problemleri görülmektedir. En önemli problemler: işkence, tutuklulara kötü muamele, adil yargılanma hakkının ihlali...” (s.21)

Raporun sonuç bölümünde ise:

“Özbekistan Cumhuriyeti, kapalı ve kontrolcü bir devlet yönetimi sergilemektedir. İnsan hakları ihlalleri ve dinî özgürlükler temel problemler olarak öne çıkmaktadır.” (s.29)

Her ne kadar raporun başında “kurumun resmî görüşünü yansıtmaz” ifadesi yer alsa da bu bilgiler bir kamu kurumunun resmî internet sitesinde yayımlanmakta ve mevcut gerçekliği ortaya koymaktadır. Özbekistan Devlet Başkanı Şevket Mirziyoyev de çeşitli açıklamalarında ülkede işkence ve kötü muamelenin sona ermediğini, cezaevlerinde işkence nedeniyle ölümler yaşandığını ifade ederek ülkesinin “geri gönderme yasağı” kapsamında olduğunu zımnen kabul etmektedir.

Keyfi Uygulamalar ve Hukuk İhlalleri

Tüm bu açık göstergelere rağmen, Göç İdaresi Başkanlığı’nın Özbekistan vatandaşlarını hukuka aykırı şekilde yakalayıp sınır dışı etmeye devam ettiği görülmektedir. Bugüne kadar onlarca Özbek göçmen, Özbekistan’a iade edilmiştir.

Benzer şekilde, Çin vatandaşı Doğu Türkistanlı mülteciler hakkında da sık sık sınır dışı kararları verilmekte, bu kişiler GGM’lerde idari gözetim altında tutulmaktadır. Oysa Çin’in Uygur Türkleri ve diğer Müslüman azınlıklara yönelik sistematik baskı, işkence ve asimilasyon politikaları Dışişleri Bakanlığı tarafından da defalarca dile getirilmiştir. Türkiye, bu konuda Birleşmiş Milletler’de yayımlanan bildirileri de imzalamıştır.

Bu bağlamda, Doğu Türkistanlı mülteciler hakkında alınan sınır dışı kararları da yasaların açıkça ihlali anlamına gelmektedir.

Yargıya Müdahale ve Mahkeme Kararlarına Uymama

Sınır dışı kararlarının hukuka aykırılığı pek çok mahkeme kararı ile tescillenmiş olsa da Göç İdaresi bazı kararları hiçe sayarak uygulamalarına devam etmektedir. İdare Mahkemeleri’nin iptal kararlarından sonra "yeniden tahdit kodu ekleme" ve tekrar sınır dışı kararı alma yoluna gidilmektedir.

Mahkemelerce serbest bırakılan, hakkındaki kodlar kaldırılan ve sınır dışı kararları iptal edilen mültecilerin oturma izni alması gerekirken, idare bu izni vermemekte ve kişileri yeniden “düzensiz göçmen” statüsüne düşürerek GGM’lere kapatmaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği hak ihlali kararları dahi Göç İdaresi tarafından dikkate alınmamıştır.

İstanbul İdare Mahkemesi ise geçtiğimiz günlerde iki Uygur Türkü hakkında “Çin’de işkence göreceğine dair yeterli delil sunulamadığı” gerekçesiyle sınır dışı kararının iptali talebini reddetmiştir. Bu karar kamuoyunda geniş yankı uyandırmış, gösterilen tepkilerin ardından Göç İdaresi “sınır dışı etmedik” açıklaması yapmak zorunda kalmıştır.

Sonuç

Resmî kurumlar hukuk devleti ilkesi gereğince yasalara ve mahkeme kararlarına uymakla yükümlüdür. Hiçbir kurum keyfi yönetim ayrıcalığına sahip değildir.

Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, Türkiye’nin taraf olduğu BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, İşkenceyi Önleme BM Sözleşmesi ve Cenevre Sözleşmesi, hayati tehlike veya insanlık dışı muamele riski bulunan ülkelere iade işlemlerini kesin olarak yasaklamaktadır. Soyut ve dayanaksız iddialarla işkence ve kötü muamelenin söz konusu olduğu Özbekistan, Çin gibi ülkelere yönelik iade kararları mahkemelerce yasal zemine oturtulmaya çalışılsa da hukuka aykırılığı açıktır. Bu kadar açık düzenlemeler karşısında mahkemece verilen iade kararları yasalara ve yargıya olan güveni zedelemektedir.

Özbekistan vatandaşı Alişir Tursunov’un hukuk tanımaz bir şekilde Özbekistan’a iade edilmesi münferit bir hadise değil artık sistematik hale gelmiş hak ihlallerinin bir başka örneği olmuştur. Tüm uyarılara rağmen bu ihlaller artarak devam etmekte, her geçen gün hukuksuzluğun dozu sertleşmektedir.

Kanunlara aykırı işlemlerde ısrar eden başta Göç İdaresi Başkanlığı olmak üzere ilgili kurumlar ile bağımsız ve tarafsız davranması gereken mahkemeleri hukuka dönmeye davet ediyor, kamuoyunu bu konuda daha duyarlı olmaya çağırıyoruz.

Yorum Ekle
Yorumlar (1)
Saliha | 16.05.2025 14:30
Allah razı olsun Mazlumder'den