metrika yandex
  • $32.45
  • 34.68
  • GA18240

Haberler / Yorum - Analiz

GENÇLİĞİN SANAL DÜNYA SARMALI-2/KADİR ÇİÇEK

22.04.2022

Gençliğin fraksiyonları, eğlencenin ve oyalanmanın zirve yaptığı sanal dünyadaki sosyal medya platformlarıdır. İnsanların beslendiği, kendilerini şekillendirdiği, kim olduklarına dair eylem ortaya koydukları;  konuşma üsluplarını ve giyim tarzlarını dahi bu alana göre yeniden gözden geçirdiği bu sınırsız dünya, buyruklarını artık zorla değil rıza yoluyla kabul ettirmektedir.

İnsanlar, artık kendi rızasıyla değişiyor. Değişimlerini ve özentilerini de ilan etme sorumluluğu taşıyorlar.

Genelde insanların, özelde gençlerin çok çabuk etkilendikleri sosyal medya veya sanal dünya mercileri, artık yaşam tarzlarını derinden değiştirip yönlendirebilecek güçtedirler. Bu alanın çok çabuk yayılan bilgi akışı yatağına dönüşmeleri, insanların farklı bakış açıları edinmelerinin yanında, çok fazla temelsiz kirli bilgiye maruz kalmalarına de neden olmaktadır. Kutsal olanın kolaylıkla saldırıya uğrayabildiği, tamamen seküler yaşantının özenti halini aldığı bir alan burası. Bu alandan beslenen insanların, yaşamlarında ortaya konulan davranışların rengi de yine bu alanın rengidir.

Kutsalın hakim olmadığı bir yaşam alanında, kişiliği şekillendiren temel güç kutsal olamaz. Ahlaki alanda söz sahibi olmayan bir inancın, kaos nedeni olarak görülmesi en basit anlamıyla art niyetliliğin göstergesidir. Eğitimde, siyasal alanda ve  toplumsal hayatta söz sahibi olan etken ne ise, insanların içinde bulunduğu durumun nedeni de o etkendir. Yüzme eğitimi verilen birinden hentbol başarısı beklemek ne kadar abes ise tamamen seküler inançla şekillenen kişilerin ortaya koyduğu gayri ahlaki ve olumsuz eylemlerin müsebbibi olarak dini göstermek de o kadar abestir. İnsan, mensubu olduğu yaşam tarzı ve kurallarına göre şekillendiği sistemin yansımasıdır. Oldukça arka plana atılan bir inancın dönüştürücü özelliği zamanla körelir. Toplumsal alandan tamamen soyutlanmış ve hiç bir söz hakkı verilmeyerek bireysel alana hapsedilmiş bir inancın dönüştürücülüğü oldukça düşüktür. Bugünün nesillerini şekillendiren güç ne yazık ki inanç değil, seküler anlayıştan neşet eden pratikteki yaşantıdır.

Tamamen ifsada dönük düşüncenin hakim olduğu bir anlayış var. Bunun besleyici kaynağı da sosyal medya ve sanal dünyadır. İnsana tahakküm gücünü, insanların vakit geçirdiği zaman dilimlerini dizayn ederek tazelemektedir. Bu girişim sonucunda ortaya, değerlere düşman olan yeni bir jenerasyon çıkmaktadır. İnsanlığı dirilten tüm fikirlere düşman; güvenin tesisi, adaletin ikamesi yolundaki tüm çabalara kör inatla karşı çıkan ve bilginin sağlamlık boyutuna yönelmeyi yenilmek olarak kabul eden bu çarpık anlayışın hangi düşünceyi temsil ettiği üzerinde oturup yeniden düşünmek gerekiyor.

Ahlaka, aile değerlerine ve toplumsal dinamiklere savaş açan davranışlara tepki gösterildiğinde adeta eline balyoz alıp tehdit edercesine bu tepkiler bertaraf edilmeye çalışılmaktadır. Bu davranışların hüsrana götüren nedenleri sorgulanmaya bile fırsat verilmemektedir. Çünkü böyle insanların beslendiği kaynak, sınırsız özgürlüğün put haline getirildiği sanal hayat ve insan fıtratına savaş açan seküler/laik yaşamın tarzıdır. Sonu felaketle de bitse ifsad yolunda birilerinin onları uyarması, onların kıyameti koparmasına ve uyaranları toplum nezdinde değersizleştirip ötekileştirmesine yetmektedir.

Korunaklı alanlarını işgale açık hale getiren insanlar, tüm yenilgileri kazanç olarak görebilecek yanılgıyı taşırlar. Onların peşinden gelen neslin bulabileceği kayda değer bir alan olmayacağı için sorumluluk bilincinden yoksun, sindirilmeye müsait, kafaları karışık kişilerin yaygınlaşması hız kazanacaktır.

Günümüzde insanlar artık, kaosların gerçeğe dönüştüğü çağı yaşıyor. Sürekli huzursuz, çatık kaşlı, tahammülsüz, saldırgan gençliğin dikkatini çeken şey oyalayıcı sanal aygıtlardır. Vaktinin çoğunu çalmaya ant içmiş ve oturup düşünme kavrayışını elinden almış bu yapmacık dünya, yanlışla doğruyu ayırt edebilecek bakış açısından gençliği çoktan soyutlamış durumda. Ruhları doyurulmayan gençlik, arayış kavgası vermekten çoktan vazgeçmiş durumda. Belirli bir arayış çabası olmadığı için, bulduğunun muhtevası da onun nezdinde önemsiz kalıyor.

Gençlikte oluşan derin şüpheler, zamanla hayatın içinde eğlence ve geçiciliğe evriliyor. Çok tekrar, önce usanma sonra da lakaytlığa sebebiyet verir. Gençliğin dünyasında da tekrarlar haddinden fazla. Tekrar, zihinlerinde yer edinmesinden sonra yönlendirici özelliğini kaybetmeye başlamaktadır. Yeni nesil yürümekten hoşlanmayacak kadar değişken. Onlar koşmayı ve böylece hıza dönük yaşamayı içselleştirmişlerdir. Sosyal medyanın sonsuz boşluğu, onların muhtelif kişiliklere bürünmelerine neden olmaktadır. Daha çok izlenme, daha çok beğenilme, daha çok sergileme ve fenomenlik bağımlılığı, onların derin düşünme becerilerinin önündeki engeli oluşturuyor.

Gerçek hayattan, duygulardan ve ciddiyetten sosyal medya alanına taşınan hayatlar, bir süre sonra ağırlığını ve temizleyici boyutunu kaybederek sıradanlaşma, cıvıklaşma ve ağızlara dolanan gevşek kelimelere dönüşüyor. Kelimelerini arındırmayan neslin hayatları, yozlaşmaya başlar.

Bugünün insanları düşünmeye düşmandır. Düşünmek, onların gözünde yorgunluktur. Yorulmak istemeyen insanlar, kolayca ve hazır bir şekilde elde etmek ister. Çabadan uzak ve emek vermekten kaçınan böyle insanların, nesillerini sağlıklı bir bakış açısıyla yetiştirmeleri neredeyse imkansızdır. Değerlerin korunması noktasına katkı vermeyen, atıl hale dönüşen ve gereksiz uğraşların odağında ömür sürdüren nesillerin var olması da böyle insanların yaptıklarının sonucudur.

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş