Çoğumuz Sakarya meydan Muharebesini Eskişehir ile Adapazarı arasındaki Sakarya nehri havzası içinde yapıldığını zannederiz. Bazı cahil siyasiler de bu yanlışı halka karşı kameraların önünde tekrarlar. Haymana Belediye Başkan yardımcılarından kendileri bir kültür adamı olan Enver Yurtdaş “Geçmişiyle Buluşan HAYMANA” eseriyle gerçeklere tercüman oldu.
Sakarya Meydan savaşı diye bildiğimiz muharebe (23 Ağustos-13 Eylül) 1921 arasında cereyan etti. Toplam 22 gün 22 gece süren çarpışmalar baştan sona Haymana sınırları içinde yaşanmıştır. Birincisi ilçe merkezine 25 kilometredeki Mangaldağı siperlerine, diğeri de Haymanaya sadece 10 kilometre yakınlarındaki Çaldağı mevzileridir. Tedbiren Başkent Ankara’nın Kayseri’ye tahliye edilmesi başlamıştır. Eşref Edib ile Mehmet Akifin birlikte çıkarttıkları Sebilurreşad dergisinin 341 sayılı nüshası Kayseri’de yayınlanmıştır. Tarihi bakımdan zor bir dönem yaşanmıştı.
Kızılay ekibi olarak davet edildiğimiz Sakarya Savaşı Şehitlerimize vefa etkinliğine gitmeye karar vermiştik. Su, soda ve Ulucanlardaki Aş ocağımızda hazırladığımız mercimek çorbamızı bütün ziyaretçilere özel hijyenik bardaklarda ikram edecektik.
Başta kalabalık Kızılay Gönüllüleri olmak üzere, Haymanalı gençler, halk ve belediye personeli olmak üzere misafirler toplu taşıma araçlarına binerek bir asır -102 yıl- önce savaşın yaşandığı tepelere doğru gaza basıyoruz. Yolun iki tarafında tarlalar biçilmişti. Tabiat büyükbaş ve koyun sürüleri için kışa kadar ziyafet alanıydı artık. Derin vadilerde akan derelerin kenarları Hüdainabit-kendiliğinden yetişen söğüt ve kamışlıklarla doluydu. Fidan ekilse yeşerecek çıplak tepelerde tek ağaç dahi yoktu. Her taraf mer’aydı ve Köylerde hayvancılık gelişmişti.
İŞTE SAVAŞ ALANI
Meydan muharebesi denince Muş-Malazgirt düzlüğüne benzer avuç içi gibi geniş bir ova ve karşılıklı mevzilenen iki ordu akla gelir. Ama Haymana taşrası öyle değil. Arazi derin vadilerle yarılmış yüksek bir plato. Gündüz iki taraf da birbirlerini çıplak gözle seyredebiliyor. Sakarya savaşı Yunan topçularının bombardımanı dışında piyadelerin göğüs göğüse çarpışmalarıyla sürmüş ve siperler cesetlerle dolmuştur. Biz 5700 şehit vermişiz. Yaralılarımız, esir düşenlerimiz ve kaybolanlarımız hariç.
Yunan ordusu hareket halinde üzerimize doğru geldikleri için poligondaki açık hedef olarak daha çok ölü ve yaralı verdiler. Bir hafta arayla bize ait ve stratejik konumda olan Mangaldağı ve Çaldağı mevzilerimizi ele geçirdikleri halde moral yönünden çökmüşlerdi.
KIZILAY MANGALDAĞI ŞEHİTLİĞİNDE
Ankara İl Merkezi Kızılay yönetiminden Fahri Balcı kardeşimle birlikte Suyun Şifaya dönüştüğü Haymanaya doğru Ali Şeyho’nun rehberliğinde yola çıkmıştık. Gönderdiğimiz İkram aracı Haymana şehir meydanına bizden önce varmıştı. Sakarya Meydan Muharebesinin yapıldığı Savaş alanında acı-tatlı hatıralarımız vardı. Çok şehit verdiğimiz Savaşın en stratejik noktaları Polatlı ve Haymana olmuştur.
Mondros Mütarekesinden sonra Osmanlı ordusu silahtan arındırılmıştı. İngilizler İstanbul’u işgal ettiler. Boğaz düşman gemileriyle doldu. Milletimizin en kara günüydü. Sonra da İngilizlerin silahlandırıp Anadolu’yu işgale gönderdiği Yunan ordusu 15 Mayıs 1919 günü İzmir’den istila ve işgal etmek maksadıyla rıhtımdan karaya çıkmışlardı. Bursa dahil bütün batı Anadolu’yu işgal ettiler. Silahsız ve savunmasız köylüleri katlettiler, camileri, evleri yakıp yıkarak iki yıl sonra ancak Sakarya nehrinin doğu yakasına geçebildiler.
23 Ağustosta kaybettiğimiz Mangaldağı mevzilerin 13 Eylülde yaptığımız hücumla geri almıştık. 22 gece-22 gündüz süren çarpışmalarda başlarında önce Yunan Kıralı Konstantin’in bulunduğu Yunan ordusunun Ankara’ya doğru yaklaşan yürüyüşü kesinlikle durdurulmuştu. Bu kısa süre içinde yalnız Mangaldağı cephesinde bin şehit vermiştik. Çaldağı çarpışmalarında aynı şekilde komutan ve erlerimizden kahramanca toprağa düşen şehitlerimiz vardı.
Ancak Yunan ordusu 2 Eylülde dinlenme kararı alınca Ordumuz Kars Fatihi deli Halit Paşa (Sakarya savaşında Albay idi) komutasında yaptığı hücumla paniğe kapılan Yunan birliklerini dağıttı. Mevziler Yunan askerlerinin cesetleriyle doluydu. Sakarya nehrinin batısına doğru yürüyen Yunan birliklerini takip başladı. Bizim de 5700 şehidimiz vardı. Çok sayıda yaralımız ve kayıplarımız vardı.
Bu savaşlardan ders ve ibret alacaktık. Şehitlerimizi rahmetle anacak gazilerimize minnet ve şükran duygularımızı sunacaktık. Genç nesillerin dünü iyi tanıyarak, bugünü ve istikbalini hazırlamada daha duyarlı ve dikkatli olmalarını hatırlatacaktık. Çünkü kendi tarihini iyi bilen ve ders alanlar istikballerini inşa edebilirlerdi.
Mehteran çalıp söylemeye başladı. Kahramanlık türküleri dağı-taşı inletti. Katılımcı kurumlar ve bireylere hoş geldiniz anonsu yapıldı. Ev sahibi olarak Haymana belediye Başkanı Özdemir Turgut sonra da Ankara valisi Vasip Şahin beyler veciz konuşmalarını yaptılar.
Hava kararırken büyük bir kalabalık ellerimizde meşalelerimizle üç kilometre uzaktaki Mangaltepe Şehitliğine doğru etkinliğin son yürüyüşü başlatıldı. Bu anıtsal şehitlikte 63 -altmış üç Mehmetçik bizleri bekliyordu. Hatmi şeriften sonra yapılan uzun duaya hepimiz bir ağızdan Amin diyorduk.
Kızılay’ın Haymana başkanı Muhsin Güler kardeşimle birlikte gelen Gönüllülerimiz yorgun ziyaretçilere hizmeti ve ikramı sürdürdüler.
Gerçekten “bir görüntü bin söze bedelmiş.” Yaşayan Tarihin canlı şahitleri Haymana tepelerindeki şehitliklerde bizleri bekliyor!
Birlikte tekrar gideceğiz ve şehitlerimizin her bir yana serpilen arazilerdeki Makberi Mübareklerini dünya gözüyle tekrar Fatihalarla ziyaret edeceğiz. Katılan yürekli gençlere selam olsun!
Büyük Direnişci Cevher Dudayev
22.04.2025
Mustafa Ökkeş Evren ile Derkenar..
20.04.2025
Boykotlu işletme önünde Gazze protestosu..
20.04.2025
Güven ve Adalet Toplumu |HAMZA ER
28.03.2025
UMRAN SORUYOR: DÜNYA NEREYE GİDİYOR?
29.03.2025
ah örgütçü kafa ah! MUSTAFA AKMEŞE 25.04.2025
Sorular YUSUF YAVUZYILMAZ 19.04.2025