metrika yandex
  • $34.34
  • 37.69
  • GA21310

Bayramda tatil olur mu?

MUHSİN GANİOĞLU
04.07.2023

Yıllardan beri ramazan ve kurban bayramları; cumartesi ve pazar tatilleriyle birleştirilerek ve devlet dairesi çalışanlarına da idari izin verilerek 9 günlük tatile çevrilmektedir.

Bu uygulamanın topluma, bu Ülkeye verdiği zararlar hiç düşünülüyor mu ? Bilmiyorum. Devlet daireleri, okullar, bankalar, hastaneler, fabrikalar (çoğunlukla), marketler, lojistik  faaliyetleri, limanlar,  tamirhaneler;  yani hayata  dair (tatil merkezleri hariç) neredeyse her yer tatil. Kanaatimce bu tatiller,  hayatın doğal akışına müdahaledir.

Arapça bir kelime olan “tatil”; hareketsiz başıboş durma, işsizlik, hareketsizlik  anlamına gelen  atalet ve atıl  kelimelerinden gelmektedir. Kelimenin olumsuz bir anlamı bulunmaktadır.  Bir şey üretmeden işsiz, hareketsiz beklemek. Peki insan yemeden, içmeden veya tüketmeden bir an geçiriyor mu? Hayır O halde bir toplumun günlerce üretmeksizin hareketsiz atıl halde kalması ne demektir ?

Çok kısa bir zaman aralığında adeta toplumun büyük bir kesiminin bir yerden başka bir yere intikalini sağlayan bu tatil anlayışı; tatil mekanlarının aşırı kazanç elde etmesinden, fuzuli tüketimden ve israftan başka hiçbir şeye yaramamaktadır.       

9 günlük tatillerin sonuçlarını hiç düşündünüz mü?

Hasatla doğum aynıdır. Bir dakika bile gecikemez. Bu uzun tatillerde sebze meyve  halleri kapalı olduğundan, lojistik faaliyetler durduğundan tarladaki ürününü hasat edemeyen veya hasat ettiği halde; malını satamayan ve elindeki malı çürüyen, hasat sırasında biçerdöverin arızalanması sebebiyle tamiratını yaptıramayan, hasada devam edemeyen ve ürününü sele, doluya kaptıran bir çiftçinin halini,

Bir süt çiftliğinde ineklerden her gün sağılıp satılması gereken tonlarca sütün, fabrikaların  9 günlük tatile gitmesi  sebebiyle bu sütü almamasından dolayı gübre kanalına dökülerek zayi edildiğini,

Ürettiği madenini limana yetiştirmesi gereken bir madencinin,  lojistik faaliyetlerinin durması ve gümrük idaresinin, bankaların kapalı olması sebebiyle ihracatını tamamlayamayıp parasını alamamasını,

Tarladan ürün çıkarılamadığı,  nakledilemediği  ve bu suretle markete veya pazara yeterince ürün gelmediği için kilosu 10 liralık domatesin 30-40 TL ye satınalınıp sofraya konulmasını,  

Sağlık sektöründe randevuların ertelenmesini, gecikmesini, tahlillerin zamanında yapılıp da tedavilere geçilememesini, eğitim sektöründe faaliyetlerin durmasını,

Fabrikaların  üretime ara vermesini veya üretimin azaltılmasını, buna bağlı olarak tedarik zincirlerinin aksamasını, iç ticaret ve dış ticaretteki taahhütlerin gecikmesini ve bunun sonuçlarını,

Tatil beldelerindeki ani nüfus artışlarının o bölgelerdeki halkı nasıl rahatsız ettiğini ve doğal yaşamı nasıl tehdit ettiğini,  öyleki; normal nüfusu 50 bin olan bir ilçenin nüfusunun 1 milyon olmasını ve bunun zorunlu alışverişler sebebiyle fiyat dengeleri üzerinde nasıl tehditler oluşturduğunu,

Devlet dairesinde verilmesi gereken herhangi bir karar, izin, hakkediş, ödeme vb hususlarda bu uzun tatil sebebiyle yaşanan mağduriyetleri,

Bunlardan daha da önemlisi, karayollarındaki aşırı yoğunluk sebebiyle; hele de yılda bir iki defa uzun yola çıkan tecrübesiz araç sürücülerinin karıştığı kazalar yüzünden her yıl yüzlerce insanımızın canını ve malını kaybettiğini,

Düşünmek gerekmez mi? 

Örnekleri artırmak mümkündür.  

Unutulmamalıdır ki; ramazan ve kurban bayramları dini birer bayramdır ve bu şekildeki tatil anlayışıyla bağdaştırılacak hiç bir yönü de yoktur.

Hem ramazan hem de kurban bayramında elde edilen manevi kazançlar ve bunun karşılığı olan  sevinç; sıla-i rahim yaparak akrabalarla veya toplumla birlikte paylaşılır ve yaşanılır. Bu şekilde aile ve toplum bağları güçlenir ki; bu da zaten bir  tatil gerektirmez. Sonra bizim inancımızda atalete ve tembelliğe tahsis edilecek bir  zaman dilimi yoktur. Bir işte yorulursan başka işe geçer ve nasibini ararsın.  Ayrıca bir yerde hayat varsa, insan nefes alıyorsa orada atalet olamaz, üretim ve ticaret duramaz.

Çalışma hayatımızı düzenleyen kanunlar, özellikle de işçi ve memur kesimi açısından çok net bir şekilde yıllık izin, hafta tatili ve dinlenme günlerini belirlemiştir. İktisadi faaliyetin aksamadan yürütülmesi açısından, insanların kendi anlayışları doğrultusunda  tatil veya dinlenme ihtiyaçları için kendilerine tanınan yıllık ve haftalık izinlerini  kullanması gerekir.

Yöneticilerden dini mahiyeti bulunan bayramlarda  9 günlük tatil kararı alırken bir kez daha düşünmelerini, iktisadi ve sosyal hayatın doğallığını etkileyecek bu tür kararlar almamalarını özellikle  talep  ediyorum. 04.07.2023

Yorum Ekle
Yorumlar (2)
Hikmet Efe | 07.07.2023 15:35
Her şeyi aslının ruhuna uygun yaşamak, yaşatmak gerek. Bayramı bayram gibi yaşamak ta buna dahil. Yazıdaki tespitlere ilave olarak; tatile kurban bayram veya tatil arası bayram sonucu da doğuruyor uzun tatiller. Her hususta aslının ruhuna uygun davranmak gerek...
Hayrettin Kızılkaya | 07.07.2023 13:55
Emeğine yüreğine sağlık Muhsin kardeşim, inşallah dikkate alınarak gereken yapılır.