metrika yandex
  • $32.45
  • 34.8
  • GA18240

Nerede kalmıştık ?

FATİH DEMİR
05.10.2017

Kaldığımız yerde duruyor muyuz? Şeklinde de sorabiliriz? Devam ediyoruz; bağlanmadan bahsediyorduk “kendisi ile barışıklık” dedik ve kalmıştık.

 

Kendisi diyoruz şimdide. Barışıklık diyoruz. Kendi olmak, kendisi olmak, olmak… Kelimeler bizi bağlamımızda durmak konusunda hassasiyete de mecbur kılıyor. Bağlanmanın kendiliğimiz ile ilgili olduğu kadar toplumsallığımızla da ilgili olduğundan, daha çok öyle göründüğünden bahsetmiştik. 

 

Kendimiz olmadan toplumsallık nasıl olur diye düşünebiliriz mesela. Kendi olamamış insanların oluşturduğu topluluk olur. Sokakta yürürken başka insanları fark etmek ile başlatabiliriz kendimizi. Kendinin sınırı başkası ile anlaşılır ya da tersi başkasının sınırı kendinde biter insanın.

 

Bağ ancak iki kişilik arasında sağlıklı kurulabilir. İki tarafın da sağlıklı olmaları ve sağlıklı bir bağın farkına varmaları ile kurulabilir. Toplum da bu ikililer ve bağlarla oluşuyor özünde.

 

 Anneden ve çocuğunun onunla kurduğu bağdan bahsettik. Anne, anneliğin nasıllığı üzerinde düşünür muhakkak, burada gösterdiği titizlik bazen onu aşılamaz bir dağa tırmanıyormuş hissine de mahkûm edebilir. Hâlbuki çocuk için anne en büyük imkân olduğu gibi anne için de çocuk bir imkândır. İmkân ve imtihanın iç içe olduğu bir ilişkidir yaşanan. Anne de kendisini görmektedir çocuğunda. Bu görüşü ne kadar berrak olursa ve çocuğun kendisinden oluşunun yanında başkası olduğu, yani başka bir kişilik olduğu ne kadar iyi fark edilirse o derecede iletişim kazaları azalacaktır. Ya da farklılık kabul edilmezse iletişim sorunu bağlanma sorununa dönüşecek ve topluma sorun sahibi yeni birisi katılacaktır. Sorun, sahibi olmak istemeyeceğimiz bir şeydir aslında. Kim sorunlarım var diye sevinir ki? Sevinmesek de farkında olmak durumundayız. Farkında olmayışımız sorunları yok etmediği gibi onları görünmez dahi kılamaz.

 

Aşırı yemekten ve kilolardan bahsettiğimiz gibi diğer “aşırı” olarak bahsettiğimiz, sıfatlandırdığımız özelliklerimiz de sorunlarımız hakkında ipuçları vermektedir. Hızdaki aşırılık, tehlike çanlarını duyururken kulaklarımıza, hayatın geçiş hızındaki aşırılık hissi ise sadece bir yakınma olarak bırakılır. Farkındalık hangi noktada oluşturulursa oluşturulsun orada bağlanma ile ilgili problemleri de görebiliriz.

 

Kavramı bir akademisyen gibi kavrayamayabiliriz belki ama izleri takip ederek anlamı yakalamak mümkün. İnsan, olmak yolunda varedilmiş olduğumuzdan, kendimizde olduğumuz ölçüde bir başkasının, bizi varedenin varlığını kavrama imkanına sahip olabiliyoruz. Buradaki gibi ilişki ya da anlama geliştikçe, bağlanma da gelişmektedir. İlişkilerde yaşanan bağlanmalar sağlıklı yani olması gerektiği gibi olabiliyorsa, insan hayatı doğru kavrama imkanına sahip olabiliyor. Aksi durumda, bağlanma olması gerektiği gibi değil de, arızalarla beraber oluştuğunda ise hem ilişkinin özelinde hem de başka ilişkilerde sorunlara kaynaklık edebiliyor. İlk karşılaştığımız annemiz ile olan ilişkimizden başlayan doğru bağlanma imkânı değerlendirilebilirse kişiliğin inşasının kazalara kurban gitmesi önlenebilecektir diyebiliriz. Burada annelere, anneye düşen temel vazife onun içinde hazır duran “merhamet” hazinesinden çocuğunu faydalandırmaktır. Bu annenin en kolay ve başarılı şekilde yapabileceği bir görevi iken modern zamaların hastalıkları ile hastalandırılan annelik maalesef sorunlarla anılır olmaktadır.

 

Annelik açısından mükemmellik, rekabet ile yan yana geldiğinde daha bir anlamlı olmaktadır. Rekabet mükemmelliği arama çabasına sebep teşkil ediyor zannedebiliriz.  Fakat aslında, insanın özünde yer alan benliğin kötü tarafını çalıştırmak ve parlatmaktan öteye varmamaktadır. Benliğinin hakikatini, yaratıcısıyla olan bağlanmasını tamamlamış anneler mükemmel olmadıklarını da kabulleneceklerdir. Çocuklarını da mükemmel olarak yetiştiremeyeceklerini,  çocuklara verilebilecek ya da açılabilecek yolun yaratılışın hakikati olan yaratıcıyı tanıma ve onunla sağlıklı bağ kurma imkânının geliştirilmesi olduğunun farkına varacaklardır.

 

Bağlanma, görüntülerini iyi kavradığımızda hayatımızın anlamını yakalamamızda bize yardımcı olacak temel değerde bir kavramdır. Hayatın anlamsızlığı günümüzde insanların çokça şikayet ettikleri bir husus olduğundan bağlanma üzerinde düşünmek, düşünmeyi hatırlamak faydalı görünüyor…

 

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş