Yol'a düş ki, Hangi yazılmışa kaçacağın /varacağın ortaya çıksın...

Yol'da olduklarını unutup,

durup eğlenenler, durdukları kapının  verdiğine getirdiğine razı olanlardır.

Bu rızalık/ kabulleniş bir tevekkül değildir ki.

Takva hiç değildir.

Olsa olsa kifayetsiz bir o kadar cahil ve tembel bir adamın kuruntularıdır.

Geri kalmışlığı, fukaralığı, yanan ve yıkılan bir coğrafyayı,

Yenilmişliği kaderim diyerek kabullenmek

Kapı önünde bulduğuna razı olup  dili dışarda soluyanın  ruh halidir.

Hani, kara kapkara bir kadın vardı ya ,cariye/köle işte.

Çölde bebeğiyle yalnız başına bırakılan,

'Bu yanlızlıgımı Rabbim  dilemişse  ben razıyım' diyen bir kadın..

Ey dost,

Aradın, yani canhıraş bir şekilde say ettin de çalacak başka bir kapı bulamadın mı..

Gerçekten...

Onu bu makama getiren teslimiyet ve gayrettir.

Kızgın kumlar üzerinde, çıplak ayaklarla koşuşturmadır.

Say; yani bir arayışın, bir çırpınışın adıdır.

Olacak olanı bulmak için çırpınmak/terlemektir. 

Bilirmisiniz, o tüm inananların yüzünü döndüğü evdedir şimdi .

Evet .Bir başına bir kadın, bir siyahi köle olarak sadece onun olduğu eşsiz bir makamda

Bekler durur yeniden dirilişi.

Milyonların yüzünü döndüğü bir yerdir orası. 

Ey yolcu,

Kaderine kaderler eklemek için koştur /ara.. 

Korkma, 

Karanlık kuşatmış ve seni bir kapıya muhtaç kılmışsa eğer,

Gözüne /gönlüne inan ve yürü. Koş /koştur say et.

Say  eden can suyunu topuğunun altında buldu blmezmisin..

Çal ve bekle kapılarını. Çalacak kapı çoktur Rahmandan sana verilen.

Aramayı, çalmayı, beklemeyi bil ki rızaya ulaşsın..

Yol'a düş ki, hangi yazılmışa kaçacağın/varacağın  ortaya çıksın..