metrika yandex
  • $32.45
  • 34.68
  • GA18240

Haberler / Dosya Haber

Hak İnisiyatifi Derneği: ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜNÜN ÖZÜNÜ ZEDELEYEN BU DÜZENLEME İPTAL EDİLMELİDİR.

27.03.2020

Hak İnisiyatifi Derneği Genel Başkanı Av. Mehmet Arif  KOÇER:  

ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜNÜN ÖZÜNÜ ZEDELEYEN BU DÜZENLEME İPTAL EDİLMELİDİR.

Hak İnisiyatifi Derneği Genel Başkanı Av. Mehmet Arif  KOÇER, TBMM Genel Kurul’unda kabul edilerek yasalaşan “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile Dernekler Kanunu’nun 23. maddesinde yapılan değişiklikle ilgili olarak Hertaraf Haber’e açıklamalarda bulundu.  

M. Arif KOÇER, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olan bir konuyu, yürütme erki bu defa benzer düzenleme ile bu torba yasa ile hayata geçirdiğini, ancak, bu yasanın , Türkiye Cumhuriyeti Devletinin anayasasına, hem de, taraf olduğu, uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu belirtti.

Koçer,bu hak mutlak bir hak olmayıp sınırlanabilir, ancak, bu sınırlamanın yasayla, demokratik bir toplumda gerekli olması durumunda ve orantılı olması gerektiğini vurguladı. Arif Koçer , sözkonusu yasal düzenlemenin, demokratik bir toplumda gerekli olmadığını da belirtti ve ayrıca  orantılılık koşulunun da gözetilmediğini belirtti. Hak İnisiyatifi Genel Başkanı :” Bu sebeple, OHAL döneminin keyfiliklerini iliklerine kadar yaşamış, bir dönem yasal bir dernek üyeliğinin, bir süre sonra terör örgütü üyesi olmanın somut! delili sayıldığı Türkiye toplumunda, dernek üyeliğinin mülki idare amirine bildirim zorunluluğunun, örgütlenme hakkını derinden yaralayacağı açıktır. Yine uluslar arası sözleşmeler ile koruma altındaki özel hayatın gizliliğini ihlaldir. Kişisel verilerin korunması ilkesine de zıttır. Dernek üyesi olan vatandaşların potansiyel suçlu sayılarak izlemeye alınması anlamına gelecektir. Fişleme işine yasal güvence sağlanması görünümündedir ve hakkın özünü zedelemektedir” dedi.

Av. Arif KOÇER’in Hertaraf Haber Sitemize Yaptığı Açıklama şöyle:

“Türkiye’nin topyekun, dünya çapındaki salgınla mücadeleye yoğunlaştığı bir dönemde, 25 Mart  2020 de, bir gece yarısı düzenlemesi ile virüse karşı alınacak tedbirlerin olduğu torba yasaya konulan bir madde ile, 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nda değişiklik yapılmıştır. Buna göre ve dernek üyelerinin kişisel bilgilerinin ve dernek içindeki görevlerinin bir ay içinde mülki idareye bildirilmesi, halen mevcut üyelerin ise bilgilerinin altı ay içinde bildirilmesini düzenliyor. Daha önce de, yasa ile değil, yönetmelik ile düzenlenen benzer bir uygulama, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş idi. Yürütme erki bu defa benzer düzenlemeyi bu torba yasa ile yapmıştır. Ancak, bu yasa, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin anayasasına, hem de, taraf olduğu, uluslararası sözleşmelere aykırıdır.Şöyle ki;

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11.maddesi,”Herkes…başkalarıyla birlikte örgütlenme özgürlüğü hakkına sahiptir” demekte, Kişi Hakları ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesinin 22.maddesi ise, “Herkes başkalarıyla birlikte dernek kurma hak ve özgürlüğüne sahiptir… Bu maddenin hiçbir hükmü, …Taraf  Devletlere, bu sözleşmede öngörülen güvenceleri zedeleyecek yasal önlemler alma ya da yasaları bu güvenceleri zedeleyecek biçimde uygulama yetkisi vermez.”demektedir. Bu hak mutlak bir hak olmayıp sınırlanabilir, ancak, bu sınırlamanın yasayla, demokratik bir toplumda gerekli olması durumunda ve orantılı olması gerekmektedir. Sözkonusu yasal düzenleme, demokratik bir toplumda gerekli değildir ve orantılılık koşulu da yoktur. Bu sebeple, OHAL döneminin keyfiliklerini iliklerine kadar yaşamış, bir dönem yasal bir dernek üyeliğinin, bir süre sonra terör örgütü üyesi olmanın somut! delili sayıldığı Türkiye toplumunda, dernek üyeliğinin mülki idare amirine bildirim zorunluluğunun, örgütlenme hakkını derinden yaralayacağı açıktır. Yine uluslar arası sözleşmeler ile koruma altındaki özel hayatın gizliliğini ihlaldir. Kişisel verilerin korunması ilkesine de zıttır. Dernek üyesi olan vatandaşların potansiyel suçlu sayılarak izlemeye alınması anlamına gelecektir. Fişleme işine yasal güvence sağlanması görünümündedir ve hakkın özünü zedelemektedir.

Bu sebeplerle, bu yasal düzenleme, Anayasa Mahkemesine götürülmeli ve acilen iptal edilmelidir.”

Fuat Taşcı – Hertaraf Haber / Ankara

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş