metrika yandex
  • $32.45
  • 34.68
  • GA18240

Sulh Daha Hayırlıdır

AHMET GÜRBÜZ
27.10.2019

Türkiye, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı adını verdiği, bölgedeki askeri unsurlara parmak ısırtacak zarafet ve kudrette gerçekleştirmiş olduğu operasyonlarıyla Suriye’nin mazlum halklarına ümit olmuş, oyun kurucuların hesaplarını yeniden gözden geçirmelerine sebep olmuştur. Bir yandan içerde üç buçuk milyon küsur Suriyeliye kendi vatandaşı gibi sahip çıkarken, diğer yandan da rejim yanlısı devletlerle ‘çatışmasızlık bölgeleri’, ‘Deaş karşıtı koalisyonla’ da ‘güvenli bölge’ müzakereleri yürütüyor.

Soçi mutabakatıyla çatışmasızlık bölgeleri tam olarak tesis edilemeyip, rejimin katliamları önlenemezken, Deaş karşıtı koalisyon adına hareket eden ABD, kuzeydeki terör gruplarını silahlandırarak, onları askeri ve psikolojik açıdan destekleyerek Suriye’nin bölünmesi konusunda adeta yangına benzin taşıyor. Böylelikle Türkiye’nin bekasını dinamitlemek için etkisinde bulunan güney sınırımızı mayın tarlasına dönüştürüyor.

ABD Türkiye’nin başarılı barışçıl harekâtları karşısında telaşa kapılmış ve Haziran 2018’de Münbiç Yol Haritası konusunda mutabakat imzalamıştı. Geçen zaman zarfında mutabakat çerçevesinde bir adım atılmadığı gibi, hem terör örgütlerine desteğini devam ettirmiş hem de Türkiye’yi ekonomik ve diplomatik yaptırımlarla tehdit etmeye kalkışmıştır.

Türkiye bütün bu küstahlıklara aldırmamış, kararlı bir şekilde dünya kamuoyuna harekâtın gerekçeleri ve hedeflerini anlatmaya devam etmiştir. Nitekim 9 Ekim 2019 tarihinde akşam saatlerinde adını ‘Barış Pınarı’ koyduğu harekâtı başlatmıştır. TSK, Suriye Milli Ordusu (ÖSO)’nun da katılımıyla, bölgeyi terör yapılanmasından temizlemek ve güvenli hale getirmek için iki koldan Suriye’ye girmiştir. ABD destekli terör grupları okul, hastane, oyun parkı gibi yerleri üst haline getirip, halkı canlı kalkan olarak kullanma gayretlerine rağmen, askerlerimiz sivil halk ve yerleşim yerlerinin zarar görmemesi konusundaki aşırı hassasiyet göstermiştir. Bir haftada Rasulayn  ve Tel Abyad dahil olmak üzere 2200 km2 alan terörden temizlenmiş oldu.

‘Türk ekonomisini mahvetmek’, ‘gerekirse askeri seçeneğe başvurmaktan çekinmeyeceği’ gibi tehditler savuran ABD yönetimi, bu bir haftanın sonunda ‘ağır toplarını’ Ankara’ya yollayarak ne pahasına olursa olsun harekâtı durdurmak konusunda yetkilendirmişti. Uzun müzakereler sonunda istedikleri de oldu. Talepleri; harekâta 120 saat ara verilmesi, bu süre içinde sınırımızdan 30 km mesafenin teröristlerden temizleneceğini idi. Ama ABD yine yapacağını (puştluğunu) yapmış ve Münbiç ve Ayn el Arab’tan çekilirken buraları rejim askerlerine terk etmişti.

ABD’ye tanınan 120 saatlik mühletin ardından, Rusya’yla yapılan müzakerelerin sonucu 150 saatte onlara tanındı. Türkiye’nin baştan beri direttiği 30 km derinlik ve 480 km eninde Fırat’ın doğusu terörist yapılanmadan temizlenecek. Burada bir güvenli bölge oluşturulacak ve burdan zorla tehcir edilen, yaklaşık iki milyon Suriyeli mültecinin yeniden evlerine dönmesi sağlanacak.

Bu yaşananlar 30-35 yaş kuşağı için sıradan olaylar olarak görülebilir. Terfi listesinin bile Pentagon’dan onaylattırıldığı Türkiye’yi yaşayanlar bilir ancak bunun ne manaya geldiğini.

İtiraf etmeliyim ki, bende önce bir burukluk yaşadım harekâta ara verildiği açıklanınca. Sonra da bu vatanın bir evladı olmaktan ve bugünlere şahitlik etmekten fevkalade gurur duydum.

Hudeybiye Antlaşması’nı çağrıştırdı bu yaşananlar bana. Hz. Peygamber rüyasında ashâbı ile güvenli bir şekilde Mekke’ye gidip umre yaptıklarını görmüş ve bunu da ashabına anlatmıştı. Umre yapmak için yola çıkmış olan Hz. Peygamber ve sahâbîlerini müşrikler Mekke’ye sokmamışlardı. Hudeybiye denilen yerde bir antlaşma imzalanmıştı müşriklerle. Öne sürülen şartlar ağır gelmişti sahabe efendilerimize. Hz Ömer (r.a) başta, nerdeyse bütün sahabeler hazmedememişlerdi yaşananları. Buraya kadar gelmişken Mekke’yi özgürleştirelim, müşrikleri sürüp çıkaralım ata yurdumuzdan, kıblemizi temizleyelim demişlerdi. Ancak, Allah Rasulü’nün antlaşmayı tasdik etmesinden sonra sakinleşebilmişlerdi.

 “(Resûlüm!) Biz, sana apaçık bir fetih (ve zafer yolu) açtık.
 Andolsun ki Allah, Resûlü’ne o rüyayı hak ile doğru çıkardı. Allah dilerse, güven içinde (kiminiz) başlarınızı tıraş ederek ve (kiminiz) saçlarınızı kısaltarak korkusuzca mutlaka Mescid-i Haram’a gireceksiniz. Fakat O, sizin bilmediklerinizi bildi de önce yakın bir fetih (olan Hayber fethini) verdi.”(Fetih 1. ve 27. Ayetler)

Bu musalaha İslam tarihinde bir dönüm noktası olmuştur. Siyasi, askeri ve ekonomik sahalarda sayılamayacak kadar pozitif sonuçları olmuştur. İlk yıl kuzeyde Hayber (Yahudiler)in, ikinci yıl güneyde Mekke’nin fethinden sonra,  İslâmiyet Arap Yarımadası’nda hızla yayılmaya başladı. Öyle ki bu iki yıl içinde Müslüman olanların sayısı, o güne kadar geçen on sekiz yıl içerisinde İslâmiyet’i kabul edenlerin sayısını aştı. Hz. Peygamber’in Kur’an ile de teyit edilen en büyük siyasî zaferi idi.

Resûl-i Ekrem bu antlaşmadan sonra Bizans ve Sâsânî imparatorlarına, Mısır mukavkısına, Habeş necâşîsine ve bazı Arap emîrlerine mektuplar göndererek onları İslâm’a davet etmiş, üç yıl içinde barışçı yollarla devletini on kat büyütmüş ve hemen hemen bütün Arap yarımadasını hâkimiyeti altına almıştır.

Bizim kuzey Suriye’de sahadaki mücadelemizin üç beş çapulcuyla olmadığını artık herkes görmüştür umarım. Üstlerine gittikçe dünyanın süper güçleri geliyor eman dilemek için teker teker masaya. Ülkeni terör destekçisi göstermeye çalışan, Cumhurbaşkanını savaş suçlusu olarak Lahey’de yargılamayı dillendiren, dahili ve harici bedhahların olduğu bir yerde sulh daha hayırlıdır.

Muhsin Yazıcıoğlu’nu da burada rahmetle analım:  Kan dökmeyi seven bir millet değiliz ancak söz konusu vatan ise, dünyanın şah damarını keseriz.

“Eğer onlar barışa meylederlerse, sen de meylet ve Allah’a güvenip dayan. Çünkü O, (her şeyi) hakkıyla işitendir, bilendir.”(8/61)

Yorum Ekle
Yorumlar (9)
Hüseyin Gürbüz | 04.11.2019 16:41
Dilinè vekaletini sağlık
Faruk Erdoğan | 28.10.2019 16:40
Haklıyız inşallah bunun için de Türk milleti olarak kazanmak zorundayız. Allah yardımını sanki bu minvalde gönderiyor hamdolsun. Bundan sonra da hem sahalardan hem de masalardan yeni müjdeler ve nefesler çıkar ınşallah. Hocam çok teşekkürler, konu ancak bu kadar güzel bir şekilde özetlenebilirdi..
Suphi çirkin | 28.10.2019 12:53
Allah doğru niyetli kullarına yardım eylesin inşallah.
Ahmet Gürbüz | 28.10.2019 12:20
Allah razı olsun teşekkür ederim. Hudeybiye musalahası öncesi ve sonrasıyla detaylıca değerlendirilirse bazı şeyler daha açık görülecektir. Özellikle Hayberin Fethi'ne öncelk verilmesi, kuzey Suriye ve K.Irakla varılmak istenen hedeflerin (en azından şimdilik) suya düşmüş olması dikkat çekici. Rabbim kafirlerin hesaplarını başlarına çevirsin.
Ömer Usta | 28.10.2019 11:07
Allah razı olsun hocam söylenecek herşeyi soylemissiniz..
Nureddin Temeloğlu | 28.10.2019 10:41
MaşaAllah.
s.karaağaç | 28.10.2019 09:36
Allahu Teala hazretleri korktuklarımızdan emin, umduklarımıza nail eylesin. (amin)
Enver Yalcin | 28.10.2019 09:23
Tahliller ve tesbıtler ısabetli olmuş...tavsıyelerıni..temennıleri destekleyen K.K ayetlerı ve asrı saadetten orneklerde bir butun olarak tamamlamış yazıyı..okuyucunun aklını ve gonlunu ortuşturmuş ...
Enver Yalcin | 28.10.2019 09:22
Tahliller ve tesbıtler ısabetli olmuş...tavsıyelerıni..temennıleri destekleyen K.K ayetlerı ve asrı saadetten orneklerde bir butun olarak tamamlamış yazıyı..okuyucunun aklını ve gonlunu ortuşturmuş ...