metrika yandex
  • $38.49
  • 43.69
  • GA28450

Haberler / Ankara Analiz

Kadının Güçlendirilmesi ve Ailenin Korunması İçin Çağrı: 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Mesajı

14.03.2025

Türkiye Kadınlar Dayanışma Birliği tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolasıyla basın açıklaması yapıldı.

Ankara’da faaliyette bulunan çeşitli kadın sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Türkiye Kadınlar Dayanışma Birliği’nin (T KAD BİR) öncülüğünde bir araya geldi.

T KAD BİR tarafından 37 sivil toplum kuruluşunun temsilcileri, bazı kurum ve kuruluşların başkanları ile sanat ve eğitim dünyasından kadınların oluşturduğu grup adına yapılan basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“Bir 8 Mart Kadınlar Gününde daha ne yazık ki yine kadınların yaşadığı sorunları ve mağduriyetleri dile getirmek durumunda kalıyoruz.

Gazze’de, Doğu Türkistan’da, Ukrayna’da ve diğer coğrafyalarda trajediler yaşanmaya devam ediyor. Büyük bölümü erkek olan tiranların oluşturduğu küresel savaş düzeninde en büyük mağduriyeti yaşayan kadınların çilesi maalesef bitecek gibi gözükmüyor.

Yapılan tüm mücadelelere rağmen, hâlâ fırsat eşitliğinin tam anlamıyla sağlanamadığını, istihdamda ayrımcılık uygulamalarına son verilemediğini ve siyasette, bürokraside ve iş hayatında kadınların karar alma mekanizmalarına etkin katılımını engelleyen cam tavanların kırılamadığını üzülerek müşahede ediyoruz.

Toplumsal şiddetin merkezinde yine kadınlar yer alıyor. Kadınlara yönelik işlenen cinsel taciz ve istismar suçları hız kesmeden devam ediyor.

İnternet ve TV platformlarında kadınlara cinsel nesne muamelesi yapılmasına, kadınların onur ve haysiyetinin ayaklar altına alınmasına yönelik etkili bir mücadelenin olmaması maalesef yüreğimizi kanatıyor.

Bütün bunların yanı sıra bu yıl farklı bir soruna, ailenin geleceği sorununa dikkat çekmek istiyoruz. Bilindiği üzere, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının öncülüğünde 2025 yılı ‘Aile Yılı’ ilan edildi. Bunu çok önemli bir adım olarak değerlendiriyoruz.

Tüm dünyada yaşanan ekonomik, toplumsal ve teknolojik gelişmeler sonucu, insanlık tarihi içinde ilk defa toplumun ve devletin istikbali olan aile kurumu bu kadar büyük bir tehlike ve tehdit altındadır.

Aile, güven ve sevgi tohumlarının ekildiği, özgüvenli bireylerin inşa edildiği, sağlıklı ve mutlu bir toplumun yapıtaşı durumundadır. Aile yapısı çürümüş bir toplum ve devlet çökmeye mahkumdur. Sağlıklı bir aile yapısı, milli kültür ve değerlerimizi geleceğe taşımanın en büyük teminatıdır.

Evlilik akdi ile kurulan aile kurumunun zarar görmesi yine en çok kadınları mağdur etmektedir. Tanık olunan mağduriyetler, evliliğe rağbetin azalmasına neden olmakta ve durum bir kısır döngü halinde topluma olumsuzluk olarak yansımaktadır.

Ülkemizde, ortalama ilk evlenme yaşı giderek yükselmekte, boşanma oranları ise giderek artmaktadır. Bu durum aklıselim herkesi endişeye sevk etmektedir. Eşlerin birbirinde huzur bulduğu ideal aile ortamı, birçok evli çift için bir hayal durumuna gelmiştir. Konut üretim ve satışlarında tek kişiye uygun küçük konutların öne çıkması yaşanan bu toplumsal değişimi çok açık olarak yansıtmaktadır.

Yine ülkemizde ortalama çocuk sayısı 2022 yılında 1,62’ye gerilemiştir. Nüfusun yenilenme düzeyi olan 2,1’in altına düşülmesi ve nüfusun giderek yaşlanması ülkemizin bir milli güvenlik sorunu ile karşı karşıya kaldığını göstermektedir.

Bireysellik, haz ve hız felsefesinin gençlere empoze edilmesi; ekonomik sorunlar, göç, afetler, düzensiz şehirleşme gibi nedenlerle güvene dayalı ilişkilerin olduğu istikrarlı toplumsal yapının bozulması; gelişen dijital teknolojilerin mahremiyeti zedelemesi, cinsiyetsizleştirme ve LGBT+ lobisinin kültür ve sanat yoluyla kitleleri ifsat etmesi, aile düşmanı lobilerin evlilik ile ilgili olumlu kültürel algıları yıkmaya çalışması gibi nedenlerle aile kurumu varoluş sorunu yaşamaktadır.

Bu konuda ailenin korunması için devlet kurumlarından sivil toplum kuruluşlarına herkesin elini taşın altına koyacağı bir seferberlik başlatılmalıdır. 2025 yılının ‘Aile Yılı’ ilan edilmesi söylemde kalmamalı, eyleme geçilmelidir. “Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı”nda yer alan maddeler ivedilikle hayata geçirilmelidir.

Yeni evlenecek gençlere faizsiz kredi desteği verilmesi olumlu bir gelişmedir, ancak zaman içinde hem desteğin kapsamı genişletilmeli hem de destek tutarı artırılmalıdır.

Aileyi tehdit eden zararlı akımlarla mücadele edilmeli, bu yönde çalışma yapan derneklerin faaliyetlerine son verilmelidir, kitap, dergi, film vb. nitelikteki kültürel ürünler hassasiyetle takip edilmelidir.

Rating uğruna aile içi çarpık ilişkilerin konu edildiği dizi ve filmler mercek altına alınmalıdır.   

Sosyal medya bağımlılığı, sanal bahis ve kumar ile oyun bağımlılığı gibi dijital tehditlere karşı mücadele edilmelidir. AMATEM’e benzer biçimde telefonla bağımlılıkla mücadele eden ihtisas sahibi tedavi ve araştırma merkezleri (TEBATEM) açılmalıdır.

Aile bireylerinin sosyoekonomik hayata katılımları artırılarak aile refahının yükseltilmesine önem verilmelidir.

İş yaşamı ile aile yaşamı arasındaki dengeyi bozmayan istihdam imkanlarının geliştirilmesine ağırlık verilmelidir. Uzaktan, esnek veya hibrit gibi çalışma modellerinin kamu ve özelde tüm sektörlerde uygulanabilir hale gelmesi için çaba gösterilmelidir.

Çocukların bakımını kolaylaştıran kreş, anaokulu, çocuk yaşam merkezleri gibi kurumlar yaygınlaştırılarak erişim imkanları artırılmalıdır.

Bebeği olmayan çiftlerin sağlık sorunlarının giderilmesine yönelik desteklerin kapsamı genişletilmelidir.

Evliliği olgunlukla yaşayabilecek bilinçli bireyler için gerekli eğitimler sunulmalıdır.

Aileler, çocuklarını müstakbel eşleriyle mücadele etmeye şartlandırıcı olarak değil, sevgi, saygı, iş birliği, uyum ve fedakârlık hissiyatıyla dolu olarak yetiştirmeye çaba göstermelidir.

Mutlu ailelerin geleceğin huzurlu ve güvenli nesillerini yetiştirebilmesi dileğiyle…”

T KAD BİR Yönetim Kurulu Adına Başkan Ayşe Serap Şahiner

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş