metrika yandex
  • $34.79
  • 36.77
  • GA21150

Ayasofya, 15 Temmuz ve Aşura

AHMET SEMİH TORUN
16.07.2024

İstanbul fethedilmişti. İslâmî usule göre, şehrin en büyük kilisesi olan Ayasofya camiye çevrildi. Fâtih Ayasofya’da ilk namazı kıldıktan sonra camiyi kendi hayratının ilk eseri olarak vakfetmiş, yanına bir de medrese yaptırmıştır. Fatih’in ihya ettiği Ayasofya Câmi-i Kebiri ile külliyesine diğer padişahlar da ilgi göstermiş.

Fethin sembolü olan Ayasofya Camii’nin kubbesi ile yakınındaki Milyon Taşı, 1884 yılına kadar sıfır noktası yani başlangıç meridyeni olarak kabul edilmiştir. Haritalar bu nokta esas alınarak hazırlanmakta, yönler buraya göre bulunmakta, ülkeler saatlerini İstanbul’a göre ayarlamaktaydı. “Tûl (meridyen) Ayasofya’dan geçer.” şeklindeki notlar haritaların köşesinde yer alıyordu. 1884’te Amerika başkanlığındaki uluslararası baskılar neticesinde başlangıç meridyeninin konumu İstanbul’dan Londra’daki Greenwich’e taşındı.

Ramazan aylarında bilhassa Teravih namazında çok kalabalık bir cemaatin toplanmasına imkân veren Ayasofya Camii, padişahın da katıldığı Kadir geceleri ile bayram namazlarında muazzam bir görüntü arzetmekteydi.

1931’de Amerikan Bizans Enstitüsü adına Ayasofya mozaiklerini meydana çıkarma izni alan Thomas Whittemore, 1932’den itibaren işe başladı. Amerikan Enstitüsü’nün inceleme ve mozaik temizleme çalışmaları 1970’e kadar sürdü.

Ayasofya 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile cami olmaktan çıkarılıp Müzeler Genel Müdürlüğü’ne bağlandı. Yaklaşık 500 yıl cami olarak hizmet eden bu ibadethanenin müze yapılması Müslümanları çok üzdü ve “Zincirler Kırılsın! Ayasofya Açılsın” sloganları 86 yıl kulakları çınlattı. Bu süre içinde birçok konuşma, toplantı ve protesto mitingleri yapılıp yazılar kaleme alındı. Şiir ve kitaplar yazıldı. Ayasofya’nın açılması için imzalar toplandı. İçi yanan bazı Müslümanlar, ziyarete gittiği Ayasofya’da görevlilere fark ettirmeden veya onların ikazlarına aldırmadan iki rekat namaz kılmanın mücadelesini verdiler.

1936’da A. M. Schneider tarafından Ayasofya’nın batı tarafında bir kazı yapıldı. 1936’da Ayasofya Medresesi yıktırılıp caminin içinde bulunan çeşitli eşya, halı ve levhalar kaldırıldı. Ayasofya Camii’nin içinde yazıldığı için kapıdan çıkarılamayan büyük hat levhaları daha sonra tekrar yerlerine asıldı.

8 Ağustos 1980’de hünkâr mahfili kısmı ibadete açıldı. 12 Eylül 1980 Darbesi’nden iki gün sonra kapatılan hünkâr mahfili 10 Şubat 1991’de yeniden ibadete açıldı ve Mahmut Toptaş Hocaefendi caminin bu dönemdeki ilk imam-hatibi oldu. Kısa bir süre görev yaptıktan sonra dönemin Kültür bakanının Diyanet’e baskıları neticesinde görevinden ayrılmak zorunda kaldı.

Fâtih Sultan Mehmed tarafından yaptırılan ve 1936’da yıktırılan medresenin arsası 1985-1986 yıllarında temizlenerek temelleri meydana çıkarıldı. 2017 yılında medresenin aslına uygun şekilde ihya edilmesi çalışmaları başlatıldı ve bu çalışmalar 2020’de tamamlandı.

Necip Fazıl, Osman Yüksel Serdengeçti gibi münevverlerimizin sürdürdüğü mücadeleyi Muallim İsmail Kandemir 1993’te yargıya taşıdı ve davanın kazanıldığı 2/7/2020 yılına kadar takipçisi oldu. 10/7/2020 tarihli Cumhurbaşkanı kararı ile Ayasofya’nın Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilerek ibadete açılması kararlaştırıldı. Böylece Ayasofya, 86 yıl sonra 24/7/2020 tarihinde kılınan Cuma namazıyla Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi adıyla yeniden ibadete açıldı.

Zincirlerin kırılıp Ayasofya’nın yeniden ibadete açıldığı günden bu yana 4 yıl geçti. İnsanlar akın akın gelip ziyaret ediyorlar. Güzel sesli ve bilgili imam-hatip, müezzin, rehber ve diğer görevliler canla başla çalışıyorlar. Ramazan’da güzel programlar yapılıyor. Ayasofya Camii’nde 4 dilde okunan Cuma hutbelerine ve hafızlık icazet törenlerine rastlayabiliyorsunuz.

15 Temmuz darbe girişimi üzerinden 8 sene geçti. O geceyi yaşayanlar milletimizin ne büyük badire atlattığını iyi bilirler.  Milletimizin feraseti oyunları bozdu. Okunan salâ ve dualar azmimizi artırdı. Vatanı uğruna canını feda eden, gazi olan, mücadele eden samimi kardeşlerimizin kimisi esnaftı, kimisi ev hanımı. Öğrenciler, memurlar ve toplumun her kesiminden insanlar. Kimisinin adı Yasin’di, kimisinin Cahide…

Rabbim milletimize bir daha böyle sıkıntılar yaşatmasın. Dîn ü vatan uğruna can, mal, ana-baba ve ahbâb u yârândan geçen şühedâ, gâziyân ve kahramanlarımıza şükranlarımızı sunarız.

Hicri yeni bir senenin başlangıcına geldik. Muharrem, sevinçle hüznün iç içe bulunduğu bir ay. Kimi ümmetler bu ayda zulümden kurtulurken Hazreti Hüseyin ile yanındaki 70’ten fazla kişi şehid edildi. Müslümanların gafleti, zalimlerin gaddarlığı ve yardakçıların kraldan fazla kralcılığı Kerbela’nın masumların kanlarıyla sulanmasına sebep oldu.

Kazım Paşa, ümmetin bağrını dağlayan bu hüznü şöyle dile getirmekte:

“Düştü Hüseyin, atından sahrâ-yı Kerbelâ’ya.

 Cibrîl var haber ver, Sultân-ı Enbiyâ’ya.”

Kerbela hadisesi, dehşetli olduğu kadar ibretlidir de… Bu facianın sorumluları sadece katliamda bulunanlar değildir. Israrla Hz. Hüseyin’i davet ettikleri halde ona sahip çıkamayan veya ihanet eden Kûfe eşrafı da sorumludur.

Asırlar önce cereyan eden bu facia, günümüz insanları arasında anlaşmazlığa sebep olmamalı. Hz. Hüseyin Efendimiz, gönderdiği mektuplarında “Ben sizi, Allah’ın kitabına ve O’nun rasûlünün sünnetine davet ediyorum.” diye yazmaktaydı.

Sünnilik; Peygamberimiz’in sünnetine bağlılık olduğundan “Kur’ân ve Sünnet”e, herkesten çok Ehl-i Beyt taraftarlarının sarılması gerekir. Hz. Ali Efendimiz başta olmak üzere bütün Ehl-i Beyt, Allah ve Rasûlü’nün yolundan ayrılmamışlardır.

Muharrem ayında geçen hüzünlü ve sevinçli olayların hikmetlerini anlayarak Hz. Hüseyin’in, uğrunda fedâ-yı can ettiği değerlere sahip çıkmaya her zamankinden daha fazla muhtacız.

Efendimiz’in ve onun yolunda gidenlerin muhabbetinin yüreklerimizde yer etmesini, “Bünyânün mersûs” şuuruyla kenetlenerek zalimleri kahredip mazlumların yüzünü güldürmeyi bizlere nasip etmesini Yüce Allah’tan niyaz ederim. Aşura tadındaki güzel günlerin yakın olması dileğiyle Allah’a emanet olunuz kıymetli okurlarım.

Yorum Ekle
Yorumlar (5)
Ahmet Semih TORUN | 17.07.2024 16:17
Kıymetli Kardeşim, Allah razı olsun. Güzel yorum ve temennilerinizden dolayı teşekkür ederim. Rabbim nasip ederse kitap işi de olur inşallah.
Ahmet Emin DİN | 17.07.2024 14:37
Allah razı olsun güzel bilgiler için.Tekrar camii olmasına vesile olan dua edenlerden Allah razı olsun.
Zafer Kılıç | 17.07.2024 02:10
Allah c.c. Sıhhatû âfiyet ile muammer eylesin. Tarihimizi defîne sinde ki hazineleri kaleme aldığınız yazılarınızda okuyup, öğrenelim. İnşâAllah uygun zamanda kitaplaştırırsınız.
Ahmet Semih TORUN | 16.07.2024 19:44
Allah razı olsun kıymetli ağabeyim. Dua eder ve beklerim.
Talip Mert | 16.07.2024 19:17
Sağol Ahmed kardeşim! Kalemin kuvvetli, ömrün ve rızkın bereketli olsun. Fi emanillah

Her Taraf - Türkiyenin habercisi