metrika yandex
  • $32.59
  • 34.68
  • GA18850

Haberler / Türkiye

El ele, gönül gönüle hayır oyu verelim

21.02.2017

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Partisinin grup toplantısından yaptığı konuşmada ''Gelin anayasa referandumunda sağ solu, ileriyi geriyi bırakalım, kim demokrasi, özgürlük, kendi ülkesinde rahat yaşamak istiyorsa el ele, gönül gönüle hayır oyu verelim.'' dedi.

 

Kılıçdaroğlu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında Rakka'ya kadar gideceği yönünde açıklamalar yapıldığını belirterek, "Kimin çocuğuna sen güveniyorsun da Rakka'ya gidiyorsun? Garibanın çocuğuna mı güveniyorsun? Önce kendi çocuklarını al, hep beraber gidin Rakka'ya, biz de alkışlayalım." dedi.

 

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 20 Temmuz'da sivil darbe olduğunu, bunun sonuçlarını yaşadıklarını, gelecek günlerde giderek artan baskıyı göreceklerini savundu.

 

Kimsenin, 20 Temmuz'u unutmaması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, bunun, Türk siyasal tarihinde bir sivil darbe tarihi olduğunu öne sürdü.

 

Cezaevindeki gazeteci sayısının 150'yi aştığını kaydeden Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir darbe döneminde bunun yaşanmadığını öne sürdü.

 

Die Welt gazetesinin Türkiye Temsilcisi Deniz Yücel'in uzun süredir tutuklu olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, Yücel'in kısa sürede özgürlüğe kavuşmasını temenni etti.

 

Bir gazeteci üzerinde bu kadar baskı kurmanın, gazetecileri hapise atmanın, susturmanın doğru olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, bunun demokrasiye, Türkiye'ye, Türkiye'nin imajına zarar verdiğini savundu.

 

Kılıçdaroğlu, "Gözaltına alınmasının gerekçesi şu: Berat Albayrak ile ilgili internette yayınlanan iletiler, mailler vardı. Biz Berat Albayrak'ın ne halt ettiğini gayet iyi biliyoruz. Irak'ta neler yaptığını çok iyi biliyoruz. Benim Amerika ziyaretim sırasında saniye saniye kendisine kimler tarafından bilgi verildiğini de biliyoruz. Ama Türkiye'nin gündemi bu olmadığı için şimdilik sessizliğimizi koruyoruz. Ama Albayrak bunu kulağına küpe etsin. Yeri zamanı gelince söyleyeceğiz." diye konuştu.

 

 

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 20 Temmuz'dan sonra 4 bin 811 akademisyenin görevine son verildiğini dile getirerek, 12 Eylül askeri darbesinden sonra bu sayının 120 olduğunu kaydetti.

Kılıçdaroğlu, görevine son verilen akademisyenlerden Fatma Bostan Ünsal'ın, AK Parti'nin 64'ünün kurucusundan biri ve eşinin de eski AK Parti Milletvekili ve Mazlum Der Başkanı olduğunu, ikisi de bütün hayatları boyunca insan hakları mücadelesi verdiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, Ünsal'a, "Gerçekleri kimse örtemez, kapatamaz. Gerçek bütün çıplaklığıyla Türkiye'nin önünde duruyor. Gelin anayasa referandumunda sağ solu, ileriyi geriyi bırakalım, kim demokrasi, özgürlük, kendi ülkesinde rahat yaşamak istiyorsa el ele, gönül gönüle hayır oyu verelim." çağrısında bulundu.

 

 

Kılıçdaroğlu, gündemlerinde anayasa değişikliği bulunduğunu ancak halkın gündeminin işsizlik olduğunu belirtti. Bir babasının kendisine gelerek, "Oğlum 28 yaşında, kaç yıldır işsiz. Biz milletvekilliği istemiyoruz, önce çocuklarımıza iş istiyoruz." dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"18 yaşındaki milletvekilliğini kimin için getiriyorlar? Ankara'da oturan beyler kendi çocukları ve torunları için getiriyorlar. Bir de üstelik hiç askere gitmiyorlar. Bereket versin Sayın Cumhurbaşkanı, bu gerçekleri meydanlarda anlatıyor. Biz anlatsak, 'Olur mu öyle şey' deyip, inanmayacaklar. Kimin çocuğunu milletvekili yapacak, Kahramanmaraşlı Ökkeş'in, berber İrfan'ın çocuğunu mu yapacak; kendi çocuğu ve torunlarını yapacaklar. Onlara irfan, gelecek hazırlıyorlar.

 

Kılıçdaroğlu, "Yeni anayasa değişikliğiyle Türkiye'yi uçuracağız." denildiğini ifade ederek, 2 yıldır fiilen başkanlık sisteminin uygulandığını ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyor, başbakanlık koltuğu zaten boş. O da cumhurbaşkanı yardımcısı gibi görev yapıyor. Siz, Sayın Cumhurbaşkanı bir şey söyleyecek de Binali Yıldırım buna itiraz edecek, aklınız gelir mi böyle bir şey? Tam tersine esas duruşta. Sayın Erdoğan'ı 500 metreden görse,100 düğmesi varsa 10 saniyede ilikler." görüşünü savundu.

 

 

İşsizlik oranlarının, iş aramaktan umudunu kesenlerle birlikte yüzde 19,4 olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, kriz dönemleri olan 1982'te yüzde 7,6, 1990 Körfez krizinde yüzde 8, 2001'de yüzde 9, 2017'de ise yüzde 19,4 olduğunu kaydetti. Kılıçdaroğlu, 6 milyon işsizin bulunduğunu belirterek, bunun Danimarka, Türkmenistan, Norveç'ün nüfusundan daha fazla olduğunu söyledi.

 

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, TOBB'da işverenlere çağrıda bulunduğunu, bir işsiz almaları halinde işsizlik sorununun çözüleceğini söylediğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Zekaya bakın, pırıl pırıl zeka. Ekonomi bilgisine bakın, Nobel almış olanlar bunun yanında halt etmiş. Bu kadar güzel bir öneri nerden geliyor? Bu öneriyi önce Trakya'da 2004'te yapmış kimse takmamış, 2010'da yapmış, 2016'da yapmış kimse takmamış. 2017'de yine TOBB'da yaptı, takarlar mı takmazlar mı bilmiyorum. Ankara'daki beylerin fabrikaları, gemileri, KOBİ'leri, her şeyleri var. Bunlar işçi aldılar mı, bir tek işçi bile almamışlar. Sen al kardeşim.

 

Çiftçi kardeşlerime sesleniyorum; bunlar kimin hükümeti iyi düşün. Yatın, kotranın vergisini sıfırladılar, mazotun üzerindeki vergiyi sıfırlamadılar. Nisanda sandığa gideceksin bir ders vermenin zamanıdır artık. Senin mazotunda vergileri sıfırlamayıp, yatta sıfırlıyorlarsa sen de sandıkta onları sıfırla."

 

Kılıçdaroğlu, "Diyorlar ki 'Tek adam rejimi Türk tipidir.' Osmanlı'da bile tek adam yok. Padişah var bir de veziriazam var, sadrazam var. Veziriazam şimdi ki başbakan. Sen Osmanlı'yı, Selçuklu'yu bilmiyorsun, tarihteki hiçbir Türk devletinin yapısını bilmiyorsun." değerlendirmesini yaptı. 

 

Yerli yatırımcının, geleceğini göremediği için yeni yatırım yapmadığını öne süren Kılıçdaroğlu, yabancı müteşebbisin ise ülkeden kaçtığını savundu.

 

Turizm sektöründe de durumun hiç iç açıcı olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Niye turist gelmiyor? Çünkü Türkiye'ye güvenmiyor, imajı bozulmuş vaziyette. Sen kalkar Almanya'daki gazetenin Türkiye temsilcisini gözaltına alırsan, Alman niye gelsin? Gelmezler. Bütün bunların sorumlusu kim? Bu soru can alıcı sorudur. Bütün bunların sorumlusu Türkiye'yi yönetenlerdir. İyi yönetmiyorlar. Fatura ise millete çıkıyor. O nedenle bütün milletime sesleniyorum; 16 Nisan'da sandığa gideceksiniz, 'Bu faturayı artık ödemiyoruz' diyeceksiniz."

 

Vatandaşın borç batağında olduğunu, bankalara 424 milyar lira borcu bulunduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, vatandaşların kendine "Benim bu borcumu sıfırladı mı Hükümet" diye sormasını istedi.

 

Kılıçdaroğlu, "Hayır. Kimin borcunu sıfırlıyor? Ama ben bir tüyo vereyim, kimin borcunu sıfırlıyorlar. Hani bir vatandaş vardı, telefonla konuşurken milletin anasına küfreden bir vatandaş vardı, bunların el üstünde tuttuğu bir müteahhit vardı, 'Milletin anasına şunu yapacağım' diyen. Onun 424 milyon liralık vergisini ve cezasını sıfırladılar. Ama senin borcunu sıfırlamıyorlar. Bu hükümet kimin hükümeti?" diye konuştu. 

 

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile iktidar partisinin meydanlara çıktığını ve sürekli mitingler yaptığını savunan Kılıçdaroğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı meydan meydan geziyor değişikliği anlatıyor. Emin olun kendisine yürekten teşekkür ediyorum. Çünkü bu 18 yaşı biz anlatamazdık, sağ olsun o anlattı." dedi. 

 

Cumhurbaşkanının, "18 yaşında biz çocuklarımızı milletvekili yapacağız, askerlikten de muaf tutacağız" dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Ben bunu anlatsam koro halinde üstüme gelirlerdi, 'Yalandır bunlar' diye. Cumhurbaşkanına 'Yalandır' diyemiyorlar. Adam doğruyu da söylüyor. Bunun için getiriyorlar. Bir noktaya henüz gelemediler. Bu 50 vekili niye artırıyorlar? Ben bekliyorum bu sorunun yanıtı. 178 milyon lira vatandaşın cebinden milletvekili maaşı olarak çıkacak. Bu Meclis ne yapacak? Dişleri sökülmüş Meclisin, al maaşı otur yerine o zaman niye 600'e çıkarıyorsun. 550 neyine yetmiyor? 450 neyine yetmiyor? Eğer 600'e çıkmaya 'hayır' diyorsan 16 Nisan'da sandığa gideceksin 'hayırlı bir iş' yapacaksın."

 

Kendisinin "Bu anayasa değişikliğiyle bütün yetkiler tek elde toplanıyor" dese kıyametin kopacağını ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın meydanda çıkıp, "Bütün yetkileri tek elde topluyoruz" dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bu kadar açık ve net konuştuğu için yeniden teşekkür etti.

 

 

Vatandaşın kendisine yeni sistemle hangi sorununun çözüleceğini sorması isteyen Kılıçdaroğlu, bunun cevabının henüz olmadığını söyledi. 

 

İktidar yetkililerinin sadece "Türkiye'yi uçuracağız" dediğini savunan Kılıçdaroğlu, "Türkiye'yi uçurduğunuz kadar uçurdunuz. Türkiye'yi felaketin eşiğine, darbenin eşiğine getirdiniz. Siz 15 yıldır Türkiye'yi büyütecektiniz de birisi gelip size engel mi oldu?" diye sordu. 

 

İktidarın, "Bu anayasa değişikliği ile istikrar gelecek" dediğini belirten Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"15 yıldır milletin kafasını ütülediniz, sabah, öğle, akşam 'istikrar, istikrar' dediniz. Tek başınıza 15 yıldır memleketi yönetiyorsunuz. Demek ki 15 yıldır bu memlekette istikrarsızlık varmış da sizin haberiniz yokmuş. Emin olun bir gün gelecek emin olun şunu da söyleyecekler, '15 yıldır Türkiye'yi biz yönetmiyorduk' bunu da diyecekler. İhale edecek birini arıyorlar. Ama eminim bize etmeyecekler. Diyorlar ki 'Değişiklikle çift başlılık kalkacak.' Çift başlılık yok ki zaten. Binali Bey itiraz mı edecek Allah aşkına. Böyle bir kapasitesi mi var? Yok böyle bir şey. Böyle bir yeteneği mi var? Yok böyle bir şey. 'Ben başbakanım' diyebiliyor mu? Diyemez. Hele Erdoğan'ın yanında hayatta diyemez. 'Ben Emrinizdeyim' der o kadar."

 

Asıl çift başlılığın yeni sistemle geleceğini iddia eden Kılıçdaroğlu, bir kişinin hem cumhurbaşkanı hem de parti başkanı olamayacağını söyledi.

 

 

Cumhurbaşkanının "tarafsızlık" konusunda "Bir insanın karakterinde tarafsız olmak diye bir şey olur mu? Olmaz." dediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, bu açıklaması için de Erdoğan'a teşekkür ettiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Peki TBMM'de yemin ederken, tarafsız davranacağına dair namus ve şeref sözü veren kimdi Allah aşkına." dedi. 

 

Galatasaray ile Fenerbahçe maçından örnek veren Kılıçdaroğlu, böyle bir maçta Galatasaray Başkanı'nın hakemlik yapmasının düşünülmesini istedi. 

 

Yapılan düzenlemede 7'nci maddedeki yargı başlığına, "bağımsızlığına ve tarafsızlığına" kelimesinin ilave edildiğini belirten Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Tarafsızlığı ilave etmişler. Nasıl oluyor? Cumhurbaşkanı diyor ki 'İnsanın karakterinde tarafsızlık diye bir şey yoktur.' O zaman niye ilave ettiniz. Sayın Başkan seçildikten sonra TBMM'ye gelip tarafsız olduğuna dair yemin edecek. Neresinden tutsanız dökülüyorlar. Bir partinin mutfağında anayasa hazırlarsanız işte böyle olur. Oturup tartıştılar mı? Hayır. Kendi kendilerine çaldılar, kendi kendilerine oynuyorlar. Nereye götürüyorlar Türkiye'yi? Bir maceranın içine götürüyorlar. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti bir maceraya teslim ediliyor. Daha da komiği, Sayın Cumhurbaşkanı meydanlara çıktı. Teşekkür ediyoruz, anayasayı anlatıyor hiçbir itirazımız yok kendisine. Ama 'Ben anayasa referandumu için çıktım' diyemiyor. Niye çıktı açılış törenleri yapıyor. Buradan Sayın Erdoğan'a söz veriyorum; vallahi de billahi de... Çık arkadaş, rahat rahat de ki 'Ben evet oyu için meydanlara çıkıyorum. Açılış törenleri için değil.' Bunu söyle vallahi ses çıkarmayacağım. Hiç değilse dürüst ol, nitelikli ol. 'Ben anayasaya evet için çıkıyorum.' de. Daha da komiği bizim belediye başkanlarımıza valiler yazı yazıyor, 'Yeni açılacak yerler varsa bize bildirin. Cumhurbaşkanı gelecek, açacak.' Komedi bu kadar olur. Nasıl bir hükümet, devlet anlayışı, yönetim anlayışı. Anlamakta zorluk çekiyorum."

 

 

Grup salonunda üniversite öğrencileri olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, tüm üniversite öğrencilerinden oylarını kullanmalarını istedi. 

 

Oy kullanmaya gitmemenin halk oylamasında "evet" demek anlamına geleceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Oy kullanın ki hocalarınızın hakkını koruyun. Türkiye bir kişiye teslim edilemez." ifadesini kullandı.

 

İktidar yetkililerinin "Hayır" diyenlerin 82 Anayasası'nı savunduğunu söylediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, böyle bir düşüncelerinin asla olmadığını belirtti. Tam tersine Türkiye'nin darbe hukukundan tamamen kurtulmasını savunduklarını, bu konuda CHP Grup Başkanvekillerinin 5 kanun teklifi hazırladığını hatırlattı. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Siyasi Ahlak Yasası. Sayın Binali Yıldırım, Siyasi Ahlak Yasası'nı çıkarmaya var mısın? Hırsızların, ihale takipçilerinin bu Mecliste yeri yok. Daha önce Sayın Davutoğlu, 'Biz siyasi ahlak yasası teklifini çıkaracağız' demişti. Fırçayı yedi, 'O zaman il, ilçe başkanı bulamayız. Nereden çıkardın sen bunu' dedi. O da bir başka darbeyle kapının önüne kondu. Siyasi Partiler Yasası'nı değiştirmeye var mısınız? Yüzde 10 seçim barajını kaldırmaya var mısınız? Siyasetin finansmanını ahlaki temeller üzerine inşa etmeye var mısınız? Yurt dışı seçim çevresi yasasını çıkarmaya var mısınız? Bakın biz daha güçlü daha onurlu bir parlamento, içeride ve dışarıda sorununu özgürce aktarabileceği bir parlamentodan yanayız. Tek adamdan yana değiliz. 80 milyondan yanayız. 'Hayır çıkarsa ne olur' diyorlar. Sayın Cumhurbaşkanı yerinde kalır. Binali Yıldırım başbakan olarak görevini yapacak. Bir Davutoğlu darbesi olmayacağının da güvencesi olacak bu. Eğer bunlardan yanaysanız, ölçün, biçin, tartın ve sandığa öyle gidin. Bu bir siyasi parti seçimi değil. Bu hak arama, adalet arama, birlikte yaşama, özgürce yaşama, kimlik, kılık kıyafet sorgulaması yapmadan, inanç sorgulaması yapmadan 80 milyonun bir arada özgürce yaşayabileceği bir referandum. Hayır oyu bu kadar değerli. Onun için 'hayırlı olsun' diyoruz."

 

AA

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş