İNSAN, potansiyelini içinde barındıran muhteşem bir varlıktır

“Biz Âdemoğullarını gerçekten çeşitli ayrıcalıklarla donattık. Onlara karada ve denizde taşıtlar sağladık, kendilerine temiz besin maddeleri bağışladık, onları yarattığımız diğer canlıların çoğundan üstün kıldık.” İsra suresi Ayet 70.

İNSAN potansiyelini  içinde barındıran muhteşem bir varlıktır. 

“ Bir elmanın yüreğinde gizlenen tohum, görülmez bir elma bahçesidir. Ama bu tohum Bir kayaya rast gelirse, ondan hiçbir şey çıkmaz” Halil Cibran.
 

Yüce Rabbimiz  insanı iki’ye ayırır.
 1. Salih insan
 2. Fasık insan

İnsanoğlu hem Salih insan hem de Fasık insan olamaz.  İnsanın bu iki farklı özelliği birbirinin zıddıdır. İkisi bir arada bulunması demek karanlığın ve aydınlığa bir arada olması demektir. Hal böyle olunca Salih insan kimdir, Fasık insan kimdir bunları şu şekilde açıklayalım. Salih insan güzel insandır güzel işlerle meşgul olan insandır. İmar edicidir, düzeltici dir, yapıcıdır.  Fasık insan ise kötü insandır, yıkıcıdır, bozguncu dur ifsat edicidir. Yani salih insan aydınlığı temsil eder, fasık insan ise karanlığı temsil eder.

Rabbimiz yarattıklarının her birine, kendilerine göre özellikler, bu özelliklere uygun sorumluluklar vermiştir. Güneşe sıcaklık verilmiştir, beraberinde ısıtma ve aydınlatma görevini yüklenmiştir.  Toprağa Bereket verilmiştir,  tohumları büyütüp ve yeşertme görevini de beraberinde yüklenmiştir.  Bu anlamda insanoğlunun hissesine düşen görev ise hem en şerefli, en kıymetlisi, hem de en zor olanıdır. Başka hiçbir varlık da, canlı ya da cansız hiçbir yaratılmış da olmayan akıl ve irade verilmiştir insanoğluna.  İşte bunun için insan şereflidir ve değerlidir. Yüce yaratıcının insanoğluna yüklemiş olduğu bu büyük misyon, büyük görev kendisi dışında tüm yaratılanlara şefkat ve merhametle muamele etmesi, yeryüzünü imar etmesi, Hakkı hakikati ve adaleti savunmasıdır. Bu büyük görev, Yüce Rabbimizin koyduğu kurallara, yasalara uyarak hayatına devam etmesi başkalarını sürekli iyiliğe teşvik etmesi ve kötülüklerden de onları uzaklaştırmasıdır.

Salih insan üretken bir varlıktır. 

Fasık insan ise tüketen ve çabuk harcayan dır.

Burada bahsettiğimiz üretmek ve tüketmek maddi anlamda değil Şüphesiz. Üretmek kazanmaktır., Salih iş yapmaktır , iyiliğe teşvik etmektir, insanı kazanmaktır. Geçmişte güzel yaşanmışlıklar üzerine ilişkilerimizi daha ileri götürmektir üretmek.

Tüketmek ve çabuk harcama ise kaybetmektir. Kötü iş yapmak sadece kötülüğü teşvik etmek değil, iyiliğe teşvik etmemektir, insanları çabuk harcamaktır. ön yargılar ile insanları mahkum etmektir.  Allahu Teâlâ’nın vermiş olduğu tövbe kapısını yine ön yargılar ile yok etmektir ya da tövbe Kapısını kapatmaktır. Tüketmek ise geçmişte talihsiz diyebileceğimiz insanların yapmış olduğu yanlışlıklar ya da hatalar ile oluşan yaşanmışlıklar Üzerine kendi Ben ön yargılarımız ile ilişkilerimizi bitirmektir, tüketmektir .

Sevgili dostlar buraya kadar bahsettiğimiz Salih ve Fasık iki insan tiplemesi ile Aslında vurgulamak istediğim insanoğlunun muhteşem bir potansiyele sahip olduğunu ve bu potansiyeli gerektiği gibi kullandığında yine muhteşem işler çıkartacağını inanıyorum.

Ancak insanın bir potansiyele sahip olduğunun farkında olan ve farkında olmayan olarak iki ortamı karşılaştıralım.
Bu karşılaştırmayı, öğretmen öğrenci ilişkisi  alanında inceleyelim.

İnsanın bir potansiyel olduğunun farkında olmayan eğitim ortamında bir öğretmen sınıfa girdiği zaman birinci görevi öğrenciye bilgi ezberletme olduğunu düşünür. Bilginin iyi aktarılması için öğrencilerin uslu uslu oturmaları, Asli görevinin öğrencileri sınıfta sessizce oturmalarını sağlamak olduğunu sanır.

İnsanın bir potansiyel olduğunun farkında olan bir öğretmen ise sınıfa girdiği zaman sınıfta Allah tarafından farklı özelliklerle donatılan, yeryüzünde her şeyin onun emrine verilmiş olan ve canlılar içinde En üstün yaratılmış bulunan potansiyeller olduğunun farkındadır. İnsanın bir potansiyel olduğunun bilincinde olan bir öğretmen kendi temel işlevinin öğrenciye sadece bilgi aktarmak olmadığı onları geleceğe hazırlamak üzere Allah'ın vermiş olduğu üstün yetenek ve farklı özellikleri keşfedip gelişimini sağlamaktır.

Sınıfa giren her öğretmenin birinci görevi, karşısında oturan öğrencilerin Belki 20 yıl sonra ülkenin yönetimini ele alacak olan insanların Var olduğunu ve bu çerçevede onların olabilecekleri nin en iyisi olmasına destekte bulunmasıdır.  Gençlerimizin  her birinin ülke yönetiminin başına geçebilecek bir başkan gibi yetiştirmemiz gerekir. Ancak bu şekilde gençlerimizin sahip olduğu, yaratıcımızın bizlere bahşettiği o güzel nimetlerin, Üstün yeteneklerin keşfedilmesi mümkün olur.