Medipol Üniversitesi Akdeniz Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen toplantıda Türkiyeli ve Suriyeli STK temsilcileri, akademisyenler ve gazeteciler göçmenlerin karşılaştığı mevcut sorunları ve çözüm önerilerini konuştu. Geri Gönderme Merkezleri’nde yaşanan insan hakları ihlallerine vurgu yapılan toplantıda “seçim ve oy kaygısı ile insani politikalardan uzaklaşılmaması” çağrısı yapıldı.
İstanbul Medipol Üniversitesi Akdeniz Araştırmaları Merkezi, İçişleri Bakanlığı’na bağlı Göç İdaresi’nde ve Göç İdaresi’ne bağlı Geri Gönderme Merkezleri’nde son dönemde artan hak ihlali iddiaları başta olmak üzerine Türkiye’de göçün güncel durumu bir yuvarlak masa toplantısıyla ele alındı.
Üniversitenin Kavacık’taki kampüsünde düzenlenen toplantıyı merkezin başkanı Prof. Dr. Bekir Berat Özipek ve Dr. Yıldız Önen yönetti.
Türkiyeli ve Suriyeli STK temsilcilerinin yanı sıra medya mensuplarının, akademisyenlerin ve insan hakları aktivistlerinin katıldığı toplantıda Geri Gönderme Merkezleri’nde yaşanan hak ihlalleri başta olmak üzere Türkiye’de göçmenlerin sorunları ve çözüm önerileri tartışıldı.
Toplantının açılışında konuşan Dr. Yıldız Önen, son dönemde göçmenlerin yaşadığı hak ihlallerinin arttığının altını çizdi. Önen, son günlerde medyaya yansıdığı gibi göçmenlerin ve göçmen haklarını savunan kişi ve STK’ların ajanlıkla itham edilmesinin çok tehlikeli olduğunu söyledi. Taha Elgazi de insan hakları alanında görev yapan insanları hedef almanın normalleştirilmek istendiğini ifade etti.
Toplantıda son zamanlarda göçmenlerin karşılaştığı güncel sorunlardan başlıcaları şöyle sıralandı:
- Yaklaşan seçimlere doğru göçmenler üzerindeki baskılar arttı. Pek çok ilçe ve mahalle göçmenlerin ikametine kapatıldı. Keyfi gözetim altına almalar ve geri göndermeler sonucu mağduriyetler yaşanıyor, aileler bölünüyor.
- Taşrada iş bulamayan göçmenler, risk pahasına yeniden büyük kentlere yöneliyor. Yasal olmayan çalışma ve emeğin daha çok istismarı söz konusu. Göçmenler asgari ücretin altında ücretlerle çalıştırılıyor.
- Türkiye’den ayrılarak Esed’in bölgesine dönüş yapan Suriyelilere yönelik şiddet, tecavüz ve öldürme vakaları bildiriliyor. Bu insanlar sorgulanıyor, işkence görüyor. Bu işkencelerde öldürülenler var.
- GGM’lerde “gönüllü geri dönüş” adı altında zorla imzalatılan evraklar sorunu devam ediyor. Bireylerin sağlık hizmetlerine erişim, beslenme, barınma ve aileleri ve avukatlarıyla iletişim kurma haklarıyla kötü muamele ve işkence yasağının ihlal edildiği şikayetleri var. Son bir yıldır, GGM’lerin aşırı kalabalık hale geldiği, 800 kişilik GGM’lerde 2000; 6 kişilik odada 20 kişinin tutulduğu bildiriliyor.
- Hükümet, seçim öncesi bu hukuksuzluğa göz yumuyor; muhalefet partilerinin ırkçı siyasetçi ve belediye başkan adayları da nefret suçları işlemeye devam ediyor.
- Suriye’den göç 13’üncü yılına girerken ortada hala ciddi bir entegrasyon programı yok, hala misafirlikten söz ediliyor. Göçmenlerin hukuki statüsü ve onlar için geleceğin öngörülebilir hale getirilmesi konusunda adım atılmıyor.
- Son zamanlarda İçişleri Bakanlığına bağlı kolluk birimleri ile Göç İdaresi Başkanlığı’nın keyfi uygulama ve hukuksuz işlemlerinin kurum politikası haline geldiği konusunda yaygın bir eleştiri var. Buna bağlı olarak, sorunların, alanda karşılaşılan bireysel vakalardan öte yapısal olduğu gözleniyor.
Toplantıda dile getirilen sorunlara çözüm önerileri ise şöyleydi:
- Göçmenlerin haklarını ihlal eden keyfi uygulamalara derhal son verilmeli, bütün süreçler insan hakları ilkelerine ve hukuka uygun olarak yürütülmeli. Seçim ve oy kaygısı ile insani politikalardan uzaklaşılmamalı.
- Göç idaresine sevk edilen ve idari gözetimde tutulan kişilerin ailelerine ve avukatlarına, nerede oldukları konusunda derhal bilgi verilmeli; savunma hakkına erişimi güçleştiren uygulamalara son verilmeli.
- Geri gönderme merkezlerindeki idari gözetim insani koşullarda sağlanmalı, işkence ve kötü muamele ile intihar iddiaları titizlikle soruşturulmalı, varsa suç işleyen görevliler hakkında gerekli cezalar verilmeli. Bu iddialar söz konusu bile edilememeli. Bunun için iç ve dış denetimler daha etkili biçimde yapılmalı, görevli personele düzenli olarak insan hakları eğitimi verilmeli.
- Göçmenlere yönelik imza yükümlülüğü uygulaması tekrar eski haline getirilerek ayda 1 ya da 15 günde 1 olmak üzere değiştirilip bu konuda insani bir yaklaşım gösterilmeli. GGM’lerden salıverilen kişilerin ailesinden ve ikametinden çok uzakta bir şehirde ve her gün imza vermesini istemek şeklinde yerine getirilmesi imkânsız uygulamalardan vazgeçilmeli.
- Son dönemdeki olumsuz yaklaşım değiştirilmeli; düzenli göçmenleri sistematik olarak düzensiz hale getirme uygulaması sonlandırılmalı. Göçmen sorununun, sivil toplum ve siyaset kurumu diyaloguyla, insan haklarına uygun bir şekilde ve birlikte yaşama ekseninde çözülmesi için fırsat oluşturulmalı. Denetimlere STK’ların da dahil edilmesi sağlanmalı.
- İkamet ve çalışma izni başvurularının değerlendirilme süreçleri hukuki denetimin yapılmasına imkân verecek şekilde somut olarak gerekçelendirilmeli ve şeffaflaştırılmalı. Göç İdaresi ve GGM’lerdeki rüşvet iddiaları ivedilikle araştırılmalı, görevini hakkıyla icra eden personelin zan altında kalması önlenmeli.
- Yabancı şahıslar bakımından kamu güvenliği veya kamu düzenini ilgilendiren hususlar bulunması halinde bu soruna hukuk çerçevesinde çözümler bulunmalı. Gerçekleşmiş geri gönderme işlemleri kanuna uygunluk yönünden incelenmeli, hukuka aykırı geri göndermelere, gönüllü geri dönüş adı altında zorla göndermelere son verilmeli, geri gönderme yasağına katı bir şekilde riayet edilmeli.
26.02.2024 Göç Günlüğü