Araştırmacı Yazar Ramazan Kayan Ankara Gençlik Eğitim Merkezi Derneği (AGEMDER) de “Hicret ve Öze Dönüş” konulu konferans verdi.
Yoğun bir katılımın olduğu Konferansta dinleyicilere hitap eden Kayan, değerlendirmelerini Özgüven, Özveri ve Özeleştiri çerçevesinde yaptı.
Sınavımız zor, yükümüz ağır bu nedenle daha fazla özverili olmalıyız diye sözlerine başlayan Ramazan Kayan,: “Öze dönüşü gerçekleştirmemiz gerekiyorsa ilk önce kendimiz olmamız gerekir, kendimize yabancı olmaktan kurtulmalıyız. En ciddi yabancılaşma insanın kendisinden uzaklaşmasıdır. Onun için fıtrata hicret etmeliyiz. Allah’a hicret etmeliyiz. En doğru hicret Rabbe ve fıtrata doğru olan hicrettir” dedi .
Ramazan KAYAN’ın Konuşmasının satırbaşları şu şekilde oldu:
-Allah’ın yasaklarından kaçana/uzaklaşana muhacir denir.
-Kendimize zaman ayırmamız lazım.
-Ye’s hali özgüveni kaybetme halidir.
-Özgüvenimizi kaybettiğimizde bitmişiz demektir.
-Umudumuzu yitirmememiz lazım. Umudun bittiği yerde her şey biter.
-Gelecekle ilgili umudu olamayanlar her şeyini bitirmiştir.
-Hem yeryüzünün halifesi olacaksınız, hem de benden geçti diyeceksiniz.
-Bu nedenle özgüveninizi bitirmemeniz lazım.
-İmkanlarımızı bir araya getirip seferber etmemiz ve gücümüzü toparlamamız lazım.
-Engellenen İslami hareketten, ertelenen İslami hareket konumuna geldik.
-Bizim davamızda yılgınlığa ve ertelemeye yer yoktur.
-Unut yitimi, Ufuk darlığı ve Usul bilmemezlik bizleri değiştirdi.
-Kitap Umuttur. Umudumuz sönmüşse Kitabımızla irtibatımız yetersizdir. Kitabımıza sarılmamız lazım.
-Gevşemeyin, üzülmeyin, inanıyorsanız üstün gelece olan sizsiniz.
-Uhut; umut demektir. Yenilebilirsiniz fakat Ye’se düşmeye hakkınız yoktur.
-Allah bizimle olduktan sonra gam ve tasa yok.
-Kızıldeniz de kıstırılmış, zora düşmüş olabilirsiniz. Asla zannettiğiniz gibi değil, Rabbimiz bizimledir. Yeter ki Asanız ve Kitabınızla yola çıkın.
-İsmail’inizle ıssız bir çöle terk edilmiş olabilirsiniz yeter ki; Safa ile Merve arasındaki yürüyüşünüzü terk etmeyin. Çünkü Allah çölde imkansızı mümkün kılıyor.
-Aleyhinizde psikolojik baskı olabilir ama Meryem gibi bir duruş sergilemeniz lazım. Ashabı Kehf gibi sayınız az da olsa sabırlı olmanız gerekir.
-Yakup gibi, Yusuf’unuzu ve Gözlerinizi kaybetmiş olabilirsiniz fakat O umudunu asla yitirmedi.
-Tarihe ve Topluma hükmeden Allah’tır. Yeter ki biz elimizden gelenin en güzelini yapalım. Birlikte yapalım. Kendimizi küçümsemeyelim.
-Allah’a güvendiğimiz için kendimize güveniyoruz.
-Güvenin menşeinde tevekkül vardır.
-Birbirimize güveneceğiz: Özgüven – Allah’a güven- Birbirimize güven
-Özeleştiriyi eksik etmeyelim.
-Allah’ın desteğinin bizden kesilmesinin nedeni nedir?
-Tövbe edeceğiz: İnişte de, çıkışta da… Yenilgide de, zaferde de.. Peygamber Mekke’yi fethederken tövbe ederek girmiştir. Şımarmamak için tövbeye kapanmalıyız.
-Fetih gününde iç dinamiklerimiz güçlü olduğunda Allah bizi destekliyor.
-“Başınıza gelen herhangi bir musibet kendi ellerinizle işlediğinizden dolayıdır” Bu yüzden Tövbe etmemiz lazım.
-Hz. Ömer ordusunun elini temiz tuttuğu için Allah ona Kudüs’ü nasip etti.
-Eğer temiz olursak Allah bize Kudüs’ü nasip eder.
-Allah’ın davası temizdir. Temiz davasını kirli ellere teslim etmiyor.
-Hz. Yusuf gibi gömleğimiz arkadan yırtıksa Allah bize geleceğimizi temiz eyler.
-Emperyalizm ve Siyonizm’in emellerini boşa çıkarmak istiyorsak Ellerimizi temiz tutacağız.
-Zihin dünyamıza, alışkanlıklarımıza bakacağız, birbirimizle çekişmeyeceğiz. Birbirinize düşmeyiniz, tefrikayı taassubu bırakınız, gücünüz gider, Kudüs’ümüz gider, Endülüs’ümüz gider. Tüm kazanımlarımız kaybolur.. Birbirimizin kıymetini bilmemiz lazım. Kardeşliğimiz dernek, vakıf, cemaat, mezhep taassubu ile sınırlı olmamalı.
-Adanmışlık… Özverili olmalıyız.. Allah için yeterince veremiyoruz. Heyecanımız yok..
-Hangi davanın fedaisi varsa o dava zafere ulaşır. Hakkın fedaileri yoksa hak ehli yerlerde sürünür.
-Bir dava ‘boş bir dava’ bile olsa eğer adanmışlık varsa o dava zafere ulaşır…
-Sahip olduklarınızı birazcık ta olsa Allah için sarf edin.
--Günlük 5 dk olsa zamanımızı Kur’an’a ayıralım. En çok Kur’an diyen fakat en az Kur’an’a zaman ayıranlardan olduk.
-Eğer sadece kendi çocuklarınız için yaşarsanız çocuklarınızı kaybedersiniz. Mazlum çocuklar için de uğraşın.
-Eğer bizler İslam’ı dert edinmemişsek dünya kadar dert edinelim bir anlamı yok.
-Özgüven, Özveri ve Özeleştiriyi elden bırakmamalıyız.
-Birlikte örgütlü hareket etmemiz lazım.
- Vahdet’e birlikte hareket etmemiz lazım.
-Ben’den Biz’e geçmemiz lazım
Konfrans soru cevaplar şeklinde sona erdi
Süleyman Arslantaş ile Derkenar
14.03.2024
Ertesi gün/ Vahdettin İNCE
25.02.2024
sürdürülebilir dindarlık MUSTAFA AKMEŞE 16.03.2024
İslama ve Müslümanlara Sövmek CAVİT OKUR 14.03.2024
Diriliş Yurduna Koşmak KADİR ÇİÇEK 16.03.2024
Filistin ve Gazze Üzerine SÜLEYMAN ARSLANTAŞ 26.02.2024