kara kadının oğlu sen bu işten anlamazsın

yusuf’u kör kuyulara düşüren sebebi bilirsiniz değil mi?
hani şu kardeşleri var ya!
baba bir anne farklı olan kardeşlerden bahsediyorum,
haydi onların dilinden kitabın ifadesini hatırlayalım;

kardeşleri demişlerdi ki: "Yusuf ve öz kardeşi babamıza bizden daha sevgilidir. oysa biz bir cemaatiz. babamız açık bir yanlışlık içindedir."

ne okuduk şimdi?
baba bir anne ayrı olan kardeşlerin yusuf ve bünyamin’e olan kin ve kıskançlıklarının
öldürmeye varacak taşkınlığını okuduk

güçlü kuvvetli bir ekiplermiş ve biz “cemaatiz’’ kalabalığız diyorlar yani...
öyleyken babalarının takdirini ve sevgisini kazanamamışlarmış…
dost güçlü ve kuvvetli oluşlarını dikkat edin  
hem kendi sayıları hem de sanki kendi anne tarafı üzerinden bir nesep işareti de var.
“cemaatlar’’mış arkadaşlar!

yusuf ve kardeşini o cemaatin adamı saymayan zihniyetten bahsediyorum.
babaları yakub’un “takva üstünlüğü’’ öğretisi hiç yok akıllarında

iblisin “ben ademden üstünüm. ben ateşten
o topraktan yaratıldı” mazeretine nasıl da benziyor.
tam bir asabiyet ikrarı.

haydi bir ek bilgi de verelim;
yahudiler ishak üzerinden kendilerine soy verirler.
çünkü
ismail köle bir kadının oğlu, ishak özgür kadının oğludur. ah ki ah!
kendilerine köle kadının oğlu üzerinden bağ kurmazlar.
onun içindir işte yahudilikte din bağından önce kadın üzerinden nesep bağını önemserler.
onun için de ırkçıdırlar.

dost ırkçılığın atası iblistir. kim, yaratılış özelliklerinden ötürü
kavim, ırk, dil, aşiret vs üstünlük sağlayacak bir çıkarımda bulunursa eğer
bilin ki; içinde asabiyet, cahiliyet var demektir.

ebuzer'in bilal’e tartışma esnasında
“kara kadının oğlu sen bu işten anlamazsın’’ sözü nedeniyle
aziz peygamberin ‘’sende cahiliye kalıntıları var, insan rengi ırkı kavmi nedeniyle suçlanır mı?’’ azarı malumunuzdur işte
hatırladınız değil mi?

aziz kitabın da
“onlar mezarlıktaki atalarının sayısını, kalite ve kalibresini sayacak, bundan üstünlük çıkaracak kadar aldanış içinde’’ olduklarının uyarısı var tekasür süresinde...

modern zamanlarda ulus devletlerin oluşmasıyla birlikte
aziz kitabın müslüman topluluğa isim olarak verdiği
kurani bir kavram olan “millet’’ kavramı
içini boşaltıp din dışı bir anlam kazandırılarak ‘milliyetçilik’ üretenler
kuran tasavvuruna ve müslüman aklına savaş açmış olduklarını bilsinler.

aziz kitap kendine inananları müslüman olarak isimlendirmiş ve
“ibrahim milletinden’’ saymıştır
kavim soy ulus ırk ve dil üzerinden değil
insan varlığını Allaha bağlayan anlamlandıran tevhidi bir hayatın tasavvurunu öne çıkarmıştır

ibrahim milletinde olanlar
“biz’’ “öteki’’ ayrımını doğuştan kazandığı değerleri nedeniyle değil
yani türk, kürt, arap, yunan diye hayatı, insanları okumaz.
onun içindir işte “zulüm kimden gelirse gelsin karşı dururuz
mazlum kim olursa olsun ona da  kol kanat gereriz”

milliyetçilik çağımızın insanlık için en başa bela olmuş değer yargısıdır.
tarih boyunca inanan insanların da içine düştüğü bir beladır
ama böylesine insanlığı esir hiç almamıştır
ah ki ah!
aziz kitabın ve peygamberin kavmiyetçiliğin tehlikeleri ve sonuçlarıyla ilgili çok net uyarı ve sakındırması varken
resulün vefatı sonrası yaşanan acıların en önemli sebeplerden biri oluvermiştir.
müşrik arapların peygamber öncesi kavmiyetçiliği sonraki dönemde müslüman olmamalarına veya geç olmalarına veya peygamberin ölümü sonrası meydana gelen kendi aralarındaki savaş ve mücadelede en önemli fitne sebebidir.
emevi ve haşimi kavgası tam bir ırkçılık ayrışmasıdır.

bu ülkede imparatorluk bakiyesi nedeniyle türk, kürt, laz, çerkez, arap vs ırkları vardır ve kimsenin diğerine bir üstünlüğü yoktur, olamaz.

tüm ulus devletler, istisnası yoktur
almanya’dan fransa'ya, iran'dan mısır'a kadar yüzlerce ulus devlet gibi
türkiye cumhuriyeti de ulus bir devlet olarak kurulmuş
kendi varlığını inşaa etmek  ve yeniden bir ulus var etmek için de
türk milliyetçiliğini dayatmış
millet, vatan, bayrak, şehitlik vs kavramları
dini ve onun kutsal değerlerini
manipüle ederek ‘dini’
seküler  milliyetçiliğe eklenti yapmıştır.

bir topluluk
kendilerinde övgüye ait meziyet fukarası olunca, zavallılıklarının geri kalmışlıklarının üzerini örtmek için
geçmiş  atalarına sığınması onları yüceltmesi
“seçilmiş, kutsal ırk’’ falan işte diyerek

çok mu tanıdık geldi! dost
kutsar ve oradan pay alacaklarını zannederler
diyordum ki
ökkeş; dur be mustafa’m  
dur hele yorma kendini yeter! dedi, nefeslen;
يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ ذَكَرٍ وَاُنْثٰى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا وَقَبَٓائِلَ لِتَعَارَفُواۜ اِنَّ اَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللّٰهِ اَتْقٰيكُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ عَل۪يمٌ خَب۪يرٌ
Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık; sonra da birbirinizi tanıyasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, en ziyade takvâ sahibi olanınızdır. Allah ise her şeyi bilir, her şeyden haberdardır.
dedi ve sustu…

paylaşmaya değer gördüğünüz yazılarımın dilediği kısmı dahil dostlarınıza ikrama açıktır.
bir gönle daha temas etmek iyidir.valla!