YOLDA
Düşünce dehlizinde dolanan bir engerek
Gibi kıvrılan hüznün ardındaydı sürüler
Aşkın kış uykusunda bana gönüldaş gerek
Kuşatmasın çevremi gömülmemiş ölüler
Yola çıkmıştım beni kovan bu dokuz köyle
Düşüme zindan oldu darağacı kucaklar
Topla, çıkar, çarp ve böl; ne işe yarar söyle
‘Ben var isem biz varız!’ diyemeyen dudaklar
Küflenmiş görüşleri ilim sandım önceden
Kör karanlık içinde bakışlarım bulandı
Çıkış yolu aradım çırpındığım geceden
Kendimle konuşurken söz dilime dolandı
Beynimdeki balyoza dedim ki: ‘Ne olur dur!’
Gönlümde bir burkuntu, sancılanır sol yanım
Zihnim savaş alanı, yatağım diken olur
Baş yastığım taştandır, uykusuzluk yorganım
Kalbim yorulduğunda, hayal beşiklerinde
Yıllar yılı uyuttum geçmedi yorgunluğum
Merhamet kapısının ıslak eşiklerinde
Söylenmez acıların zehrinden durgunluğum
İçimin çöllerinde yalın ayak koşarken
Duvarı doğrultulmuş yetimleri okşadım
Dile gelen sözlerim karanlığı yakarken
Ört yaramın üstünü ben rolümü oynadım
Ağır gelen her yükü vurdum kendi sırtıma
Yüreğim bu dağları kaldırır mı demedim
Hep merhamet bekledim içimdeki yıkıma
Neyim varsa terk ettim kendimden gidemedim
Sorma gönül göğümde nedendir bu karanlık
Bakma yine sen benim başımı eğdiğime
Bedeli ömür olan yanlışım var bir anlık
Ağladım ıssızlarda, ‘bal’ dedim, yediğime
Beklemedim dünyanın sefasını süreyim
Nerde yanardağlar var ben hep orda bulundum
Son sözümü demedim, onu da söyleyeyim:
Rabbim! Sen bilmez misin, ben hep senin kulundum
Bilmez misin ey Rabbim! Ben hep senin kulundum…
Çarpık uygulamanın itirafı 25.12.2020 Ahmet TAŞGETİREN
SON PEYGAMBER JAPON OLSAYDI 28.12.2020 Ayten DURMUŞ
Köprülü Melih’ten Heykelci Mansur’a 28.12.2020 Ahmet GÜRBÜZ
Kıymetini bilin 29.12.2020 Kemal Öztürk
Savcı Sayan’a Tehdit 02.01.2021 Ferman KARAÇAM