103 amiral 3 Nisan 2021 tarihinde "Yüce Türk Milletine” başlıklı bir bildiri yayınladı.
Bildiriyi okudum ve anladıklarımı sizinle paylaşmak istiyorum;
Bildiriyi yazan amiraller örgütlü bir davranış içindedir. 103 emekli amiral’in bir araya gelerek böyle bir metin yazma iradesi başka türlü nasıl yorumlanabilir ki?
Bildiride Kanal İstanbul’dan rahatsız olduklarını vurgulayarak Montrö Sözleşmesinin tartışmaya açıldığını iddia edip endişelerini dile getiriyorlar. Kanal İstanbul’dan rahatsızlık duymaları bu generallerin “mandacı” olabileceği düşüncesini çağrıştırdı bende. Yoksa emekli olmuş amiraller niye böyle bir projeden rahatsızlık duyar ki?
Ayrıca Montrö Sözleşmesinin tartışmaya açıldığını iddia ediyorlar ancak böyle bir tartışma söz konusu değil. Kim nerede tartışmış? Eğer kast ettikleri şey, Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un bir gazetecinin sorusu üzerine “Cumhurbaşkanı kararname ile uluslararası sözleşmelerden çekilebilir” cümlesi ise, Şentop bu sözün ardından “Başta Montrö olmak üzere Türkiye'nin taraf olduğu ve bizim İstiklal Harbi neticesinde kazanmış olduğumuz, elde etmiş olduğumuz mevzilerle ilgili hiçbir tartışma yoktur, böyle bir tartışma bizim aklımızdan da geçmez, geçmemektedir." Cümlesiyle konuyu kapatmış ve tartışma falan da olmamıştır. Bu generaller kamuoyunun bilmediği ama kamuoyunda tartışılan başka bir tartışama biliyorsa o ayrı tabi.
Bildirideki; “Son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur.” cümlesinden neyin kast edildiği açıkça yazılmamıştır. Ancak emekli Tümgeneral Davut Ala’nın sosyal medyadan kandil kutlaması yapması ve sarıklı fotoğrafının basına yansımasından dolayı bu cümleyi yazdıkları tahmin ediliyor. Bu da onların “Yüce Türk Milletine, onların değerlerine ve İslam’a” bakış açılarını gösteriyor.
Ayrıca: “Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk'ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir.” Cümlesi bunların kendilerini ülkenin sahibi olarak gördükleri, siyasetin ve diğer kurumların rotasını belirlemek gibi bir görevlerinin olduğuna inandıklarını gösteriyor. Kendi inandıkları rotadan çıkıldığında ise Yüce Türk Milletini bu rotaya döndürme gibi yüce bir misyona sahip olduklarına inanıyorlar.
Bildirinin sonunda; “Atatürk’ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk Denizcilerimizin yanındayız.” Diyerek de görev başındaki askere “Bunlar bizim belirlediğimiz rotadan çıkarsa, siz darbe yapın biz sizin yanınızdayız” diyecek kadar da öz güvene sahipler.
Bu paşalar silahlarıyla ve her türlü nizami ve gayri nizami harp hileleriyle milleti hizaya getirmeye alışmışlar. Darbe yapmayı beceremediler ama emekli olmalarına rağmen bu alışkanlığın miras olarak devam etmesini istiyor gibiler.
Yüce Türk Milleti bu bildiriden sonra titreyip kendisine gelecektir sayın komutanlar, hiç endişe duymayın.
Yüce Türk Milletini her daim uyanık olması için ayıktırdığınız için de ayrıca teşekkür ederiz.
Vesselam…