Çocukluğu ve gençliği darbelerin gölgesinde geçmiş, askeri darbelerin baskı ve zulmünü iliklerine kadar hissetmiş bir vatan evladı olarak, silahın bir hak arama aracı şeklinde kullanılmasına, silahlı örgütlerin kendini hukukun üstünde görmesine; nerede, nasıl olursa olsun karşıyım, karşı da olacağım. 67’si de, 71’i de, 82’si, 28 Şubatı da, 15 Temmuzu da, teşebbüsü de, muhtırası da her neyse benim gözümde aynı, hiçbiri masum değil ve hepsi de lanetlidir.
Benim ülkemde böyleyken başka yerde olanı alkışlayacak değilim. Önceki yazılarımda işgale karşı direnen milli mücadele hareketleriyle, terör amaçlı militarist yapılar arasındaki farka değinmiştim.
Batı Afrika’da son iki yılda 4 askeri darbe oldu; Mali, Çad, Gine ve Burkina Faso. 27 Temmuzda Nijer’de gerçekleşen darbe 5’incisi. Bu ülkelerin hepsi de Sahel kuşağında yer alan ve birbirlerinin komşuları. Darbelerin kelebek etkisi oluşturduğunu gösteren aşağıdaki harita, aynı zamanda hangi emperyal güçlerin hangi ülkelerde askeri üsleri var onu da gözler önüne sermektedir.
Sahel; Batı Afrika’da doğudan batıya, Atlantik Okyanusundan Kızıl Denize kadar uzanan 5000 km’lik, kuzey sahra çölleri ile güneyin verimli savanaları arasında kalan yarı kurak bölgenin adıdır. Dünyanın en hızlı nüfus artışı ve en kısa insan ömrü burada yaşanmaktadır. Nüfus her 25 yılda bir ikiye katlanırken, ortalama yaşam süresi 46 yıldır.
Nijer Cumhuriyeti Batı Afrika’nın en büyük ülkesidir. İsmini Afrika’nın büyük nehirlerinden Nijer Nehrinden almaktadır. Fransız etkisinden kurtulamasa da Fransız sömürgesinden 1960’ta kurtulmuştur. Yüzde 80’i çöl olan 1.267.000 km2’lik ülkede, çoğunluğu (%85) Müslüman olan 22 milyon insan yaşamaktadır. Başşehri Niamey olan Nijer; Hevsâlar, Zarmalar (Jarmalar), Pöller, Tuaregler, Kanuri ve Araplardan oluşan çok çeşitli bir etnik yapıya sahiptir.
Az gelişmiş ülkeler kategorisinde sınıflandırılan Nijer, Birleşmiş Milletler’ in yayımladığı İnsani Gelişim Endeksi 2020 raporuna göre 189 ülke arasında son sıradadır.
Ukbe bin Nafi Camisi
Nijer’in İslam’la tanışması Hicri 46 (666) yılında Ukbe b. Nâfi (ra)’ın Afrika seferlerine denk gelir. Bir dönem Osmanlı idaresinde de bulunan Nijer, Abdülhamid hanın tahtan indirilmesinden kısa bir süre sonra, Fransız sömürgesine geçer. 19. Yüzyıla kadar ortak tarihe sahip güney komşusu Nijerya ise, aynı tarihlerde İngiliz sömürgesine dâhil olur.
Çok uluslu emperyalistlerin bölgeye ilgisi yeni değil. Ancak son zamanlarda ABD, Avrupa, Rusya ve Çin gibi küresel güçlerin nüfuz savaşlarının arenası haline gelmiştir. "Filler tepişirken, çimenler ezilir." Bu uluslararası rekabet bölgeyi istikrarsızlığa iterken, krizi de derinleştiriyor. Darbe yaşanan ülkelerde yönetimler Fransa’dan uzaklaşırken, Rusya’ya yaklaşmaya başladı.
Bölgenin bu kadar askeri hareketliliğin merkezi haline gelmesinin sosyoekonomik birçok sebebi var. İlk akla gelen bölgenin sahip olduğu uranyum ve altın rezervleridir. Ancak 2015’ten sonra savaşçılarını Batı Afrika’ya kaydıran DEAŞ, orda entegre olduğu yerli aparatlarla işlediği cinayetlerle siyasi istikrarsızlıkları körüklüyor, halkın yönetimlere güvenini zedeliyor. Nijerya, Nijer, Mali ve Burkina Faso gibi ülkelerde terör saldırıları nedeniyle Ocak ile Haziran ayları arasında yaklaşık 4 bin 600 kişi hayatını kaybetti.Aynı dönemde 1800 terör saldırısı gerçekleşti ve yaklaşık 7 milyon kişi evini terk etmek zorunda kaldı.
ABD ve Batı, Irak ve Suriye’de olduğu gibi orada da varlığını ve müdahalesini meşrulaştırmak için böyle illegal yapılara sığınmaktadır. Bu vesileyle dünyada yaygınlaşan İslamofobi’nin ekmeğine yağ sürerek, gerçek islamı karalamak için de gerekçe üretiyor.
Bizdeki darbeleri “Our Boys DidIt”den, endişeyle izleme ve sükûnet telkini düzeyine yükselten ABD ve batı, Batı Afrika’daki darbeleri de ufak bir kınamayla geçiştirip bir müddet sonra tanıyarak çalışmaya devam etmeyi yeğlemektedir. Ta ki Nijer darbesine kadar.
Bu son darbe dünyayı karpuz gibi ortadan ikiye böldü. Fransa büsbütün işbirliğini kesti, İngiltere ve ABD yardımları kesti, Batı Afrika Ekonomik Birliği (ECOWAS) askeri müdahale kararı aldı. Buna karşılık Rusya askeri müdahalenin iç çatışmaları körükleyeceği ikazını yaparken, Libya ve Çad askeri bir müdahale durumunda Nijer’i destekleyeceklerini duyurdu. Bu son darbe üzerinden 15 gün geçmiş olmasına rağmen henüz sonucu kesinleşmemiş muallak bir darbe gibi duruyor.
Türkiye’nin bölgeyle tarihi kültürel bağlarını kullanarak 3’üncü bir yol önerme potansiyeli oldukça yüksek. Onun için 2000’lerin başında geliştirilen Afrika açılımı çok gecikmiş ama oldukça önemli bir adımdır. Gelinen noktada Afrika'da 43 ülkede Türk büyükelçiliği, Türkiye'de 37 Afrika ülkesinin büyükelçiliği bulunmaktadır. 48 Afrika ülkesi ile Ticari ve Ekonomik İşbirliği, 32 ülke ile Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması, 16 ülke ile Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması ve Fas, Tunus, Mısır, Morityus, Sudan ile Serbest Ticaret Anlaşması bulunuyor.
Son dönemlerde uluslararası krizlerde tarafsızlık ve denge politikası yürüterek dikkatleri üzerine çeken Türkiye, Kırım ve Suriye hariç attığı bazı adımlarla Rusya’yla paralellik görüntüsü vermektedir. Bu olayda da Libya’nın koymuş olduğu tavır bunu doğrular nitelikte.
Nijer darbesinden sonra dünya ECOWAS’ı tanıma fırsatı buldu. Batı Afrika’da 15 devletin üye olduğu örgüt, 6,1 milyon km2’lik bir coğrafyada, yaklaşık 300 milyonluk nüfusa hükmetmektedir. ECOWAS’ın gücüne rağmen sahaya ağırlığını yansıtamaması, aksiyon almakta mütereddit ve gönülsüz davranması darbecileri cesaretlendirmektedir.
Türkiye’nin de 2005’ten bu yana gözlemci statüsünde akredite olduğu bu birliğin sekretaryasını Nijerya yapmaktadır. Örgütün parlamento merkezi de Nijerya’nın başkenti Abuja’dadır.
Ne güzel değil mi, tıpkı Avrupa (Ekonomik) Birliği. İnsanlarını köleleştir, kaynaklarını sömür, sonra bağımsızlıklarını bağışla ama rejim ve kurumlarını miras bırak. Medeniyet denilen takma dişli canavar.
Bu zihniyetin bizdeki yansıması, tek parti Ankara valisi Nevzat Tandoğan maskarasının bir sözü var: “Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin vazifeniz çiftçilik yapıp, mahsul yetiştirmek, askere çağırdığımızda, askere gelmek.”
HOCAM ŞEYHO DUMAN-CELAL SANCAR
06.12.2024
Halep Savaşı başladı
02.12.2024
ALİYA’DA HUKUK VE DÜZEN / Muharrem BALCI
11.11.2024
Gazze'de Öldürülenler Kadın ve Çocuk
09.11.2024
Hamza ER'le Derkenar..
11.11.2024
Ecel ve Ölüm SÜLEYMAN ARSLANTAŞ 05.12.2024
CUMAYA GİTTİM GELECEĞİM ESRA DURU 06.12.2024