metrika yandex
  • $32.46
  • 34.71
  • GA18240

DÜNYEVİLEŞME

MUSTAFA YILDIZ
08.07.2023

 

Son yıllarda hassaten Türkiye'de yaşayan Müslümanlar arasında bir çok insan tarafınan beklide farkında olmadan bir dünyevileşme hastalığı başladı. Özellikle Türkiye özelinde bu hastalık daha açık bir ifadeyle müslüman duyarlılığı fazla olan bir yönetici kadrosuna sahip bir iktidarın yönetiminde bu süreç daha bariz bir şekilde görünür boyutlara ulaştı. Karşılıksız iyilik yapmalar, yapılan hayır ve hasenatları sadece Allah rızası için yapma, fakiri-Fukarayı gözetme gibi yapılan sosyal yardımlar vs. gibi faaliyetler artık bireysel yapılmaktan ziyade, yapılanları artık bir beklenti karşılığı yapma ve bir vesileyle yapılanları görünür kılma şekline dönüştü.

Eskiden genellikle Allah rızası gözetilerek yapılan bu iyilik ve ihsanlar görünmeden, kimsenin onuru incitilmeden, sevabı da sadece Allah rızası gözetilerek karşılığı da ahirette almak niyetiyle gizlice yapılırdı. Maalesef şimdilerde artık yapılan hayır ve iyiliklerin karşılığı ahiret beklemeden daha dünyada iken tahsil edilmeye başlandı. Mesela, bir basın ordusu refakatinde dağıtılan yardım kolileri, keza göstere göstere adrese teslim üstü yazılı dağıtılan yardım paketleri, yardım edilen ailelerle çekilen boy boy fotoğraflar v.s. gibi.

Daha açık bir ifadeyle şimdilerde yapılan hayır ve hasenatlar görünür kılınarak karşılığıda adeta peşin tahsil edilmeye başlandı. Yani adeta bir dünyevileşme furyası başladı. Dünyevileşme; adeta müslümanlar arasında ‘’Ahiret yok muş gibi davranma’’nın kibarcası olarak anlaşılmaya başlandı. Daha açık bir ifadeyle dünyevileşme; Felsefi zeminde hangi teoriyle izah etmeye kalkarsanız kalkın sonuç itibariyle Allahı hayatın dışında tutma kendini hayatın merkezine koyma, daha açık bir ifadeyle ‘’heva ve hevesini ilah edinmeyi’’ içinde barındırır. Oysa, insanın yaratılışın gayesi sadece Allah’a kulluktur.’’ Ben insanları ve Cinleri ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.’’(Zariyat Süresi:56) buyurmasına rağmen.

Halbuki, ‘’Sağ elin verdiğini sol elin görmesin’’ diyen bir inancın mensupları olan müslümanlar bile, bildikleri halde yapılan yardım ve haseneleri görünür kılmak için bütün imkanlarını kullanmaya başlamaları dünyevileşmenin geldiği noktayı göstermesi bakımından manidardır.

Halbuki, ‘’Sorumluluk taşıyan hiç kimse bir başkasının sorumluluğunu taşımaz’’ iken, tam tersi yapılan hayır ve hasenatları herkes görsün diye adeta yarışma yapılmaya başladı. Yakın tarihe kadar insanlar bu tür ihsanları fakir-fukarayı gözeterek yaparken, şimdiler de ise gelecek oyların hesabı yapılarak yapılmaya başladı.

Acaba bu noktaya nasıl gelindi? derseniz şayet, bazı İslâm bilim adamları Müslümanların süreç boyunca şöyle bir tarihi seyir izlendiğini iddia ederler; Şairinde dediği gibi; Bak bize bir nazar oldu/Cumamız pazar oldu./ Bak bize bir nazar oldu./Ne olduysa azar azar oldu.

Gelinen noktayı bazı İslâm bilim adamları şöyle sıralıyorlar;

I.Dönem; Kur’an’ın nazil olduğu (610 yılları ile 632 yılları) dönemde Hz.Muhammed’e vahyedilen ve bizzat peygamber tarafından fiilen uygulanan İslâm. Bu döneme Müslümanların peygamberden duydukları ve gördükleri gibi yaşadıkları dönem de diyebiliriz.

II.Dönem; Peygamberi gören Ulemanın (Alimlerin) içtihatları ile uyguladıkları dönem. Yani 632 yılında Hz.Peygamberin ölümünde sonra başlayan yani Hz.Ebubekir’in halife olduğu dönem ile başlayan ve 861 yılında mutezilenin (Mutezile: kelime olarak ayrılanlar, uzaklaşanlar, bir tarafa çekilenler) yasaklanmasına kadar devam eden dönem.(Mutezile: kalp ile tasdik, dil ile ikrar hareket ve davranışları ile amel etmekten oluşan kelâmi bir mezhep.) Neticede Vasıl Bin Ata ile birlikte bir mezhep olarak ortaya çıkmaya başlayan Mu’tezile Amr Bin Ubeyd ile olgunlaşmış ve Allâf ile kelâmi bir ekol haline gelmiştir.

lll. Dönem; Müslümanların kendince anladığı şekilde halka dayatılarak uygulanan ve avamın koyduğu kurallarla 861 yılında başlayan ve günümüze kadar halen devam eden avamın Islâmı. Galiba bu dönemi kıyamete doğru yaklaşma dönemi olarak da anlayabiliriz. Doğrusunu elbette Allâh bilir.

Müslüman ümmetin ittifakını gerçekleştirmekten ziyade ihtilafa neden olacak şekilde ortaya konan günün İslâm anlayışı her geçen gün Vahdeti sağlayacağına, tam aksine ümmeti dilim şekline getirerek küçültmeye yaramaktadır.

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş