“benden burada kalmamı istemeyecek misin?” dedi genç adam
“hayır” dedi kız hiç duraksamadan.
“sadece kalpsizler özgür olabilir!,
kalbin olmadığı için şanslısın” dedi kız…
adam
“zaten benim de kalbe ihtiyacım yok” diye söylendi.
kadın
“belki de daha büyük bir kalbe ihtiyacın var” dedi
ve “bazen köle olmak da iyidir” diye de ekledi.
yani diyorum ki dost:
her bir yakınlık sağladığımız ne varsa esasında bağlanmaktır.
bağlanmak yakınlaştıkça artan bizi sınırlayan, kuşatan
sevdalar haline dönüşür.
insanız ya!
yar, eş, evlat, dostlar
bilirsiniz işte... yakınlaştıkça derin izler bırakır kalplerimizde
yakınlık kurduklarımız müslüman için önemlidir dost
o kurulan bağlarla insan oluruz.
onun için modern zamanlar
tüm yakınlıkları gevşetmeye, uzak tutmaya çalışır.
birey olmak için
sevda adına kalbimizde yer etmiş ne varsa bitirin derler
4 duvar arasındaki aile efradının dahi arasını açmayı öğütlerler.
İşte o zaman özgür olacağımızı kulaklarımıza fısıldarlar.
‘yalnızlık’, ‘özgürlük’müş … ah ki ah!
müslüman orada mısın?
aileyi, akrabayı, dostları aralarındaki tüm mesafeleri yok saymayı hedefleyen
dinin ‘bağlayın’ dediği ne varsa çözen ve
insanı yalnızlaştırarak adeta şeytanın oyuncağı yapan tercihten bahsediyorum.
bireyselleşen modern insan yalnızlaşan insandır ve yolda tutunacak hiç bir değeri kalmamıştır.
ama! der gibi baktın dost!
“ama! tüm bu bağlar sevdaya durur ve Allah ile aramıza girer, bizi yolumuzdan alıkoyar
öyle diyenler de var!
diyorsun!
öyle değil!, valla!
o kalpleri dar olanların halidir!
bak dost:
“rüku edenlerle birlikte rüku edin” der aziz kitap
yalnız bir başına “rüku edin” emri yoktur
çünkü bu din: topluluğun omuzlarında hayat bulur...
“bir yapının tuğlaları misali yakın olun”
veya “kurşun gibi kenetlenin” diyen kitabın müminleriyiz biz
‘hediye’ ile ‘hidayet’ benzer köklerden gelir bilir misiniz?
‘hediyeleşin’ diyen bunu da gönüller arası bir köprü kurmanın yani bağlanmanın sebebi olarak öğütleyen bir dine iman etmişiz biz.
eşler arasında yakınlaşmayı, sevdayı
bir sükunet olarak işaret eden ve Allah’ın kendi varlığına delil gösteren
‘anne babaya yaşlanınca öf dahi demeyin’ diyen bir kitaba iman ederiz
‘akraba arasını açmayın, terk etmeyin’ yakınlaşın ki razı olanlardan olun uyarısı olan
dostluğu arkadaşlığı kopmaz bağlarla Allah için sağlayın diye öğretisi olan
bir inancın erleri çok iyi bilir ki:
korkmayın sevmekten!
hani yıllar sonra aziz peygamber
ölen hatice’sinin
kız kardeşinin sesini duyunca benzerliği nedeniyle
yüzüne bir ateş basar, kalbi çıkacak gibi yerinden atarmış ya!
o ara hani hz. aişe kıskanır ve söylenirmiş ya!
en kalbi duygularla bağlandığı sevdalısı bir eştir işte…
hani dostlarıyla gittikleri bir evde kuzuyu yıkınca kebap olarak tepsiye!,
daha tatmadan, elleriyle dürüm arası kebap yapıp
ev sahibine
“kızım fatıma çok sever, bi ulaştırsanız da tatsa kendisi’’ diyerek can kuzusuna ikram eden
bir kız babasıdır yüreğine sevgisi düşen…
müslümanın kalbi dar değil,
bir çok sevgiye yer bulacak, oradan da rabbimizi razı edecek
gönlü geniş adamlardır.
“kalbi olanın” kopmaz bağları vardır,
onun için işte hayvani bir özgürlüğü yoktur…
ökkeş tebessüm etti
haydi Allah'a yaklaşmanın ve bağlanmanın bir yolunu da ben söyleyeyim;
فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْۜ
Sen de Rabbin için namaz kıl ve kurban kes!
kurban arapça “hediye”
farsça “yaklaşmak” demektir...
dedi ve sustu..
öyle işte…
kurban bayramınız sevdiklerinizle birlikte mübarek ola…
Nuray Mert yazdı: Veda ediyorum
11.04.2025
Vedat Kahyalar ile Derkenar..
11.04.2025
Pursaklar’da Ramazan | Osman Kayaer
19.03.2025
İmamoğlu gösterilerinde 172 kişi tutuklandı
26.03.2025
Güven ve Adalet Toplumu |HAMZA ER
28.03.2025
Gazze Kazanacak, İnşallah VEDAT KAHYALAR 14.04.2025
NE YAPMALI? YUSUF YAVUZYILMAZ 13.04.2025