metrika yandex
  • $32.45
  • 34.68
  • GA18240
Yolcu

AYAKKABI BAĞI ÇÖZÜLÜNCE…

MUSTAFA AKMEŞE
12.06.2020

ey dost,
yolun yokuş ve sarp yerini seçtin ya
iyi dinle...

yola düşenler bilir.
yolun getirdikleri olur, süprizleri işte.
Beklenmeyen, aniden gelen kuşatan
seni yoldan savuran, yoran, düşüren çaresiz ve biçare bırakan olaylar olur
ve o ara
yolda paylaştığın şeydir seni
güçlü kılan.
paylaştığın kadar varsın çünkü.
onun için yola düşmeden önce refik gerekir demiştik...
önce dost sonra yol işte...

dostlukların oluşabilmesi için
emek gerekir, gayret ve özel çaba ister
yani yarı yolda seni bırakmayan
sahici ilişkiler kurmak diyorum.

sadakatten bahsediyorum dost...
sadakat işte…
gün gelir
sevgiliye, dosta, ebeveynlere,
kardeşe, ülkene, şehrine
yani sana can olmuş, yoldaş olmuş nefes olmuşa var ya!
merhamet bağlarıyla sımsıkı tutunmaktır ve çok zordur be dost,
çünkü
sadakat ahlak sahibinin işidir…

unuttuğumuz zamanlarda
'kalu bela'da yaradana sözümüz vardı
onun için sadakatın en önemli vasfı
geçmişi olmaktır.

yaşanmışlıktan bahsediyorum.

her an her şeyin ‘’kullan at’’ olduğu menfaatlerin esas olduğu zamanlarda
şöyle mi diyorlardı;
“tamam da benim kazancım ne?’’

inşa etmenin zorluğu yerine
harcamanın hazzı kuşatıyorsa nefisleri
sanal dünyaların birlikteliği herşeyi parmakların ucuyla tutturuyorsa eğer,
söyleyin Allah aşkına
nasıl bir dostluk ve
muhabbet inşaa edebilir ki insan...
gerçek, hasbi olan, aşkı ve vefası olan,
veya sadakatı olan ilişkiler kurulabilir ki.
anlık yaşanır
 o kadar işte.

olmadı mı?

şöyle diyelim o zaman;
aynı anda o kadar farklı dünyaların çekim gücüne maruz ki modern insan,
sayısız ilgili ilgisiz
çağrıya el sallıyor, bocalıyor
aptal gibi oluyor ya…
ilgimizi dağıtıyorlar. anla !
derinlemesine ve sürekliliği olan  hiç bir şey yaşamıyoruz
başından sonuna getirdiğimiz
bulaşığı olmayan işlerimiz adeta yok gibi

 esası kaybediyoruz.
 anladınız siz...

dostluklarda,
sadakat süreklilik isteyen işlerdir ve buna modern zamanlar da
geçmişin demode ilişkisidir diyorlar ya...
eşyadan, dostluğa her şey “kullan at” hızında oluyor.
hayatlarımıza giren ve çıkan,
kısa, anlık ve izi olmayan birliktelikler kuruluyor
ihtiyaçlar bittiğinde izleri üzerinden kalkan ilişkiler.
sanki hiç yaşanmamış gibi...

sonucu ne derseniz?
derinliği olmayan yüzeysel yaşanmışlıklar
merhameti olmayan ilişkiler kurar
sadakatı yoktur…

sadakat öyle mi ya!
birlikte olmaktır, birlikte büyümek, birlikte yürümektir yolda.
hani yürürken birlikte
"yanında yürüyenin
ayakkabı bağı çözüleni beklemek var ya.
durmak ve beklemek
dosta sadakattir" diyor ya aziz peygamber...

of ki of..

dostların acı ve sevinçli hallerinde
beklenen olmaktan bahsediyorum anla...

yıllarca birlikte okumalar,
namaza durmaktan bahsediyorum,
on yıllarca birlikte çocukları büyütebilen ve
çocuklara “baba dostudur ha ! ona göre” diye hukuk koymaktır işte.

tamam
“sen haklı ol,’’
“senin dediğin olsun’’
 diyerek sırt sıvazlanan değil,
hakikati en kestirme acı da olsa yüzüne söyleyen adamdır sadık olan dost.
kırmaz ve kırılmaz…
ve ben bilirim ki;
gözlerdeki merhamet
bütün kırılacak olana merhem olur...

ey yolcu

sadakat, paha biçilmez olandır,
adamın kalitesini belli eder, bilir misin?

sadakat bağlanmaktır
sımsıkı.
bırakmamak üzere
hesapsız ve
karşılıksız..


Not; yazılarımın, dilediğiniz kısmı dahil, dilediğiniz şekilde dostlarınıza ikram etmeye açıktır.

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş