metrika yandex
  • $32.61
  • 34.71
  • GA18500

28 Şubat Sonrası İçin Farklı Okumalar

YUSUF YAVUZYILMAZ
12.03.2023

 

28 Şubat Postmodern darbesinin ardından geçen süre, siyasetin geleceğini etkileyen, önemli siyasal ve toplumsal kırılmalara yol açtı. Kuşkusuz bu sürecin sağlıklı tahlilini yapmak muhafazakar dindarların ve İslamcıların hem iktidar serüveni, hem de gelecek misyonu hakkında bilgi verecektir. 28 Şubat gibi dindarları bir hayli hırpalayan sürecin ardından gelen siyasal gelişmeler, farklı siyasal ve sosyolojik yorumların yapılmasıyla sonuçlandı.

1- İslamcılar değişti. Devletçilik, milliyetçilik konusunda yeni okumalar ve politik söylemler ortaya çıktı. Özellikle 28 Şubat uygulamaları İslamcıları muhalif, sivil bir söyleme itmişti. Kuşkusuz o dönemde iyi bir sivil direniş dili geliştirilmiştir. Ancak iktidar sürecinde bu dili giderek kaybetmiş ve sistemle bütünleşmiştir.

2- 28 Şubat sonrası sadece İslamcılar değil Kemalistler de değişmiştir. Bunun sonucunda, siyasal anlamda farklı siyasal görüşleri bir araya getiren, değişik anlayışlardan oluşan bir birliktelik oluşmuştur.

3- 28 Şubat sürecinde etkin olan bürokratik oligarşi de büyük ölçüde değişime uğradı. Sistem yeniden dizayn edildi. Özellikle askeri bürokrasi, sivil siyasetin önünde bir engel oluşturmaktan ve siyaseti tanzim eden bir kurum olmaktan uzaklaştırıldı.

4- İslamcılar Kemalizm’i yeni bir okumaya tabi tutarak, yeniden tahkim etti ve tanımladı. Kemalizm’in ulusalcılara göre nispeten daha zayıf olan muhafazakar ayağı güçlendi.

5- 28 Şubat dolayısıyla bozulan devlet halk arasındaki denge yeniden kuruldu. Devlet ve muhafazakar dindarlar helalleşti.

6- İslamcılar, mücadele ettikleri bürokratik sistemle bütünleşti. Bu bütünleşme, hem İslamcıların sisteme itirazlarını geri çekti, hem de kendileri bürokratik mekanizmaların sahipleri oldular.

7- İslamcılığın bir muhalefet ideolojisi olduğu, iktidar için yeterli olmadığı görüldü. İktidar dili oluşturma konusundaki yetersizlik, bazı İslamcı entelektüelleri süreç içinde iktidar partisinden uzaklaştırdı.

8- Erdoğan hem İslamcılığı hem de İslamcıları ütopyadan uyandırarak gerçekle yüzleştirdi. 28 Şubat arkasından gerçekleşen iktidar serüveni, İslamcıların siyasal iddialarını önemli ölçüde törpüledi. İdealler önemli ölçüde gerilerken, realizm ve pragmatizm öne çıktı.

9- Erdoğan, klasik İslamcılığı sisteme entegre ederek bitirdi. Böylece İslamcılık, sistem karşısında muhalif olma anlayışını büyük ölçüde kaybetti.

10- Kemalistlerin en önemli kitle partisi CHP, devlet desteğini ve bürokratik seçkinlerin desteğini kaybederek, halkla buluşmak zorunda kalarak sivil siyasetin imkanlarını aradı.

11- İslamcılığın içinden çıkan Erdoğan tüm engellemelere karşın( Kapatma davası, 15 Temmuz) bürokratik seçkinlere ve FETÖ'ya karşı başarılı bir iktidar süreci yürüttü.

12- Milliyetçi düşünce, ulusalcı seküler ağırlıklı milliyetçiler( İP) ve Muhafazakar ülkücüler( MHP) olmak üzere ikiye bölündü. Bu düşüncelerden biri iktidar partisiyle işbirliği yaparken, diğeri muhalefet bloğunda kaldı. Böylece Türkiye, milliyetçiliğin egemen olduğu bir siyasal iklimin hakim olduğu bit yere dönüştü.

13- Ak Parti'nin iktidar süreci iyi başladı, sonra durağanlaştı ve sonuçta devletçi ve milliyetçiliğe evrilerek devrimci ve değişimci niteliğini yitirerek sürüyor. Bunun sonucunda Ak Parti içinden çıkan farklı siyasal arayışlar ortaya çıktı.

14- Entelektüel düzeyde bazı İslamcı entelektüeller, Ak Parti'nin devletçi ve milliyetçiliğe evrilen yapısına tepki olarak muhalefete başladılar.

15- Ak parti, güç kaybetse de hala birinci parti olma özelliğini koruyor. Bu büyük ölçüde muhafazakar dindarların desteğini aldığını gösteriyor. Öte yandan muhalefet birlikteliğinde görülen tartışmalarda iktidar bloğunu besliyor.

16- Muhafazakar dindarların iktidar sürecinde yaptıkları hatalar, yolsuzluk iddiaları dindarlara olan güveni sarstı. Sarsılan güvenin sonucunda oluşan ahlak krizinin giderilmesi ve dindarlara güvenin yeniden sağlanması zaman alacak.

17- Dindarlığın temelini tahkim eden ahlakın toplumsal ilişkilerde ne kadar önemli olduğunun bilincine varıldı.

18- Normal siyasi düzlemde bir arada olması düşünülemeyen değişik muhalefet partilerinin yüzde elli barajı dolayısıyla bir araya gelerek ittifak oluşturdu. Türkiye'nin farklı siyasal ideolojilerin bir araya getiren yeni bir siyasi model ortaya çıktı.( Milliyetçilik( İYİ Parti)/Batıcılık( CHP) ve İslamcılık( DEVA ve GELECEK)

19- 28 Şubat süreci, Erbakan Hoca'nın gereğinden fazla devletçi, hatta millici olduğunu gösterdi. Siyasal paradigması geleneksel Sünni paradigmanın güvenlik merkezli bakışıyla şekillenmişti. 28 Şubat sürecindeki tavırda bunun bir uzantısıydı. Erbakan'ı değerli kılan İslam siyaset düşüncesine yaptığı katkı değil, (Seküler) müesses nizama karşı sarsıcı duruşudur. Ancak bu duruş zaman içinde etkisizleşmiştir.

20- İslamcı entelektüellerden bir bölümü, siyasal iktidarı yolsuzluk ve hukuksuzluklar konusunda sürekli uyararak eleştirel konumda kaldılar. Buna karşılık İslamcı aydınların büyük bölümü iktidarla özdeşleştiler. İktidarla özdeşleşmeyip eleştirel tutum takınan aydınlar, İslamcılığın bittiği tezine karşı direnmeye gayret ettiler. İslamcılık arayışının bir siyasal partinin iktidar sürecine indirgenemeyeceğini savunarak yeni bir anlayışın imkanlarını yoklamaya başladılar. Bu aydınların karşısına sürekli olarak iktidarın yanlış uygulamaları getirildi. Bugün için İslamcı aydınlar, bir taraftan siyasal iktidarın oluşturduğu olumsuz iklimle mücadele ederken, öte yandan yeni bir siyasal arayışın imkanlarını arıyorlar. 

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş