Adamın yüzüne vuruyorlarmış. "Vah! Arkam!" diye feryat ediyormuş. Sormuşlar. "Arkana, sırtına vurmuyorlar ki. Neden arkam diye bağırıyorsun?" Dayak yiyenin cevabı çok mânidâr: "Benim arkam olsaydı bana bu zulmü yapamazlardı." Bugün de Gazze'deki mazlum kardeşlerimizin güçlü arkaları yani destekçileri olsa, hiçbir zalim onlara yan gözle bile bakamaz.
Efendimiz; İslâm'ın özünden ve kardeşlik duygusundan uzaklaştığımızda selin üzerindeki çer-çöp gibi olacağımızı bildirmiş. Çokluk bir şey ifade etmiyor. Önemli olan, Müslümanların vakarı ve bu vakarın düşman üzerindeki tesiri.
Duymuşsunuzdur. Kanuni Sultan Süleyman, diğer devlet başkanlarına yazdığı fermanlarında beş-altı satır kendi unvanlarından bahsettikten sonra fermanı göndereceği krala ise, "Senki filancasın." diyordu.
Osmanlı Devleti'nin gücünün az olduğu dönemlerde bile Abdulhamid Han, Peygamber Efendimiz ile alay eden piyesin Fransa'da oynamasını engellemişti. Düşmanlar çok daha gizli hareket ederek bu tür bir piyesi İngiltere'de oynatmak istediler. Abdulhamid Han meseleyi öğrendiğinde tekrar müdahale etti. İngiltere cenahından gelen cevapta, "Biletlerin satılması sebebiyle piyesin oynatılacağı" bildiriliyordu. Siyaset dehası Abdulhamid Han'ın emriyle İngiliz Sefareti'ne, "Padişahımız Hindistan'a doğru seyahat edecek. Hangi yollar emniyetlidir?" diye soruldu. İngilizler tutuşmuştu. Müslümanların halifesinin Hindistan'a seyahati İngilizler için çok riskliydi. Hemen; "Kaldıramayız, oynatmak zorundayız" dedikleri piyesi iptal edip "Şu yollar emniyetlidir." diye haber gönderdiler. Osmanlı Devleti'nin İngilizlere verdiği cevap, kısa ve etkiliydi. "Şimdilik seyahate gerek kalmamıştır."
İlk topraklar kaybedilip hicret hareketi başladığında Anadolu göç yurdu olmuş, Osmanlı Devleti bu hicret hareketi sebebiyle ilk defa dış borç almak zorunda kalmıştı. Son iki asırda; Kırım, Kafkasya, Balkanlar, Doğu Türkistan, Afganistan, Irak, Bosna, Kosova, Makedonya ve Suriye'den Türkiye'ye gelen muhacirlere yardım elini uzatan Anadolu insanı güzel bir dayanışma sergilemiş, mazlum kardeşlerine sahip çıkarak vazifesini yapmanın hazzını yaşamıştır.
Günümüzde; başta Filistin olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde eziyet çeken, hürriyete hasret mazlumlar var. "Dünyada zulmün durması için, haklı olanların güçlü olması da gerekmekte!"
İslâm Ümmeti, tek yürek ve tek yumruk olmak zorunda. Toplu vurdukça sîneler, onu top sindiremez. Körfez Savaşı esnasında petrole bulanmış deniz kuşlarını televizyonlarda gösterip insanları Saddam’a karşı kışkırtanlar; Bosna, Irak, Suriye, Keşmir, Doğu Türkistan, Arakan ve Filistin'de Müslümanları katlettiler veya katliamlara sessiz kaldılar.
İsrail’in Gazze'ye yönelik saldırıları devam etmekte. Filistinli mazlum kardeşlerimiz, İsrail ve yandaşları tarafından katledilmekte. Müslümanlara ait yardım kuruluşlarının gayretleri derde deva olmaya çalışıyor. Protestolar, yürüyüşler, tepkiler, samimi dualar… Zulüm bitecek ve inşallah bu günler de geçecek.
Mazluma destek, zâlime köstek olmak düsturu çerçevesinde manevi ve maddi destekler ile düşman mallarını boykot vesair kösteklere devam!..
Zulme başkaldıran ve kardeşinin yanında duranlara selâm olsun!...
Arif Nihat Asya ne güzel söylemiş.
"Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden…
Senin de destanını okuyalım ezberden.
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden!
Elde sensin, dilde sen; gönüldesin, baştasın…
Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!"
MAZLUMDER Kaya Kartal ile Devam Dedi..
27.05.2025
İslam Teopolitiği Üzerine Notlar|Ali Bal
19.05.2025
Uzak Şehir dizisinde Coca Cola reklamı
20.05.2025
Celal Sancar ile Derkenar..
28.05.2025
İRAN İLE ABD’NİN SAVAŞI ORHAN GÖKTAŞ 13.06.2025
İran Saldırısının Zamanlaması AHMET GÜRBÜZ 14.06.2025
Gençlerimiz İstikbâlimiz AHMET SEMİH TORUN 27.05.2025
Arafat Zirvesinin Bayramı Kurban AHMET GÜRBÜZ 05.06.2025
Ali Baba ve Kırk Haramiler AHMET GÜRBÜZ 01.06.2025