Benim de içlerinde bulunduğum bir grup Müslüman aydın ve insan hakları savunucusu, 8 Şubat tarihinde, Üsküdar’daki Abbara Kahve’de, sürdürülmekte olan barış sürecine dair bir açıklama yaparak, süreci desteklediklerini beyan ettiler. Çağrıcılar tarafından yapılan bu Barışa Çağrı metni daha geniş bir desteği sağlamayı da amaçlamakta.
Özellikle Suriye’deki Baas diktatörlüğünün çöktüğü süreçte, bölgenin dört ülkesine dağılmış Kürt nüfusunun bulunduğu her ülkede tâbi tutulduğu baskı, ayrımcılık, ötekileştirme ve hatta yok sayma siyasetleri de tartışmaya açılarak sorgulanmaya ve bu durum aşılmaya çalışılmakta. Kürt halkının bu tip tutumlara maruz bırakılmasının en büyük sebebi ise kendilerine ait bir devletlerinin olmayışı kadar yaşadıkları ülkelerin demokratik ve insan haklarına duyarlı yönetimleri haiz olmayışıdır.
Suriye halkının özgürleşmesi akabinde yeşeren umutlar, sadece Kürtlerin değil, bölge halklarının da genel anlamda insani ve demokratik değerlere kavuşabileceği bir umudu vadetmekte. Bu değerlerin temel İslami değerlerden uzak olmadığı ise ortada.
Barış çağrısını desteklemeye çağıranlar, İslami sorumluluğu haiz ve insan haklarına duyarlı taraflar olarak, Türkiye kadar bölge ülkelerinde yaşayan Kürtlerin ve diğer halkların barış ve kardeşlik içerisinde yaşama imkânının gerçekleşmesi için tüm bölge ülkelerine bu barış sürecinin desteklenmesi çağrısında bulunmakta. Bir taraftan ağır aksak sürdürülen barış çabası desteklenirken öte yandan ise bu konudaki sessizlik duvarı yıkılmaya çalışılmakta.
Şimdiye kadar yaşanan acıları anmak önemli olsa da asıl önemli olan bu acıları ortadan kaldıracak olan girişimler ve geleceğe dair canlandırılacak olan tahayyül. Dolayısıyla da şimdi dikkat edilmesi gereken bu umudun öfkelere kurban kılınmaması. Geçmişteki acıları ve düşmanlıkları bir kenara koyarak, sadece Türkiye’ye değil, bölgeye de barışı getirecek bu sürece destek verilmesi. Her ülkenin kendi iç şartlarına bağlı çözümleri birbirinden ayrı tutarak sadece barışa odaklanılması.
Kuşkusuz ki atılması gereken birçok adım ve telafi edilmesi gereken birçok haksızlık var. Bunların sağlanması ise elbette ki uzun bir süreci alacak ve şimdi asıl önemli olan bu sürece yönelik girişimlerin desteklenmesi ve umudun diri tutulmasıdır. Barışı mümkün kılacak olan ise öncelikle siyasal, kültürel ve hukuki hakların sağlanmasıdır. Siyasal haklar yerine göre federasyon, özerklik, eşit yurttaşlık veya yerel yönetimlerin güçlendirilmesi; kültürel haklar ise dilin resmi dil de olmak üzere her alanda kullanımı, bölge isimleri ve eğitim üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması; hukuki haklar ise cezaevi şartlarının düzeltilmesi, haksız mahkûmiyetlerin ve tutuklulukların kaldırılması, kapsamlı bir af çıkarılması, el konulan mülklerin sahiplerine iadesidir.
Kuşkusuz ki kanayan birçok yara var ve bunların birçoğunun telafisi de mümkün değil. Bu bağlamda yapılacak olan, barış çabasının hatırına bağırlara taş basılarak geçmişi unutmaya çalışmaktan başka bir şey değil. Tabii ki telafi edilmesi gerekenler edilmeli, kısıtlamalar ortadan kaldırılmalı ve Kürtler yaşadıkları coğrafyalarda başları dik ve alınları açık bir biçimde yaşayabilmeli. Yine de zorunlu bir telafi edilemezlik halleri karşısında yapılması gereken barış ve özgürleşmenin hatırına helalleşmekten başka bir şey değil.
Tabii meseleler oldukça girift ve mesele salt silah bırakmakla çözümlenecek bir basitlikte de değil. Özellikle PKK’nın silah bırakması zorunlu bir koşul. Ama iş orada da kalmamalı, muhatap olunan devletler de askeri operasyonları bırakmalı, Kürtlerin yok sayılan hakları anayasal düzeyde güvencelenmeli, gasp edilen mallar iade edilmeli, hukuka aykırı uygulamalar kaldırılmalı, hukuksuz tutuklamalar iptal edilmelidir.
Türkiye açısından yapılması gereken en makul çözüm ise bir zamanlar gündeme getirilen AB yerel yönetim şartı doğrultusunda yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve merkezi baskıcılığın, otokrasinin azaltılarak ademi merkeziyetçi bir yönetime geçilmesidir. Birçok merkezi yetkinin çevreye aktarılması anlamına gelen bir uygulama sadece Kürtler açısından değil, yereldeki tüm kesimler açısından da siyasete katılımı ve demokratikleşmeyi güçlendirecek olan bir adım olacaktır.
Hepimizin de temennisi ülkemiz, toplumumuz ve bölge ülkeleri açısından da hayra vesile olacak olan bu barış çağrısının desteklenmesi: Bölgemiz ve insanlık açısından çok önemli olan bu sürecin hayata geçirilmesi için tüm siyasi partileri ve sivil toplumu, ülkemizi maddi ve manevi açılardan yoksullaştıran ve bölge halklarını birbirine düşmanlaştıran bu sorunu aşmak için el ele vermeye çağırıyoruz.
Ümit AKTAŞ
Çağrı Metni;
BARIŞA ÇAĞRI
Arap Baharı ile birlikte yaşanan sürecin ve geçtiğimiz yıl içerisindeki Gazze direnişine karşı İsrail’in Gazze, Lübnan ve Suriye üzerindeki soykırımcı saldırılarının da etkisiyle, bölgedeki siyasal durum derin bir sarsıntıya uğradı. Bu sarsıntı sonrasında ise sömürgecilerin Birinci Dünya Paylaşım Savaşı akabinde kendi çıkarlarına uyarlı bir biçimde belirlediği siyasal haritanın en büyük mağdurlarından birisi olan Kürtleri de içine alacak bölgesel bir barışın da imkânı doğdu.
Bölgenin dört ülkesine dağılmış Kürt nüfusunun bulunduğu her ülkede tâbi tutulduğu baskı, ayrımcılık, ötekileştirme ve hatta yok sayma siyasetlerinin sonunun gelmesinde kuşkusuz ki Kürtlerin sürdürdükleri mücadele ve direncin de önemli bir payı var. Kürt halkının bu tip tutumlara maruz bırakılmasının en büyük sebebi ise kendilerine ait bir devletlerinin olmayışı kadar yaşadıkları ülkelerin demokratik ve insan haklarına duyarlı yönetimlere sahip olmamasıdır.
Özellikle Suriye’deki Baas diktatörlüğünün çöktüğü bu kritik süreç, sadece Kürtlerin değil, bölge halklarının da genel anlamda insani ve demokratik değerlere kavuşabileceği bir umudu vadetmekte. Bu değerlerin temel İslami değerlerden uzak olmadığı ise ortada.
Buna dair bir umudun yükseldiği şartlardan hareketle, bizler, İslami sorumluluğu haiz ve insan haklarına duyarlı taraflar olarak, Türkiye kadar bölge ülkelerinde yaşayan Kürtlerin ve diğer halkların barış ve kardeşlik içerisinde yaşama imkânının gerçekleşmesi için tüm bölge ülkelerine bu barış sürecinin desteklenmesi çağrısında bulunuyoruz.
Şimdiye kadar yaşananların acıları elbette ki önemli ama daha da önemli olan barışa dair umudumuz ve şimdi dikkat etmemiz gereken bu umudu öfkelerimize kurban kılmamak. Geçmişteki acılarımızı ve düşmanlıklarımızı bir kenara koyarak, sadece Türkiye’ye değil, bölgemize de barışı getirecek bu sürece destek vermek. Her ülkenin kendi iç şartlarına bağlı çözümleri birbirinden ayrı tutarak sadece barışa odaklanmak.
Kuşkusuz ki bu umut, özellikle de Kürtler açısından bir barış ve özgürleşme umududur. Bu umudu hayata geçirecek ve barışı mümkün kılacak olan ise öncelikle siyasal, kültürel ve hukuki hakların sağlanmasıdır. Siyasal haklar yerine göre federasyon, özerklik, eşit yurttaşlık veya yerel yönetimlerin güçlendirilmesi; kültürel haklar ise dilin resmi dil de dahil olmak üzere her alanda kullanımı, bölge isimleri ve eğitim üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması; hukuki haklar ise cezaevi şartlarının düzeltilmesi, haksız mahkumiyetlerin ve tutuklulukların kaldırılması, kapsamlı bir af çıkarılması, el konulan mülklerin sahiplerine iadesidir.
Dünya üzerindeki benzeri uygulamalardan da hareketle, bu hakların anayasal bir güvenceye kavuşturulmasının gereği oldukça açıktır. Birçok meselenin zamanla daha da belirginleşeceği bu yolda yapılması gereken bir an önce ilk adımların atılması ve sürecin kısır iç siyasi çekişmelere maruz bırakılmamasıdır.
Ülkemiz, bölgemiz ve insanlık açısından çok önemli olan bu sürecin hayata geçirilmesi için tüm siyasi partileri ve sivil toplumu, ülkemizi maddi ve manevi açılardan yoksullaştıran ve bölge halklarını birbirine düşmanlaştıran bu sorunu aşmak için el ele vermeye çağırıyoruz.
ÇAĞIRICILAR: BİR GRUP MÜSLÜMAN AYDIN
1. A Gafur Kaplan
2. A Hâkim Aytek
3. A Kadir Alkış
4. A Kadir Bingöl
5. Abdulbaki Yıldırak
6. Abdulbasit Yavuz
7. Abdulilah Yıkılmaz
8. Abdurrahim Çelik
9. Abdurrahman Arpacık
10. Abdülbaki Erdoğmuş
11. Abdülkerim Av
12. Abdülkerim Güneş
13. Adem İmece
14. Adem Ortakaya
15. Ahmet Çelik
16. Ahmet Erdoğan
17. Ahmet Kölemen
18. Ahmet Hakan Çağırıcı
19. Alev Erkilet
20. Ali Adıgüzel
21. Ali Bulaç
22. Ali Manilboga
23. Arif Köroğlu
24. Atasoy Müftüoğlu
25. Aydın Işık
26. Ayetullah Aşiti
27. Bayram Akçay
28. Bekir Tank
29. Burhan Kavuncu
30. Bünyamin Zeren
31. Cemil Yeşildağ
32. Cengiz Şen
33. Cüneyt Sarıyaşar
34. Davut Güler
35. Diyadin Fırat
36. Edip Kanpak
37. Enuş Yaşar
38. Ethem Alkış
39. Eyyüphan Kaya
40. Fatma Akdokur
41. Fatma Bostan Ünsal
42. Faysal Mahmutoğlu
43. Güven Akıncı
44. H. Hüseyin Şıvgan
45. Hakan Tuncer
46. Halil Kılıç
47. Hasan Bakırcı
48. Hasan Postacı
49. Hüseyin Kurşun
50. Hasan Köse
51. Hidayet Şefkatli
52. Hüseyin Sarıgül
53. Hüseyin Sevim
54. Hüseyin Yıldız
55. İbrahim Doğan
56. İbrahim Eren Postacı
57. İbrahim Evyapan
58. İbrahim Korkut
59. İbrahim Sedyani
60. İhsan Yaşar
61. İlyas Buzgan
62. İslam Özkan
63. İsmail Akşam
64. İsmail Şahin
65. Kadir Bal
66. Kadir Canatan
67. Kadrican Mendi
68. Levent Baştürk
69. M. Ali Anşin
70. M. Ali Devecioğlu
71. M. Ali Kaya
72. M. Emin Değer
73. M. Şirin Ersan
74. Mahmut Çınar
75. Mahmut Erdoğmuş
76. Mahmut Koyuncu
77. Masum Bilen
78. Mehmet Alkış
79. Mehmet Benzer
80. Mehmet Erim
81. Mehmet Feyzi Fırat
82. Mehmet Karasakal
83. Mehmet Kaya
84. Mehmet Şah
85. Mehmet Yigitbay
86. Mela İbrahim Hışeri
87. Meral Dervişoğlu
88. Muhittin Batmanlı
89. Musa Ortakaya
90. Mustafa Öztekin
91. Muzaffer Ceylan
92. Mücahit Sağman
93. Müfit Yüksel
94. Necim Çelik
95. Nevzat Keskin
96. Nezir Demircan
97. Nihat Şahin
98. Orhan Göktaş
99. Osman İslamoğlu
100. Osman Yeşiltaş
101. Ö Serdar Çimen
102. Ö Serdar Kaplan
103. Ömer Faruk Gergerlioğlu
104. Raif Korkmaz
105. Recai Yurdan
106. Ramazan Boluk
107. Recep Eryılmaz
108. Recep Karagöz
109. Reha Ruhavioğlu
110. Rıfat Kocaoğlu
111. Ruhullah Sinan Tenşi
112. Sabiha Ünlü
113. Sabri Sayan
114. Sadettin Gün
115. Sait Alioğlu
116. Sait Ateş
117. Salih Deniz
118. Salih Fırat
119. Salih Yaşar
120. Salman Tutumlu
121. Seyfettin Gencer
122. Sıtkı Zilan
123. Şakir Diclehan
124. Şimşiriddin Ekinci
125. Şükrü Aslan
126. Turan Soluk
127. Ümit Aktaş
128. Üstün Bol
129. Vefa Sönmez
130. Yakup Güler
131. Yakup Kıyanç
132. Yaşar Arslan
133. Yaşar Kaplan
134. Yekcan Yeşiltaş
135. Yusuf Ekinci
136. Yusuf Şanlı
137. Zekeriya Kocakaya
138. Zeynep Alkış
Vefatının 4. Yılında Mehmed Alagaş ..
12.03.2025
Pursaklar’da Ramazan | Osman Kayaer
19.03.2025
Mehmet Ali Başaran ile Derkenar..
17.03.2025
Ramallah Yönetimi İsrail’e Çalışıyor
13.03.2025
Orhan Göktaş ile Derkenar..
04.03.2025
dindar babalar ve oğulları! MUSTAFA AKMEŞE 14.03.2025
Osmanlı ve Milliyetçilik YUSUF YAVUZYILMAZ 17.03.2025
Darbe yok Macera var MEHMET ALİ BAŞARAN 19.03.2025
İlgili Anne Baba: Serap ve Rıza FEYZULLAH AKDAĞ 18.03.2025
DİNDARIN TRAJEDİSİ YUSUF YAVUZYILMAZ 01.03.2025
Can Avar -2- FEYZULLAH AKDAĞ 03.03.2025
Can Avar -1- FEYZULLAH AKDAĞ 25.02.2025
SURİYE GEZİSİ ARDINDAN! SÜLEYMAN ARSLANTAŞ 21.02.2025