tarafsız olmak ölü taklidi yapmaktır

an olur hani gözünüzün önünde olan olur
ve susar insan ya!
öylece susarsınız.
diğer yandan
bir yerde insanın  gövdesiyle olması gereken zamanlar olur  
ama olmaz  işte. eksik kalır yeri
bir kendi bilir bir de bekleyeni…

hayatımızda ne kadar çoktur böylesi durumlar bilirsiniz değil mi?
bazıları ah!
adamın gönlüne düşen ve hep kanayan bir yara olarak kalır.

“taraf” olmaktan bahsediyorum dost
"tarafsızlık" en kötü "taraf" olmaktır çünkü.

bana ne dediğimiz, korktuğumuz,
ne bileyim işte, aymazlığımız, hoyratlığımız, kibrimiz
kendimizce haklı sebepler bulduğumuz ve geri çekildiğimiz
iyi olandan, güzel veya hatta bu daha az kötü dediğimiz şeylerden yana
açıkça taraf olmadığımız zamanlar
bilin ki buhar olup gizlendik sandığımız andır

tarafsızlık ölü taklidi yapmaktır dost...

çok zaman her şey bittiğinde
kenardan seyredilen neyse bizi ve ne varsa birlikte bir dalga gibi gelir alır çeker içine…

sanki gemide giderken
yolcular arasındaki azgın olanın taşkınlığına sırtını dönmek var ya.
öyle bir şeydir bu.
ya içinde bulunduğunuz gemiye zarar verir batırır
ya hızını düşürür, ya daha kötüsü de istikametini değiştirir ve
o ara sessiz kalan yani tarafsız olanları da içine aldığı acıklı bir son olur.

yıllar önce iş hanında yöneticisini seçme toplantılarına
“aman canım işte kim gelse aynı işi yapar” anlayışı nedeniyle seçime katılmaz
sözüm olmaz, duyarsız kalırdım...
iş hanının en eski maliki olmam nedeniyle
sözü dikkate alınan biriyken ve diğer maliklerin oyunun yerini etkilemem mümkünken ilgisizliğim sebebiyle
çar çakal kişi yönetici olunca çektiğimiz eziyet hala hafızamda saklıdır.
hırsızlık ve iş bilmezlik nedeniyle iş hanı
şubat soğuğunda 1 aya yakıtsız ve susuz kaldı
temizlik hak getire…

apartmanındaki yöneticiyi seçerken dahi  
en makul olanı seçmek için haklı hassasiyet gösteren ve
tarafsız kalmayan zihniyetin
ülkeyi yönetecek kadroları seçerken
sessiz, rengini belirtmeyen hatta bel altı yazıp çizen gubuzluk yok mu?
ah ki ah!

dost evet evet anladığınız gibi sözü seçimlere getireceğim.
kendini islamcı diye işaretleyen entelektüel (dikkat aydın değil) arkadaşlar gibi
bin dereden de su getirmem.
o islamcı yazar çizer abilere bakıverin;
çevrelerine
her gün sayısız paylaşımda bulunuyorlar da
ülkenin en önemli olayında
renksizliği ve tarafsızlığı marifet sayıyorlar.
eleştiri ve muhalif duruş çok önemliymiş...
hadi oradan!
kibirden çatlayacaklar, ne kadar önemli adamlar mışsınız be!
ah ki ah!

bana gelince yola iz olsun, rengimiz bilinsin diyor ve bunun
müslüman duyarlılığı olduğuna inanıyorum.
ben tarafım
tayyip bey’den yana…
bazı okuyucular hoşlanmasa da öyle
valla öyle…

meczup  tebessüm etti ve

sanki
tarafını
hiç çaktırmıyordun da
anlamamıştık
dedi ve sustu