İnsanız, ölüme iman etsek de, “Allah’a aidiz, Allah’a döneceğiz” desek de en yakınımızda sevdiğimiz insanların ölümüne bir türlü alışamıyoruz.
Nurullah ölümüne alışılamayacak dostlarımdandı. Vefatından 2 ay önce konuşmuştuk. Yurtdışında olduğum için eskisi gibi sık sık yüz yüze gelip hasbihal edemiyorduk. Pandemi de tatilde görüşmemize engel oldu. Aslında geldiğimi bile haber vermedim. Ola ki bir araya gelir hassas bünyesine zararım olur diye… Eminim Türkiye’de olduğumu bilse hiç aldırmaz görüşelim derdi. Nitekim telefonda sitem etti:
“Hocam şöyle iki metre öteden karşı karşıya gelir sohbet ederdik” dedi.
Ben de nereden bilirim Rahmana kavuşacağını,
“tekrar geleceğim inşallah” o zaman görüşüz demiştim,
olmadı.
Ankara’ya 1997’lerde geldiğimde her müslümanın yaptığı gibi fikri fikrime uygun, İslami mücadelesine destek verebileceğim, destek alabileceğim Müslümanlar aradım. Yılmaz Ensaroğlu dahil bir grup müslümanın "Kim olursa olsun, zalime karşı mazlumdan yana" ilkesiyle kurduğu, adalet aramanın çölde su aramaya dönüştüğü yıllarda kurulan, Mazlumder’e ulaştım.
İşte nice güzel dostla burada tanıştığım gibi Nurullah dostumla da yolum burada kesişti. Kısa süre içinde yüreğimiz birbirine ısındı, çocuklarımız, eşlerimiz kardeş oldular. Bize yalnızlığı unutturdular.
O bizim içimizde nadide yetişmiş inkılapçı bir dervişti. En büyük özelliği her kesimden insana hakkı söyler ama dilden değil yürekten geldiği için fikrini kabul etmeseler de Nurullah’ın dostluğunu terk etmezlerdi. Rasulullah’ın ahlakı ile ahlaklanmak bu olsa gerek…
Ne kadar ihtiyacımız olan bir özellik değil mi? Müslümanların birbirini Allah (!) adına kırıp döktüğü bir demde böyle bir dervişe ne çok ihtiyacımız var. Cömertliği, misafirperverliği, aile efradına düşkünlüğü ve pırıl pırıl yetiştirip İslam toplumuna kazandırdığı çocuklarıyla bir sürü güzelliği olan bir dosttu. Ama beni en çok bu yönü etkilemişti.
Evi evime çoğunlukla uzak oldu ama gönlümüz hep yakındı. Yollar uzak olsa da muhabbet, sevgi uzakları yakın edermiş. Bazen her hafta ailece görüşürdük. Aslında Müslümanların dost edinirken yalnızca entelektüel değil hayat içinde arkadaş olması önemliymiş. O’nun için Nurullah’ı kaybedince ailemden öz kardeşimi kaybetmiş gibi üzüldüm.
Seni bu halinle hatırlayacağım güzel insan, umduğuna kavuştuğunu, korktuğundan beri olduğunu umuyorum…
Allah’tan emin olan Allah’a emanet olsun. Selam ve dua ile…
Kendimizi, karşı olduğumuzun yerine koymaya var mıyız? 2021-02-24 13:50:02 Selahaddin E. Çakırgil
Uyuşturucunun Küresel Boyutu 2021-02-24 14:13:06 Mehmet BEYHAN
İslâmofobinin Merkez Ülkesi Türkiye ve 28 Şubat 1997 Darbesi 2021-02-25 03:00:50 Mehmet Yavuz AY
MİLLİ GÖRÜŞ, İTTİFAK VE TEMEL KARAMOLLAOĞLU 2021-02-25 11:45:50 Güven AKINCI
DOĞALGAZ SERÜVENİ VE ADANA 2021-02-25 16:41:14 Vedat KAHYALAR
Her askerî darbe, ‘gasb' yoluyla yönetme zorbalığıdır! 2021-02-26 10:11:04 Selahaddin E. Çakırgil
Ruhumuzu yeryüzüne serme vakti gelmedi mi? 2021-02-03 12:30:34 Mehmet Ali ÖNER
Nerden Geliyor Bu Sesler 2021-02-03 12:40:31 Ahmet GÜRBÜZ
Evrensel Zihinlerden Kabileci/Taşralı Zihinlere 2021-02-04 13:03:32 Atasoy MÜFTÜOĞLU
Memleketinden kopan medeniyetinden kopar 2021-02-04 16:40:49 Mehmet BEYHAN
“kıyısına” gelince! 2021-02-05 14:48:33 Mustafa AKMEŞE
BALIK BİLMEZSE HALIK BİLİR 2021-02-05 15:07:25 Vedat KAHYALAR