Münafık, kalbinde olmayan şeyi diliyle söyler. Bu onun ikiyüzlü bir karaktere sahip olduğunu gösterir. Ancak buna rağmen bu yüzünü gizleyerek herkesin güvenini kazanmaya çalışır.
Münafık, hayatını değerli sayan insandır. Bu yüzden savaş gibi bir durumla karşı karşıya geldiğinde çeşitli akli gerekçeler uydurarak kaçmak ister. Savaşa katılmak konusunda son derece isteksiz davranır. Ancak Savaş zaferle sonuçlandığında aralarında bulunup ganimet elde etmeyi arzular.
Münafık, kendisine bir şey emredildiğinde onu hemen yapacağını iddia etmesine rağmen, kendi başına kaldığında tam tersini yapmaya çalışır.
Münafık, müslümanların aleyhine olan haber ve değerlendirmeleri hiç vakit kaybetmeden yayar. Temel motivasyonu zarar vermektir. Bunun için eline geçen hiçbir fırsatı kaçırmamaya çalışır.
Münafık, küfür ve sapıklık içinde olduğundan herkesi bu konuma getirmeye çalışır. Bu yüzden hiçbir münafık kimseyle dost ve arkadaş olamaz.
Münafık, kalpten inanmadığı halde, inandığını iddia eder. Çünkü zarar vermek istediği toplumun içinde yaşamaktadır. Bu yüzden kendini açığa çıkaracak davranışlardan özenle uzak durur. Gerçeği ters yüz eder; kelimelerin anlamlarını bozar ve içinde bulunduğu toplumda fitne yaymaktan kaçınmaz.
Münafık esasında kalbi hastalıklı insandır. İman ile ilgili konuları eğlence konusu yaparlar. Kalbinde hastalık taşıdıkları için inananları aldatılmış kimseler olarak görürler.
Münafıklar, kendilerine bir pay verildiğinde mutlu olan, verilmediğinde ise kızıp öfkelenirler.
Münafık, peygambere inanmayıp nefret ettiği halde, uygun zaman kadar inanmış gibi gözükür. Ancak her fırsatta onu eleştirmekten de geri durmaz.
Münafık, içinde taşıdığı kötülükleri açığa çıkaracak bir ayetin gelmesinden son derece tedirgindir. Aslında bu münafığın en zayıf tarafıdır. Sürekli yakalanma korkusu onun en büyük zaafıdır.
Münafıklar, cinsiyeti, yaşı, sosyal konumu ne olursa olsun, birbirine benzerler. Kötülüğü yaymaya, iyiliği engellemeye çalışırlar. Çünkü amaçladıkları şeyin başarısı içinde yaşadıkları ve zarar vermek istedikleri toplumun güçsüz olmasına bağlıdır.
Münafık, mal ve evlatlarıyla övünür, dünya nimetlerinden sonuna dek yararlanmaya çalışır. Bundan dolayı sağlıklı bir kişilik geliştiremez; oyun ve eğlence bataklığına saplanır.
Münafık, Allah ve Peygamberi hakkında asla olumsuz bir şey söylemediğini savunur. Halbuki hiçbir münafık kalbiyle söylediklerine inanmaz. İslam’a girer gibi yaptıktan sonra bile kötülük yapmaya ve planlamaya devam eder. O, Allah’a söz verdiği halde sözlerini yerine getirmez. Zenginleştiğinde cimrileşir ve eski düşüncelerine geri döner. Münafık, dönek insandır; dönekliği iyilikten kötülüğe doğrudur. Kalbinde nifak hastalığı vardır.
Münafıklar savaşa çıkmayıp evlerinde kaldıklarında büyük sevinç duyarlar ve savaşa katılanlarla alay ederler. Savaşa çağırıldıklarında mal ve servetlerini kaybedecekleri korkusuyla mazeret öne sürerler. Savaştan döndüklerinde ise gönüllerinde olan ihaneti gizlemek için özür dilemeye kalkışırlar. Savaşa katılsalar bile korka korka savaşırlar.
Münafık, Allah’a verdiği sözü çabuk unutur ve müslümanların başına bir felaket gelmesini temenni eder. İslam aleyhine zararlı faaliyetlerde bulunur, düşmanla işbirliği yapar, inanalar arasına ayrılık sokmaya çalışır. Onun en rahat çalışacağı zamanlar, toplumsal kesimler arasında anlaşmazlıkların ve tartışmaların oluştuğu zamanlardır.
Münafık, kalbinde sürekli endişe ve korku taşımaktadır. Açık ve şeffaf olmayan, yaptığı görevin gizli kalmasıyla bağlantılı olduğunun bilincinde olan herkes, hak hukuk ve adaletten nefret eder. Kalplerinde hastalık olduğu için her gelen ayetten nefret eder. Yeni bir sure geldiğinde, bizi gören var mı diye endişelenirler. Allah ve Peygamberine inandıklarını söyledikleri halde, asla bu sözlerinde samimi değildirler. Kalplerinde hastalık olduğu için, sürekli kandırıldıklarından şikayet ederler.
Münafıklar, ölmekten ve öldürülmekten son derece korkan insanlardır. Ancak sürekli öldürülme korkusu içinde yaşamak zorundadırlar. Çünkü yakalandıklarında onları bekleyen ceza ölümdür. Bu da onları hayat boyu üzerlerinden atamayacakları bir gerginliğe sürükler. Öte yandan iyiliğe çağırıldıklarında çok cimri ve isteksizdirler.
Münafık, kendisine iman etmek teklif edildiğinde, iman edenleri akılsız olarak tanımlar ve iman etmekten kaçınır. Çünkü iman ikircikli bir kişiliğe onay vermez.
Münafık, gerçekte müslüman olmadığı, İslam’ın inanç ilkelerini benimsemediği ve iman etmediği halde, Allah’a ve ahiret gününe inandığını söyler. Çünkü başarısı, çevresini iman ettiğine inandırması ve bunu ne kadar iyi yapabildiğine bağlıdır.
Münafık, uzun vadeli ve gizli hesapların adamıdır. Başarısı kendini gizleme kabiliyetine bağlı olduğundan bu konuda çok hassas davranır. Bu yüzden kendisinin dahil olduğu bir kötülük ortaya çıktığında fark edilmemeyi, ortada görünmemeyi hedefler.
Münafık, bir bedende iki farklı kişilik yaşayan bir sosyolojik figürdür. aslında hayatı trajiktir. Çünkü uzun seneler hiç benimsemediği, hatta ortadan kaldırılması için mücadele ettiği bir düşüncenin adamıymış gibi bir hayatı yaşar. Bu gerginliğin doğurduğu travma onu ömrü boyunca bırakmaz.
Münafık, Allahın rahmetinden uzaklaşmış, kör ve sağır insanlardır. İçinde bulundukları durum hakikati kavrayıp kabul edecek basirete sahip olmadıklarını gösterir. Kalpleri hakikate karşı kilitlidir.
Münafık formların, kuralların, görüntünün ve biçimin temsilcisidir. Onun içerik, irfan ve ahlak ile hiçbir ilgisi yoktur. Kendini zarar vermek istediği topluluğa kabul ettirmek için o topluluğun kabul ettiği normlara uymak zorundadır. Bu yüzden formel ibadetlerine çok dikkat eder. İç yüzünü ortaya dökecek tutarsız davranışlardan uzak durur. Öyle bir kişilik oluşturmalı ki, herkesin kendisine güven duymasını sağlamalıdır. Zira başarısı bu güveni tesis etmesine bağlıdır.
Münafığın tarla faresine benzetilmesi son derece anlamlıdır. Tarla faresi toprak altında yaşar. Bu metafor onun gizli hesaplar peşinde olduğuna işaret eder. Ayıca tarla faresinin yer altında çok sayıda gideceği yol vardır. Bu metafor ise münafığın önünde kendini zor durumdan kurtaracak farklı davranış modelleri olduğunu gösterir.
Münafık, son derece sabırlıdır. Dıştan göründüğünün aksine asıl ideolojisine sıkıca bağlıdır. Dinin formel ibadetleri konusundaki kurallara aşırı bağlılığı uzun yolculuğunda onu rahatlatacak en önemli davranış kodudur. bu durum ayrıca onun deşifre olmasını engelleyecektir. Münafığın sabırlı olmasının nedeni, fitneyi ortaya çıkaracağı anın süresinin belirsiz olmasıdır. O, darbesini düşmanını kendisine en çok güvendiği noktada indirecektir. Kendisine aşırı güven duyulmasını sağlamaya çalışır. Aşırı güvenin, düşmanlarından bilgi elde etmenin en önemli göstergesi olduğunu bilir.
Münafık, zamanı geldiğinde ihanet eden kişidir. Münafığın sadık olduğu tek dava ömrünü adadığı ve herkesten gizlediği davasıdır. Bu amaca ulaşmak için inanmadığı bütün işleri yapmaktan çekinmez. Hayatın her alanında onu amacına ulaştıracak her davranışı yapma serbestisi vardır. Çünkü hayatını adadığı üst ilke için her tür değer araçsallaştırılabilir. Münafığın başarısı tam zamanında ihanet etmesine bağlıdır. Çünkü bu konuda yapacağı en küçük hesap hatası deşifre olmasına neden olacaktır. Bu ise tüm planların bozulması anlamına gelecektir. Bu yüzden münafık harekete geçmeden önce en küçük ayrıntıyı bile hesaplamaya çalışır.
Münafık, kalbiyle inanmadığı halde diliyle iman ettiğini söyleyen bir kişilik yapısına sahiptir. Kalıpları, görünüşleri, konuşmaları diğer insanların hoşuna gider, ancak asıl gerçeği gizledikleri için, her haberi kendi aleyhlerine sanarak tedirgin olurlar. İman ettiklerini söyledikleri halde kendilerini kandırmaktadırlar. Sürekli bozgunculuk peşinde koştukları halde kendilerini ıslah ediciler olarak tanıtırlar. Zarar vermek istedikleriyle karşılaştıklarına onlarla beraber olduklarını söyledikleri halde kendi başlarına kaldıklarında her tür tuzağı kurmaktan çekinmezler. İyilik ile kötülüğü, doğru ile yanlışı sürekli karıştırırlar. Gururlu ve kibirlidirler; her şeyin aslını bildiklerini iddia ederler.
Münafık, asıl maksadı zarar vermek olan kişidir. Bu yüzden anlamı gizli ayetleri öne çıkararak fitne ve karışıklık çıkaracak biçimde yorumlamaya çalışırlar. Yaptıkların insanlardan gizlemeye çalışırlar. Kuşkusuz başarıları bu gizlilikte saklıdır. Onlar içinde yaşadıkları toplumun düşmanlarını dost, dostlarını düşman sayarlar. Sahip oldukları düşüncelerle Allah’ı aldatmaya çalışırlar. Asılında onlar inananlarla inanmayanlar arasında bocalayan kararsız kimselerdir.
Münafık, hak ve hukukun olmadığı, adaletten sapıldığı, iyilik ve kötülüğün birbirine karıştığı kaos ortamlarının oluşmasını bekler. Toplumsal barışın bozulduğu zamanlar onun için en ideal zamanlardır.
Münafıklar, insanlara iyilik dokunduğunda üzülürler, bir kötülük olduğunda ise Sevirler. Münafıkların gözden kaçırdıkları şey yanılma ihtimali olmayan bir güç tarafından izlendikleridir.
Münafık, toplumsal düzeni bozacak karışıklık ve fitne çıkarmanın peşindedir. Bu yüzden sürekli manipülasyon peşindedir. Allah’ın indirdiklerinden hoşlanmadıkları halde, Müslümanlarla birlikte hareket edeceklerini söylemekten geri durmazlar. Amaçları doğrultusunda gizli toplantılar yapar ve izleyecekleri yol haritasını belirlemeye çalışırlar.
Münafık iki sürü arasındaki kararsız koyun gibidir. Onun yapısı kararsızlıktır. Bozguncu, kötü ablaklı ve ikiyüzlüdürler. Emanetleri korumaz, yalan söyler, sözünde durmazlar.
Münafık mücadele edilmesi en zor toplumsal kategoridir. Gerçek niyetlerini sürekli gizlediği için fark edilmesi bir hayli zordur.
Seyfettin Huca ile Derkenar
09.11.2025
Gannuşi süresiz açlık grevine başladı
08.11.2025
ABD, Şara'yı terör listesinden çıkarttı
08.11.2025
Yazarımız Osman Kayaer Emekli Oldu
18.10.2025
Bugün Günlerden Yahya Sinvar..
16.10.2025
Gelelim tazminat meselesine!/Mehmed Göktaş
16.10.2025
İyi bir İNSAN: Aliya|Mehmet Doğan
19.10.2025
Ne Yapmalı? YUSUF YAVUZYILMAZ 09.11.2025
Bir cami, bir imam ve cemaat OSMAN KAYAER 28.10.2025
Dindarların Trajedisi YUSUF YAVUZYILMAZ 25.10.2025
Sünnet Üzerine YUSUF YAVUZYILMAZ 19.10.2025
gazze mahkemesi ay’ı RESUL UZAR 21.10.2025