metrika yandex
  • $32.66
  • 35.24
  • GA17640

Yarımada, adanın sömürgesi mi?

OSMAN KAYAER
24.04.2020

Son zamanlarda kafama tuhaf sorular takılıyor. Cevabını bulmakta zorlandığım tuhaf sorular! Bunlardan biri de: “Neden Yunan’a, Bulgar’a, Rus’a, Ermeni’ye, Farisi’ye, Arap’a, Yahudi’ye, Amerika’ya, Almanya’ya buğz ederiz de İngilizlere karşı tek bir kelime etmeyiz?” sorusudur.

Şöyle bir, düşünüyorum da… Pek çoğumuzda Osmanlı düşmanlığı var. Her halde bu aldığımız eğitimin bir sonucudur; yoksa doğuştan getirecek değiliz ya. Çağdaş, batıcı, aydın, entelektüel, kemalist, devrimci, islamcı, solcu vs… Pek çoğumuzun zihninde Osmanlı, kardeş ve evlat katili, kızıl sultanlar sülalesi, en önemlisi de kurtuluş savaşında İngilizler ile işbirliği yapmış hainler güruhu, vesairedir. Tuhaftır! İngilizler ile işbirliği yaptığına inandığımız Vahdettin’e, kin kusarız ama İngilizlere bir tek kötü kelime etmeyiz.

Her yıl Çanakkale savaşını ve zaferini, büyük programlar ile kutluyoruz ama 200 binden fazla gencimizi şehit eden İngilizlere bir tek kötü söz söylemiyoruz. Hatta İngiliz veliaht prensinin “deniz askeri” üniforması ile 100. yıl kutlamalarına katılmasından büyük bir onur duyuyoruz.

İlginçtir, cumhuriyet kurulduğundan beri çocuklarımızın bir kısmını özellikle mülkiyelileri doktora yapmak üzere İngiltere’ye gönderiyoruz. Geri döndüklerinde ise en önemli görevleri seve seve onlara tevdi ediyoruz. Sanki İngiltere ile kadim bir dostluğumuz varmış ve onlara hayranmışız gibi davranıyoruz.

Yunan, Bulgar ve Ermenilere gelince işin rendi değişiyor. İzmir’de denize döktüğümüz! Yunanlılara karşı her birimizin kalbinde en azından bir tokat atma isteği var. Yediden yetmişe hepimiz alçak Yunan’a karşı diş biliyoruz ve bunda da haksız sayılmayız; aynı durum Bulgar ve Ermeniler söz konusu olduğunda da geçerli. Ama onları bizim üzerimize salan İngilizlere hiçbirimiz diş bilemiyor.

Sağcılarımızda Rus düşmanlığı, solcularımızda Amerikan düşmanlığı, milliyetçilerimizde Ermeni ve Arap düşmanlığı, İslamcılarımızda hem Rus, hem Amerikan düşmanlığı var. Ehl-i Sünnetçilerimiz Şii İran’a ve Vahhabi Suudilere ateş püskürüyor. Kemalistlerimiz gerici, dinci ve milliyetçilere, onlar da Kemalistlere diş biliyor. Selefilerimiz tarikatçılara, tarikatçılarımız selefilere demediğini bırakmıyor. Ama hiç kimse şu aziz İngilizlere tek kelime etmiyor.

Sahi, “Kuvayı Milliye” güçlerimiz kurtuluş mücadelesini başta İngilizler olmak üzere işgalci güçlere karşı vermediler mi? Katı Kemalistlerimiz, neden İngilizler aleyhine bir tek kötü söz söylemezler. Mustafa Kemal’in İngilizler ile mücadelesinden neden hiç bahsetmezler. İnkılap tarihi kitaplarında milli mücadele yılları anlatılırken, Ermeni çeteleri, Yunan işgalcileri, Osmanlı hainleri ve yerli işbirlikçileri ile ilgili onca malumat var ama İstanbul’u işgal eden İngilizlere dair nedense bir tek kötü malumat yok.

Televizyonlardaki konuşmacılarımıza göre, ülkemizin dört bir yanı düşmanlar ile çevrilidir. Batıda Yunan ve Bulgarlar, kuzeyde Ruslar, doğuda Humeyni’nin şeriatçı İran’ı ve Ermenistan, güneyde Kürtler ve Araplar bizi hep bir kaşık suda boğmak istemektedirler. Bu yüzden her mücadelemizi hep yedi düvele karşı vermek zorunda kalıyoruz! Ama bu yedi düvel arasında imparatorluğumuzu parçalayan İstanbul’umuzu işgal eden ve bizi Anadolu bozkırına hapseden İngiliz’in adı bile yok. Düşman deyip geçiştiriyoruz.

Bu durumda aklıma gelen tek şey, yine bir soru. Yoksa şu aziz İngilizler! bize Machiavelli’nin “Hükümdar” isimli kitabıntaki teorisini mi uyguladılar?

“Kendi kanunlarıyla ayakta duran hükümdarlıklar ve kentler işgalden sonra nasıl yönetilmelidir?

Kendi kanunları ile özgürlük içinde yaşamaya alışkın devletler ele geçirildiklerinde onları elde tutmanın üç yolu vardır: İlki ortadan kaldırmak; ikincisi gidip orada yerleşmek; üçüncüsü vergiye bağlamak ve içeride yöre halkının dostluğunu sağlayacak az sayıda kişiden oluşmuş bir hükümet kurarak kendi kanunları ile yaşamalarına izin vermektir. Özgür yaşamaya alışık bir milleti başka yollara baş vurarak boyunduruk altında tutmaya çalışmak yerine kendi seçkinleriyle yönetmek ve elde tutmak, daha kolaydır.”(1)

Ey Anadolu’nun masum ve saf evladı, 2023 neden önemli anladın mı?

1- Machavelli, Hükümdar, Hasan Ali Yücel klasikleri, İşbankası kültür yayınları.

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş