Sorular

1-Hz. Peygamber Hıra Dağı'ndan Mekke'nin şirk kokan sokaklarına dönüp, inancını açıklamaya başlayınca karşısına Arap kabileciliği( milliyetçilik) ve Arap muhafazakarlığı çıktı. Hz. Peygamber’in en büyük karşıtları olan Ebu Cehil ve Ebu Leheb Arap muhafazakarı idiler. Onlar Hz. Peygambere mevcut statükoyu bozmaması durumunda istediği her şeyi verebileceklerini söylemişti. Aziz Peygamber bunlarla mücadele etti. Türkiyeli dindarlar, Türk milliyetçiliği ve Türk muhafazakarlığı ile mücadele edecekleri yerde, milliyetçilik ve muhafazakarlık üzerinden dini söylem üretiyorlar. Türkiye dindarlığı bu farklılığı nasıl bu kadar kolay kabullenebiliyor?

2-Kur’an öğretisi ve Hz. Peygamber’in uygulaması eleştirel ve katılımcı bir siyasal anlayışı öne çıkarırken, nasıl oluyor da dindar zihin otoriter siyaset anlayışını bu kadar kolay kabullenebiliyor ve savunabiliyor?

3-Türkiye dindarlığı, dini anlama konusunda büyük ölçüde Ebu Hanife geleneğini izlediği halde, onun iktidara mesafeli duran siyasal mirasına neden bu kadar zıt davranabiliyor?

4-Türkiye'de İslami hareketin öncülüğünü temelde duygu insanı olan şairlerin (Necip Fazıl, Sezai Karakoç, İsmet Özel)yürütmesi bir imkan mı yoksa bir sorun mudur?

5-Türkiye halkı genel olarak dinin insanı sorumlu tutan temel görüşüne aykırı ve insanı dinginleştiren ve sorumluluktan uzaklaştıran bir kader anlayışını kolayca kabullenebiliyor?

6-Türkiyeli dindarlar genel olarak inançlarına aykırı bir yaşam sürdükleri halde aradaki çelişkiyi nasıl rasyonelleştiriyorlar?

7-Hz. Peygamber kabilecilik ve her tür etnik ayırımcılığa karşı din kardeşliğini öne çıkarırken, günümüz dindarları neden ulus devletin felsefesi olan milliyetçiliğe bu kadar kolay adapte olabiliyorlar?

8- Türkiyeli dindar muhafazakarların muhalefette ürettiği ahlaki itiraz dili ve buna paralel ürettiği siyaset tutumu, neden iktidarın belirli evresinden sonra milliyetçi, devletçi, güvenlikçi bir konuma evrilerek kendine yabancılaşıyor?

9- Türkiyeli dindarların düşünce(inanç) ve eylemleri arasında neden derin bir çelişki var?

10- Türkiye halkı, din üzerinden hurafe üretmeye neden bu kadar yatkın?

11-Türkiye halkının siyasi, ahlaki, dini aklının yapısını oluşturan dini, ekonomik ve tarihsel faktörler nelerdir?

12- Türkiye halkının, neden hermetik, gnostik eğilimli olan; rüya, ilham ve sevgiyi bilgi kaynağı olarak gören; şeyh ve dedeyi kutsallaştıran bir anlayışı kabul etmeye yatkın bir zihin yapısı var?

13-Türkiye halkı, dini dünyevi çıkarları için neden bu kadar rahat ve kolay araçsallaştırabiliyor?

14-Türkiye dindarlığı neden çok kolay bir şekilde muhafazakarlaşıp milliyetçileşebiliyor. Bunun dini ve sosyolojik sebepleri nelerdir?

15-Türkiye dindarlığı neden dinin formel( kural, fıkıh, şekil) yönüne içerikten( ahlak, irfan, erdem) daha fazla önem veriyor?

16-Namaz, oruç, haç gibi ibadetlerin sonucu olması gereken ahlaklı insan tipi neden oluşmuyor?

17-Sermaye ve iktidarın imkanlarıyla tanışan muhafazakar dindar sınıfın İslami hassasiyetlerinin giderek zayıflayarak kolayca dünyevileşmesini nasıl açıklayabiliriz?

18-Türkiye dindarlığının ahlaktan yoksun bir anlayış oluşturmasında dini anlayışın düşünmeden, tefekkür etmeden, okumadan taklidi olarak üretilmesinin etkisi nedir?

19- Türkiye dindarlığı eleştirel düşünceye neden uzaktır?

20 –Türkiye dindarlığı iman ile amel arasındaki ilişkiyi neden doğru bir şekilde kuramıyor

21-İslami kökenden gelen ve özgürlük mücadelesi veren siyasal akıl nasıl bu kadar kolay statükonun emrine girip değişimci ve dönüştürücü rolünü kaybedebiliyor?

22-Türk siyasal aklının temel parametreleri nelerdir?

23- Türk siyasal aklı, neden güvenlik ve istikrarı adaletin önüne koymaya bu kadar yatkındır; bu anlayışın oluşmasındaki tarihsel ve siyasal etkenler nelerdir?

24-Dürüst birini iş bilmez ve beceriksiz olarak değerlendiren bir toplumun ürettiği; halkın ayrıcalık isteği, yolsuzluğa temayülü, akrabalarını kayırma güdüsü üst düzeyde olduğu, halkın hak ve adalet yerine ayrıcalık talep ettiği bir yerde adil siyaset üretilebilir mi?

25- Türkiye dindarlığı başarısızlık karşısında neden kendini değil de kendi dışındaki etkenleri öne çıkaran bir zihin yapısına sahiptir?

26- Türkiye dindarlığı irade özgürlüğü yerine insanı edilgin hale getirip sorumluluktan uzaklaştıran kader inancını rahatlıkla kabullenebiliyor?

27- Türkiye'de resmi ideolojinin şemsiyesi altında devrimci ve değişimi bir retorik üretilebilir mi?

28-Uhud Savaşının kaybedilmesinin en önemli nedeni okçuların yerlerini terk etmeleridir. Ancak Hz. Peygamber onları kınamamış, toplumun önüne suçlu olarak atmamıştır. Kaldı ki, İslam tarihi kitaplarında bu kişilerin isimleri geçmez. Belki de bu isimlerden bir kısmı, ileride ilim alanında büyük hizmetleri olmuştur. Buradan çıkacak sonuç şudur: " Bir hatasından dolayı insanları harcamamak gerekir. Böyle olduğu halde neden insanlar en küçük hatasından dolayı diğerlerini tekfir edip dışlıyorlar?