metrika yandex
  • $32.57
  • 34.69
  • GA19020

Sağlık için beslenmenin önemi..

ÜMİT YURTKURAN
16.02.2018

Yapılan istatistikler uzayan insan ömrüyle böbürleniyor ve bunun sebebi olarak da modern tıp ve ilaç sanayiindeki gelişmeler gösteriliyor. Ancak insanlık tarihine şöyle bir göz attığımız vakit, günümüzde uzun dedikleri ömrün, Allah’ın bize bahşettiği ortalama ömrün, sadece yarısı kadar olduğunu görürüz.

 

Geçmişe göre kesinlikle kısalan ömrümüz ve sürekli daha kötüye giden sağlığımızla ilgili olumsuzlukları açıklamak ve gerçekleri görmek istiyorsak, sadece yediklerimize, içtiklerimize, kullandıklarımıza, yaşam tarzımıza ve özellikle beslenme alışkanlıklarımıza bakmamız yeterlidir.

 

Çoğumuz beslenme rejimimizi bilinçli bir şekilde planlamaz sadece yemeklerimizin kolayca hazırlanabilir, ucuz, lezzetli ve bol olmasını isteriz. Sindirim sistemimizin kapasitesini, bağırsak florasının sağlığını pek dikkate almayız. Ta ki hasta oluncaya ya da genişleyen göbek çapı nedeniyle çeşitli hareketlerimiz kısıtlanıp, bir çok eylemi yapamaz hale gelinceye kadar.

 

“Her ne kadar bilim her birimizin bireysel besinlere ihtiyaçları olduğunu kanıtlamış olsa da, şu anda her kişinin ihtiyaçlarını ölçmenin bir yoluna sahip değiliz. Gıda ve besin takviyelerini listeleyen, Günlük Tavsiye Edilen miktar (RDA) tamamen keyfidir”

 

- Dr Raymond Francis (Bir Daha Asla Hastalanmayın) “Sağlıklı bir beslenme için”, Çinko, Kalsiyum, Magnezyum, Demir, Selenyum, A, B, C, D, E, K vitaminleri gibi bilinen en az 50 temel mikro gıda maddesinin her birinin, her gün “Doğru miktarlarda ve birbiriyle doğru orantılı olarak” vücudumuza alınması gerekmektedir.

 

Ayrıca mikro gıda maddeleri genel olarak, “Kendi başlarına hareket etmek yerine, hep birlikte bir takım gibi çalışırlar”. Bir tekinin eksikliği bile, çok ciddi besin yetersizlikleri ve vücudumuzdaki sistemlerin birçoğunda fonksiyon bozuklukları ile sonuçlanabilecek, bir çok olaylar zincirine neden olabilir.

 

“Tek bir besin yetersizliği, örneğin B3 vitamini yetersizliği C vitamini emilimini engeller, C vitamini yetersizliği Demir emilimini engeller, Demir yetersizliği aşırı Bakır emilimine neden olur, aşırı Bakır emilimi Nikelin metabolize edilmesini engeller, bu durum Demirin metabolize edilmesini etkiler vs vs” - Dr. Joseph Beasley (The Kellogg Report)

 

Eğer vücudumuzda sadece B3 vitamini eksikliği ile, yukarıda sayılan zincirleme etkileşimler oluşabiliyorsa, sürekli kötü beslenerek pek çok mikro gıda yoksunu insanlarımızın vücutlarında neler olup bittiğini hayal etmek bile çok zor!

 

Normal şartlarda vücudumuzda her saniye 10 milyondan fazla hücre yenilenir. Yediğimiz besinler bu hücreleri oluşturmak ve korumak için yeteri kadar mikro gıda içermiyorsa, “Beyinden daha çok ye” mesajı gönderilir. Uyguladığınız diyet kaç kalorilik olursa olsun, bu mesaj kaçınılmazdır. Çünkü ancak gerçek gıdalar bizi tok hissettirebilir. Mikro gıda ihtiyacı karşılanmayan her vücut daha çok yemek ister ve yediklerimiz arttıkça kilo alırız.

 

Sağlığımızı korumak için gerekli olan mikro gıdaları temin etmenin en kolay ve en garantili yolu, beslenmemizde fabrikasyon işlemlere tabi tutulmuş, rafine ya da yapay yiyeceklerden ziyade “Canlı (çiğ), sebze, meyve ve kuruyemiş çeşitlerine ağırlık vermektir” Özellikle koyu renkli meyve ve sebzelerin hem antioksidan özellikleri, hem de besleyici özellikleri çok daha fazladır.

 

“Tüketilen sebze ve meyvelerin miktarı ve çeşitliliği ne kadar fazla olursa, kalp krizi ve kanser riski o kadar düşer. Bilmeniz gereken net bir şey var; çiğ sebze ve taze meyveler güçlü, kanserle savaşan maddeler içerir” - Dr. Joel Fuhrman - Yaşamak İçin Ye (Eat TO Live)

 

Günümüzde hiç kimse kalori yetersizliği çekmese de, besin yetersizliği çok sık rastlanan bir durumdur. En sık rastlanan eksiklikler ise Kalsiyum, Çinko, Magnezyum, Krom, A, E, C, B6, B9 (folik asit) ve B12 vitaminleridir. Günümüz bilim insanlarının tespitlerine göre, bu element mineral ya da vitaminlerden bir tekinin eksik olması halinde bile sağlıklı olmayı beklemek mümkün değildir.

 

Ancak vücudumuzda halen o kadar çok bilinmeyen, o kadar muazzam ve karmaşık sistemler ve reaksiyonlar var ki; çok kötü beslenen insanlar dahi senelerce ayakta kalabiliyor. Hatta hiçbir şey yemeden bile, (hücrelerimizde bulunan atık değerlendirme tesisleri sayesinde) vücudumuzun yaklaşık kırk gün hayatiyetini devam ettirme kabiliyeti olduğu bilinmektedir.

 

Ülkemiz de; kilolu insan sayısının da ki artışın en büyük nedeni, genellikle mikro gıdalar açısından içi boş, kalori değeri yüksek yiyeceklerle besleniyor olmamızdır. Unutulmaması gereken noktalardan biriside, mikro gıdalar açısından yetersiz ya da tamamen boş gıdalar yiyor olabilirsiniz, ancak “Kalorisi olmayan hiç bir gıda maddesi yemeniz mümkün değildir”.

 

Ağzımıza aldığımız her şeyin mutlaka bir kalori değeri vardır. “Her gün yaktığınızdan sadece 100 kalori fazla alsanız, yılda yaklaşık 5 kg ilave kilo alacaksınız demektir”. Bu nedenle yediklerimize dikkat edip, vücudumuzu ihtiyacımızdan fazla, boş kalorilerle doldurmamamız gerekmektedir.

 

Bir insanın günlük kalori ihtiyacı, cinsiyetine, yaşına, boyuna, kilosuna, ve yaşam tarzına göre değişiklik göstermekle birlikte, kabaca 2000 kalori civarındadır. Eğer (neredeyse) sıfır besin değeri olan kızarmış patatesi ile birlikte bir hamburger, (1180 kalori) iki gazlı içecek (640 kalori) bir gofret (280 kalori) tüketirseniz, günlük ihtiyacınız olan toplam 2100 kaloriyi alırsınız.

 

Ancak vücudun kullanabileceği biraz protein karbonhidrat ve yağ dışında, asıl ihtiyacımız olan mineraller, vitaminler, yağ asitleri, enzimler, lifler gibi daha bir çok mikro gıdayı alamazsınız.

 

Eğer sürekli bu tarz (besinler açısından) içi boş, kalorisi yüksek gıdalarla beslenirseniz, vücudunuz fonksiyonlarını yerine getirebilmek için, kendi stoklarını kullanmak zorunda kalır. Stoklar tükendiğinde ise malzeme eksikliğinden hücre yenilenmesi yavaşlar, bağışıklık sistemi zayıflar ve hastalıklar başlar. “Bu arada siz hala açsınızdır ve boş kalori yüklemeye devam edersiniz”.

 

Bir kez daha vurgulamak istiyorum ki; Sağlıklı ve uzun bir ömür geçirebilmek için, bilinçli beslenmenin önemini kavrayarak, “Yaşamak için yemeyi öğrenip, vücudumuzun fabrika ayarlarıyla çok fazla oynatmadan”, kendi sağlığımızın kontrolünü kendi elimize almamızın şart olduğu unutulmamalıdır.
 

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş